Bir gün kapattım odamın kapısını, içeriye girebilmesine izin verdiğim tek ışık ay ışığıydı. Yatağımın üzerinde bağdaş kurup, tarağımı aldım elime ve taradım saçlarımı. Tellerinin üzerinden her geçişimde teker teker döküldü papatyalarım, düştükleri yer acıdı hüzün kokan yapraklarına. Kimse onları toplayamasın, seviyor mu sevmiyor mu diye parçalarını çalamasın istediğim, siyaha boyadığım papatyalarım teker teker düştü saçlarımdan ve ben engel olmadım.
Koparmaya kıyamadığım, dalından sevdiğim, kimse istemesin diye çirkinleştirdiğim papatyalarım artık yok... Ruhum çürüdü, eridi; küçüldü de küçüldü kalbim göğüs kafesimin içinde. Yok oluyor sanki, hissedemiyorum onu artık... Orada mı, atıyor mu bilmiyorum. Ama biliyor musun... Artık atsın da istemiyorum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Pas Kokulu Yazılar.
LosoweYazarı yazan yapan kelimelerdir, kelimelere yüklediği anlamlardır. İnsanların çoğu yazarların alıntılarını kullanarak bu platformda bir hikaye oluşturuyorlar. Ben ise yazarın kendi hakkında ki kelimelerini buraya aktarmak istiyorum.