#başlangıç

8.1K 44 16
                                    


Kendi kendime söylediğim ve diğerleri gibi tutamayacağım bir söz daha geçti içimden .Üzülmek yok bundan sonra .Hayatımı kimsenin ellerine bırakmayacağım her şeyi kendim için istediğim için yapacağım.Bu mutsuzluğa,bu esarete bir son vereceğim .Hem kimbilir belkide gerçekten mutlu olabilirim.Belkide bir gün aşık bile olabilirim.

"Her ilişkinin en güzel anları yeni başladığı zamanlardır.ilk bakış ilk öpücük ilk sarılma ilk sevişme ilk kıskanma sonrası kötüdür heyecanı biter rutine biner ben hep ilk anları yaşamak isterim" dedim.

"Ama o zaman toplumun gözünde ne olursun biliyorsun değilmi "diye söze girdi zeyno

"Çokmu umrumda sanki !"dedim" zaten herkes birinin gözünde orospu değilmi ?"

"Orası öyle ama bide gerçekten orospu olmak var"

"Aman boşver sene ne kadar gizli orospu var sanki bilmiyosun" dedim.

"Nasıl gizli kız?"

"Ruhu orospu olanlar var,dili orospu olanlar var, bedeni orospu olanlar var,ama en kötüsü hangisi dersen erkeğin orospusu derim.İşte onlarda hayatta her kötülüğü beklerim,onlarki ne kırdıkları kalbe üzülürler,ne arkada bıraktığı yaşlı gözlere,nede aldıkları ahları düşünürler."

"Oooooo laflara bak laflara "dedi zeyno daha devam edecekti belliki ama o sırada garsonun yanımıza yaklaşıp yılışık gülümsemesiyle "çayları tazeleyim mi "diye sorması zeyno'nun laflarını ağzına tıktı.

"Hayatımda o kadar çok hata yaptım ki! tekrar bir hata yapmak mı aman aman..."

Yeni gelmiş çaylarımızı yudumlarken sessizliği bozan zeyno oldu yeşil kocaman gözlerini dahada büyük açarak "yoksa yaptınmı "diye sordu.

Anlamamıştım ne demek istediğini aptal bakışlarından anlamadığımı görebiliyordu.

"Yoksa aldattın mı "ded. soru işareti tüm yüz hatlarından okunuyordu eğer sırtı insanlara dönük olmasaydı cafedeki tüm müşteriler zeyno'nun yüz ifadesinden dolayı gelip karşıma otururlardı "söylesene, kıza cevap versene" diye bunları düşünürken gülümsemiştim elimde olmadan ama zeyno tekrar aynı soru dolu bakışlarla bu kez yüzünü masaya daha çok yaklaştırarak ve sanki birileri bizi duyacakmış gibi alçak sesle cevap versene diye yineledi.

"Hayır tabiki aldatmadım saçmalama hem sanki kiminle aldatacağımki"

"Ne yani biri olsa aldatacakmısın" dedi.
"Yok be saçmalama yapmam öyle bişey" dedim.

"Ne bileyim sürekli mutsuz olduğunu görüyorum hatta bunu çok iyi biliyorum şu haline bak gözlerinin altı mosmor belliki uykusuzsun gözlerinin içinde yaşamak istediğine dair bir ışık ufacık bir kıvılcım yok bu adamı sevmiyorsun besbelli"

"Hayır seviyorum ben murat'ı "dedim
"Peki gerçekten mi seviyorsun yoksa sevmeyi mi istiyorsun" dedi
Haklıydı hala içimde muhasebe yapıyordum gece gündüz her an her saniye aklımla kalbim kavga ediyordu sevilmeye o kadar muhtaçtım ki seni seviyorum artık sadece bir kelime olsada sırf beni yatağa atmak için söylese de alışkanlık değilde gerçekten seviyor olduğuna inanmak istiyordum..

"Tamam o zaman şöyle sorayım eskisi kadar seviyor musun murat'ı huuuu kime diyorum"

"Efendim canım duyuyorum seni huuuu bağırmana gerek yok offf içimi baydın yaa yeter sıkıldım bunları konuşmaktan kalk başka bi yere gidelim havamız değişsin"

"Öyle olsun bakalım gülaycım bu sefer üzerine gelmiyorum ama bu konu kapanmadı"

"Ayy tamam zeyno sonra konuşuruz hadi kalk belki yakışıklı birilerini görürüzde gönlümüz açılır".

Zeyno nun kıkırdamasından belliydi aklındaki tüm soruları unuttuğu.

Yol boyunca düşündüm durdum  "gerçekten seviyormuyum muratı" diye,Sevmek tek başına yetmiyor bazı şeyleri düzeltmeye .Hayatım unutamayacağım hatalarla doluydu ve muratında bir hata olmasından o kadar çok korkuyordum ki ! Belkide bu yüzden herşeyi affettim sineye çektim.Bitmek bilmeyen tartışmalar,laf soklamalar,imalar,hatta hakaretler.Yine yanılmış olmayı,yine hata yapmış olmayı kaldıramazdım biliyorum.

