Dershanemin ilk günü bakalım nasıl geçecek ? Her yer ukala, havalı tiplerle dolu kesin ! Nefret ediyorum yeni başlangıçlardan. Yeni bir ortama girmek , o ortama alışmak benim için resmen katliam. Adım soyadım , bölümüm tamam da baba mesleğinden sizene dimi. Neyse sakinliğimi koruyarak dershanenin yolunu tuttum. Sayısal mezunu olmama rağmen bu sene şansımı eşit ağırlıktan denemek istedim. Dershanenin merdivenlerini çıkarken içimi bi heyecan ve korku kapladı. Sonunda sınıfların belli olduğu panonun önüne geldim. İsmimi aramaya başladım. Ve buldum. Çağla 513 EA sınıfı. Bakalım sınıfım ve yeni ortamım nasıl ? Tedirgin adımlarla panodan uzaklaşarak 513'ün yolunu tuttum. Koridordan geçerken kantinden gelen müzik sesi ve insanların coşkusu beni korkutmadı değil. Eveett.. Sonunda sınıfın kapısına geldim. Derin bir nefes alarak sınıfa girdim. Sınıfın duvar tarafı kısmı full erkek dolu. En iyisi orta sırada arka taraflarda oturmak. Boş sıraya oturdum ve sınıfa girenleri yavaşça süzmeye başladım. Gelenleri de nedense gözüm hiç kesmiyor. Napıcam ben ya ! Bütün seneyi sap gibi mi geçircem. Sınıfın çoğu doldu neredeyse. Zil çaldı. Herkes ürkek bi ceylan gibi sesini çıkarmadan hocanın gelmesini beklemeye başladı. Sınıfa hoş bir bayan öğretmen girdi ve kendini tanıtmaya başladı. Ve eline sınıf listesini alıp hem yoklama alıp hem de kendimizi tanıtmamızı istedi. Sıra bana gelecek diye ödüm kopuyordu. Sonuçta kimseyi tanımıyorum ve çok da çekiniyordum. Ama bunu da belli etmemek için resmen kendimle savaş veriyordum. '' ÇAĞLA '' !!! Sıra bana gelmişti bile. Adımın söylenmesiyle '' Burda '' dedim ve kendimi tanıtmaya başladım. Ben Çağla. Sayısal mezunuyum. Şansımı Eşit Ağırlıktan denemek istiyorum diye kısa keserek sustum. Hoca da diğer öğrenciyi tanımaya başladı. Hababam Sınıfı müziğiyle derse ara verdik. Kimseyi tanımıyorum , yalnızım, hiçbir yer bilmiyorum. İçimdeki çaresizliğe daha fazla yenilmeden kalktım ve son ses müzik çalan kantine doğru yöneldim. Kantinin kapısından giriş yaptığımda direkt ilerideki masada bulunan çocuklara kaydı gözüm. Bu ne be ! Bunlardaki hava ne ya ! Ben nereye düştüm ! diye içimden söylenmeye başladım. O arada da televizyonda da '' ÖZGÜN - ÖPÜCEM '' çalıyor. Çocukların sesli kahkahaları, kızların havaları.. Dershane gözümde cehenneme büründü . Açlığımı yatıştırmak için bir poğaça ve meyve suyunu alıp köşedeki masaya oturdum. Ve yemeye başladım. İnsanları süzerek karakterlerini çözmeye çalıştım. İlk önce o egolu erkek topluluğu !!! Esmer, uzun boylu, üçgen vücutlu çocuk.. Gözüme fazla egolu gözüktün. KARA LİSTEMDESİN. Egodan yıkılacak. Kızlar da gözlerini ayırmıyor çocuktan. IYH.. O neyse hepsi aynı şu iğrenç tavırları insanı hem ürkütüyor hem de tiksindiriyor. Hımm .. Sen sen. Uzun boylu, kumral, dalgalı saçlı çocuk sen iyiye benziyorsun. Yakışıklısın da. Seni aklıma kazıdım.