1.Bölüm

232 32 9
                                    

"Seni öldüreceğim!"

Gülümsedim.

"Lütfen bu iyiliği benim için yapar mısın?"

Şaşırdığını gerilen yüz hatlarından anlayabiliyordum.

"Bunu gözümü kırpmadan yapabilirim biliyor musun ? Güzel yüzüne yazık olacak!"
"Lütfen, zahmet olacak ama.."

Yaklaştı. Şimdi nefesi yüzüme değiyordu. Kehribar gözlerine baktım. Arkasını dönerek birkaç
adım uzaklaştı.

"Ölmek istiyorsun. Neden ?"
"Yanılıyorsun. Ölmek istemiyorum, sadece yaşamak da istemiyorum."
"Neden ?"
"Uğruna nefes alabileceğim tek bir nedenim yok."
"Bir çok kez intihar etmeyi denemişsin. Neden beceremedin sence ?"
Gözlerimden süzülen yaşlara karşılık güldüm.
"Çünkü; yaşamak istemeyecek kadar çaresiz fakat, intihar etmeyi beceremeyecek kadar korkağım..!"

Gözlerime baktı. Kehribar gözlerinden geçen anlık tereddütü gördüm.

"Duymak istediğim tam olarak buydu, korkak !"
"Hadi o zaman hâlâ ne duruyorsun ?"
Başını salladı.
"Doğru, haklısın. Ve biliyor musun son sözünü çok merak ediyorum."
"Bende" dedim.

Gözleri mi dolmuştu onun ? Bir metre ötemde elinde tuttuğu silahın ucunu bana uzattı. Beni bağlamamıştı. Kaçmayacağımı bilecek kadar zekiydi demek. "Belki de," dedi iç sesim. "Kaçmanı isteyecek kadar fedekar." Bu yanımı susturdum. O bir katildi.
"Elveda, güzelim."

Tak.

Kalbim.. Beni kalbimden vurmuştu. İçimde bulabildiğim son güç kırıntılarını kullanarak fısıldadım.
"Teşekkür ederim.."

***

"Hiiih..!"
Yorganı kavrayan ellerime baktım. Ardından başımı sağ tarafımda bulunan tek çekmeceli komidine çevirdim. Saat 07:00 'dı.
"Rüya.. Rüyamış!"

Ellerimi terden ıslanan saç diplerimden geçirdim. O da kimdi öyle? Gerçek hayatta o gözleri gördüğümü hiç hatırlamıyordum. Derin bir nefes aldım. Bu kabuslar alışa geldiğim bir durumdu. Fakat, önceki rüyalarım da hep annemi görürdüm. Böylesi daha önce hiç olmamıştı. İç çektim.

Kim bilir daha neler göreceğim?

Baba demekten tiksindiğim adam ve onun kaçıncı olduğunu hatta adını bile öncekilerle karıştırdığım kadın kalkmamış olmalıydı. Yani umarım..

Sıcak bir duşun iyi geleceğini varsayarak duşa girdim. Sıcak su tenimi ve özellikle terleyen saç diplerimi yakıyordu. Umursamadım. Sıcak bir duşu seviyordum. Tenime işliyor ve sanki beni geçmişten arındırıyormuş hissi bırakıyordu bende.

Vücudumu kurulayarak saçlarımı da aynı şekilde saç havlusuyla kuruttum. Üzerime siyah kot pantolonumu ve lacivert kazağımı giyerek saate baktım. Saat, 07:30. Daha bir saatim vardı dersin başlamasına.

Üniversite'ye henüz bu yıl geçmistim. Fakat annemi kaybetmenin psikolojisi ile hiç birşey yapamamış ve yasadığım şehirde ki üniversite' ye gitmek zorunda kalmıştım. Üniversite sınavını o zamanlar hiç umursamamıştım. Fakat , şimdi görüyordum ki bu evden ve bana 'lanet' gibi gelen bu şehirden gidebilmek için tek şansımmıs.

İç çekerek küçük sırt çantamı düzenledim. Telefonumu da arka cebime atarken içimden uyanık olmamaları için dua etmeyi ihmal etmiyordum. Eğer zerre şansım varsa baba dediğim adamın onun sırf parası için onunla birlikte olan sevgililerinin küçümseyici bakışları ve yine o adamın kimi zaman ağır argo kelimelere yer verdiği hakaretlerine maruz kalmadan bu evden çıkabilirdim.

"Teşekkür Ederim" #WattyTR2016Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin