10.BÖLÜM

37 5 30
                                    


-Ama hayır ya,neden böyle oldu şimdi,diyerek offlarken Melike:

-Bir sorun mu çıktı?,diyerek bana döndü.

-Ömer gelemeyecekmiş. İşe gitmesi gerekiyormuşç Nerden çıktıysa şimdi bu,dedim.

-Neyse üzülme canım başka sefere artık. Hem daha bir kaç gün burdayım yarın akşam tanışırız. Kızkıza takılırız bizde bu geceidiyerek gülümsedi.

Moralim biraz düzelmişti. Nerdeyse varmak üzereydik. Saat altıya çeyrek vardı. Hemen gidip ön taraflarda yani protokol,konuk sıralamasının arkada kısmında yer bulabilmiştik.

-Çok heyecanlandım,dedim.

-Çok merak ettim şu meşhur hocayı,derken Melike,alkışlarla hoca geldi.

Kürsüye geçip:

-Hoşgeldiniz sayın misafirler,dedi.

50li yaşlarda tepesi biraz açılmış, takım elbisesiyle hala tarz duruyordu.

-Öncelikle kendimi tanıtayım. Aslen Kütahya'lıyım ancak İstanbul'da doğup büyüdüm. İstanbul Üniversitesi Tıp fakültesini bitirdikten sonra Amerika'da yüksek lisans eğitimimi ve doktoramı tamamladıktan sonra ülkeme hizmet vermek için geri döndüm.Ayrı evli ve 3 kız çocuğu babasıyım,dedi ve ekledi:

-Öncelikle size günümüzün meşhur hastalığı olan ancak pek çok kişinin henüz bunu keşfetmediği hastalıktan bahsetmek istiyorum. 'Şizofreni'. Evet Şizofreni ile ilgili bir fikri olan varmı?,diye bir soru yöneltti.

Tabiki biliyordum ama üniversite öğrencilerine fırsat vermek için cevap vermedim.''Saldırgan olurlar'' dedi biri bir diğeri de'' Hayal ile gerçeği ayırt edemezler'' Bir başkası'' cinsel dürtüleri çok baskın olabilir'' diye bir kaç katılım geldikten sonra.

-O halde öncelikle sözlük tanımına bakalım:

Şizofreni; düşünüş, duyuş ve davranışlarda önemli bozuklukların görüldüğü, hastanın kişiler arası ilişkilerden ve gerçeklerden uzaklaşarak kendi dünyasında yaşadığı, genellikle gençlik çağında başlayan bir ruhsal hastalıktır.'' Diğer bir tanımda da: Şizofreni kronik özellikleri olan, beceri kaybına yol açan, dünya nüfusunun önemli bir bölümünü etkileyen bir hastalıktır. Kişinin kendisini, çevresini, ailesini etkilemektedir. Genellikle ergenlik döneminin sonlarında ya da genç erişkinlik döneminde görülen, çeşitli derecelerde ve biçimlerde duygu, düşünce ve davranış bozuklukları, gerçeklerden uzaklaşma ile karakterize bir psikotik bozukluktur.Dedi ve devam etti.

-Şizofreni tamamen ruhsal bir hastalık değildir. İki beyin lopu arasında ki sıvının artışı ya da azalmasıyla kişi halisülasyonlar görmeye başlar.Bu da ilk basamak olarak adlandırılır. Bu fiziki değişime çeşitli etkenler sebep olabilir. Bunlardan bazıları: ani yaşanan duygusal bunalımlar örneğin: çok yakın ve sevdiği birisinin vefatı,ya da küçükken yaşanan tramvalar. Ayrıca çocukluk yaşta geçirilen kazalar da bir etken olabilir. Ayrıca en önemli faktör de kalıtımsal olarak nesilden nesile aktarılmasıdır.Bu kişilerin sık sık tetkik yaptırmaları gerekmektedir.'' Hoca konuşmasına devam ederken Melike pür dikkat hocayı dinliyordu. Ve anlatmaya devam ederek'' kalıtımsal bir etken yoksa veya travma yaşanmamışsa şizofreniyi tetikleyen etkenlere bir bakalım,diyerek slaytın diğer sayfasını çevirdi:

-Şizofreninin neden olduğuna dair kesin bir bilgi yoktur. Farklı etkenler üzerinde durulmaktadır. Şizofreninin etkenlerini kesin olarak ortaya koyabilmek tedavi açısından önemli bir aşama sağlayacaktır. Çünkü ailesinde şizofreni hastası olan kişilerde yüzde yüz şizofreni hastalığı gelişmez. Genetikle birlikte çevresel faktörler, hayat olayları, aile durumu, sosyo-ekonomik şartlar ve viral enfeksiyonlar gibi etkenler hastalığın ortaya çıkışını tetiklemektedir. ''Şimdi de yapılan bir kaç araştırmaya göz atalım.:'' İngiliz anne ve kız kardeşler üzerinde yapılan bir araştırmada 14. kromozom üzerinde bir gende bozukluk keşfedilmiştir. Bu bozuk gen beyin gelişimine ve fonksiyonlarına etki eden benzer gen ailesinin bir üyesidir. Bu gruptaki genler davranış, bellek ve gündüz-gece döngüsünü regüle eden alanlarla ilgili genlerdir. Şizofreni araştırmaları, halüsinasyon ve hezeyan üreten genleri araştırmaktadırlar.

Alman bir hasta grubunda yapılan bir gen araştırmasında GRM3 adlı bir genin şizofreniyle anlamlı bir şekilde ilişkili olduğu tespit edilmiştir. Bu genin prefrontal ve hipokampal bölgenin fizyolojisini, kognisyonunu etkilediği, glutamat işleyişini bozarak şizofreni için risk teşkil ettiği düşünülmektedir.

1990-92 Yıllarında Samsun Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi' nde tedavi edilen ve DSM-III-R kriterlerine göre tanı konulan toplam 238 hastada genetik değerlendirme yapılan bir araştırmada şizofreninin katılımla ilişkisi araştırılmıştır. X-kromatin, 238 hastadan 188 erkekte negatif, 50 kadında %25 oranında pozitif olarak görülmüştür. Bu verilerden hareketle kadınlara oranla erkeklerde ve ailesinde şizofreni hastası olan grupta, şizofreninin daha sıklıkla görüldüğü tespit edilmiştir. Ayrıca şizofreni kalıtımının sadece bir gene değil de birçok genetik faktöre (multifaktörliyel polijenik katılım) bağlı olduğu sonucuna varılmıştır.

Penceremde Ki HayatHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin