5.BÖLÜM

53 8 38
                                    

Bir an zil sesiyle yerimden sıçramıştım.Neden bu kadar korkmuştum ki. Ahh sanırım kitap okurken içim geçmiş ve tam da kendimi bembeyaz ve oldukça sade bir gelinliğin içinde hayal ediyordum.Kendime çekidüzen vermeye çalışarak kapının gözetleme yerinden baktığımda çok şaşırmıştım. Gelen Ömer'di.Hemen üzerime uzun bir tunik alıp başıma da başörtüsü geçirerek tekrar kapıya döndüm ve gayet temkinli ve kendinde emin bir şekilde kapıyı açtım:

-Emel...bak..ne diyeceğimi bilemiyorum..Seni gerçekten kırdığımın farkındayım..Özür dilerim.Lütfen beni affet.Gerçekten yaptığım şeyden ötürü çok pişmanım ve nasıl seni kırdım hala anlayamıyorum,dedi tam içeri girmeye yeltenerek:

-Bir dakika,bir dakika,diyerek onu durdurdum ve:

-Hemen geliyorum,diyerek el çantamdan anahtarımı ve cüzdanımı alarak tekrar kapıya geldim ve kapıyı kapatıp dışarda yürümeyi teklif ettim.

Evet herkesin sınırları,takıntıları vardır hayatta. Benim ki de buydu evet. Eşim olmayan bir adamı evime alamazdım. Bunu Ömer'e anlatmaya çalıştığımda da bana içeride ondan gizli bir şey sakladığımı, onun görmesini istemediğim farklı bir dünyam olduğunu ima etmişti. Ama ne düşünürse düşünsün ben karakterimden ve kişiliğimden ödün verecek değilim ya. Eve erkek cinsini almıyorum ve buna saygı duyulmasını istiyorum.Bu kadar açık ve net.

Kendi düşüncelerimden sıyrılarak tekrar Ömer'e döndüm ve:

-Yalvarman bittiyse bir şeyler içmeye gidelim mi? Gerçekten çok yoruldum ve susadım,dedim biraz kırgın biraz bağışlayıcı ses tonumla.

Yaklaşık bir saattir yürüyorduk ve yalvarmalarını dinliyordum. Evet bu hoşuma gidiyordu ve onu affetmiştim. Başka bir şeye sinirlendiğini ve benimle ilgili bir durum olmadığınıda belirtmişti. Eee daha ne bekliyordum,aramızın düzelmemesi için hiç bir sebep yoktu ortada.Küçük şirin bir kafe görmüştük ve gidip içeriye oturduk. Garson yanımıza gelip:

-Buyrun hanımefendi ne içersiniz?,diye bana bakarak kibarca sormuştu.

-Biz iki tane çay alalım,dedim.

-Biz..?,diye biraz şaşırarak bakmıştı bana:

-İki çay mı?,dedi.

-Ne alaka beyefendi,dedim biraz hiddetlenerek.

-İki çay lütfen,diye belirttim sertçe.

Garson da gitti ve iki çay getirdi bize.Bu garsonda bir görme bozukluğu var sanırım.Ömer'i görmemezlikten gelerek iki bardağı da benim önüme koydu.Belli belirsiz zorla gülümsemeye çalışarak:

-Afiyet olsun,dedi ve gitti.

Zaten masada beyefendi varken gelip benden sipariş alması bu garsonda bir sorun olduğunun ilk işaretiydi.Belli ki yeniydi bu sektörde. Herneyse onun için moralimi bozamam şu anda diye geçirdim içimden Ömer'e gülümserken. Çayımızı içtik ve hesabı ödemek için kasaya gittiğimde

-Bu seferlik benden olsun,dedim Ömer'e bakarak.

Parayı verip çıkmak için döndüğümüzde garsonların kendi aralarında fısıldaşarak,'Biraz garip bir kadın sanki' dedi biri ve diğeri de devam etti 'biraz garip davranıyor değil mi?' diye konuştuklarını duydum ve aniden dönerek:

-Siz çok normalsiniz sanki!! deyiverdim nerden geldiyse bu cesaret.

Ve hızla çıktık kafeden.

-Bir daha buraya gelmeyelim,baksana garsonlar çok soğuk ve itici,dedi Ömer bana göz kırparken.

-Evet canım o neydi öyle..Gerçekten tuhaflar,diye ekledim bende.

Penceremde Ki HayatHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin