Işıklar göğe gözlerini yummuş sabahın en sevdiğim dakikalarının yelkovanını, sürgün edilmiş ihtiyar adamın ayak bileğine bağlanmış olan yıpranmış çamurlu halat çekiyor. Elleri kanlanmış cellâdı andıran gözleriyle, kirpiklerinde boynundan asılan ölü adamın ağırlığıyla, hayallerini taşlayan gerçekliğin her bir yana saçılmış mürekkebini, sayfası gümüşi defterinden göz yaşlarıyla toplayan, beyaza çalan Gri Frezya. Ellerimle taşıdığım cehennemin cennetine düşmüşüm, ey fırtınam. Ben kaosun hükümdarı, kalbinin üzerine boğulana kadar toprak atılmış, acımasız, kanatları hançerden melek. Meleklerin ölümüdür düşmek, benim farkım, düşerken dirilmek.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Pas Kokulu Yazılar.
RandomYazarı yazan yapan kelimelerdir, kelimelere yüklediği anlamlardır. İnsanların çoğu yazarların alıntılarını kullanarak bu platformda bir hikaye oluşturuyorlar. Ben ise yazarın kendi hakkında ki kelimelerini buraya aktarmak istiyorum.