Bazen ne kadar kaçarsan kaç asla ama asla olacaklardan kurtulamıyorsun.Hem bunu benden daha iyi kim bilebilir ki.?

Para mutluluk getirmiyor huzur getirmiyor evet doğru ama parasızlıkta senden çok şey götürüyor.Şimdi geçmişe dönebilme imkanım olsa o kadar çok şeyi düzeltirdim ki hayatımı yeniden yazardım.

Ne şimdi böyle yapayanlız hissederdim koca şehirde nede bu kadar mutsuz,Hayallerim vardı hem benim ne oldu onlara nerede ne zaman kaybettim o hayalleri,nerede bıraktım mutluluğun ucunu,Peki aşk hiç gerçekten aşık oldum mu?hayatımdan vazgeçebilecek kadar uğruna ölebilecek kadar aşık oldum mu? Cevabım sadece hayır.

Uzun zamandır belkide ilk defa bu kadar dürüsttüm kendime belkide ilk defa sorguluyordum içimdeki sesi.havada asılı kalan ne çok soru vardı beynimde,hepsi birden hücum ediyordu sanki .yıllardır üzerini kapattığım duymazdan geldiğim sorular şimdi bir tanesi açığa çıkınca onlarda kapattığım yerden çıkmış üzerime geliyorlardı. 

Otobüsün camına dayadığım alnımın üşüdüğünü hissettim birden sanki bir güç ayırmıştı beni camdan telefonumun kamerasını açtım alnımın tam orta yerinde kocaman bir kırmızılık vardı sanki cam beni damgalamıştı bu kız bi orospu diye.

Beremi biraz daha aşağı çektim hem alnımdaki kızarıklık görünmesin hemde kimseyle bakışıp gözgöze gelmemek için ,otobüsten indikten sonra eve giden patika şeklindeki sokağa saptım biraz uzundu ama olsun ben zaten uzun ve karanlık bir yolda değilmiydim ruhumla birlikte. içimdeki kendimle hesaplaşmaya fazla dalmıştım sağıma soluma bakmadan sadece adımlarıma bakarak sabahtan dilime dolanan saçma sapan bir şarkıyı söyleyerek yürüyordum.İçimde bugün hiç geçmeyen bir sıkıntı vardı,Bir girdaba tutulmuşcasına savrulup duruyordu kalbim , çocukluğum,gençliğim,hayallerim saldırıyordu sanki üzerime ;

Fırtına öncesi sessizlik vardı dilimde ağzımı dahi açmak istemiyordum,kimsenin beni bulamayacağı bir yerde saklanmak istiyordum.Günlerce ,aylarca uyumak istiyordum ve uyandığımda bu yaşadıklarımın sadece kötü bir kabus olmasını istiyordum.


Çarpışmanın etkisiyle bikaç adım sendelemiştim ve istemeden ufak bir çığlık çıkmıştı dudaklarımın arasından
Ne oluyor ya dikkat etsene diye bağırmak için açmıştım ağzımı ama hiç birşey söyleyemedim öylece kalakaldım kanım donmuştu nefesim durmuştu hatta o an kalbim atmıyordu yemin edebilirdim.
Olabilirmiydi rastlantı tesadüf adına ne denirse işte olabilir miydi .bunca yıldan sonra tekrar karşılaşmış olabilirmiydik.

"Tanımadınmı beni? Ezra tatlım benim tanımadın galiba hadi ama o kadar değişmiş olamam demi ama"

"Ha-hatırladım tabi erdinç sensin kusura bakma ya biran şaşırdım ondan"

"Nasılsın iyimisin nerden böyle iştenmi geliyorsun"

Beynime birden kan gitmeye başlamıştı  ,ciğerlerime yeni yeni hava gidiyordu ve kalbim atmaya başlamıştı aklımda bin türlü hatıra vardı şimdi tam karşımda duran bu adam bekaretimin sahibiydi hayatımı mahveden içine sıçan adamdı tabiki asıl hata bendeydi biliyordum ama oda suçluydu böyle olmamalıydı.

"Ezra canım iyimisin? "
Canımmı ne hakla hangi hakla hala canım diyordu bana
"Pardon e evet iyiyim" 
"Kusura bakma gitmem lazım "diyerek yüzüne bile bakmadan daha ağzını açamadan devam etmiştim yoluma eve girip kapıyı kilitleyene kadar nefes almak için bile durmamıştım.

Işıkları açmadan perdenin arkasından beni takip edio etmediğini anlamaya çalışıyordum sokak lambasının ışığında yürürken önümde giden sadece kendi gölgemdi beni takip edecek kadar cesareti varmıydı.

Kendime bir kahve yaptıktan sonra fark edebilmiştir çalan telefonu tam çantama uzanmışken kapandı lanet olasıca telefon allah kahretsin 5 kere aramıştı murat şimdi ona duymadım diyemezdim sessizde kalmış diyemezdim ne diyecektim bi yalan bulmalıyım diye düşünürken tekrar çalan telefon sesiyle irkildim

"Efendim hayatımm"


KİMSESİZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin