3. Bölüm

29 0 0
                                    

            REŞİT BEY’İN KAYSERİ’DEKİ GÖRÜŞMELERİ

                                                                                                İkinci gün Reşit Bey, daha dinçti; sabah erkenden polisin güvenliğini sağladığı evden hareketle Serkomiser Mehmet Bey’in yanına gitti. Kiçikapı’daki Emniyet Karakolunda Mehmet Bey’in odasındaydılar. Mehmet Bey, iki yardımcısını da odasına davet etti. Böylece Burhan Bey ile Hüsnü Bey’in de katılmasıyla durum değerlendirmesine geçildi.

            Serkomiser Mehmet Bey:

-Şu anda olağan üstü bir hareketlilik var. Talas Amerikan Mektebinde, Derevenk’teki kilisede, Balakesi, Efkere ve Develi’de bazı çalışmalar yapıldığını gözlemliyoruz. Korkarım ki işin tehlikeli bir hal alacağı da anlaşılıyor. Duyumlarımıza göre bazı merkezlerde artık bomba ve silah imalatı da yapıyorlar. Buralara dışarıdan çok fazla adam gelip gitmeye başladı. Bunların takibini yapmakta zorlanıyoruz.

Komiser Muavini Hüsnü Bey, ince yapılı ama iri kemikli, orta boylu bir Anadolu delikanlısı idi. Diğerlerine göre daha genç ve heyecanlı olan biriydi. Bu vatansever genç, Ermeniler kadar Ermenice bilir ve onlarla sıkı diyaloglar kurardı.

            Hüsnü Bey, Reşit Bey’e dönerek:

-Efendim, biz iki yıldır, bu komitacıları takipteyiz ve yaptığımız çalışmalar sonucu şunu net olarak söyleyebilirim ki, artık iş çığırından çıkmak üzeredir. Komitacılar inanılmaz derecede mesafe kat ettiler. Biliyorsunuz Kayseri’de iki yıl evvel Protestan mektebi hocası Gülbenkyan Dikran ile Adana vaizinin oğlu Aleksa Kayseri’de komitayı başlattılar. Lakin bunların bu kadar başarı sağlamalarında en önemi rolü bölgedeki halktan Papazyan Kurupi, Alacacıyan Karabet ve Cebidelikyan Rupen ile Dökmeciyan Parsih gibi adamların komiteye katılmaları oldu. Geçen yıl Bıçakçı oğlu Kirkor’un tehditleri ile Rupen ile Parsih, komitaya katıldılar ve şirket adını verdikleri bu komiteye para toplamaya başladılar. Çünkü bunlar esnaftır. Kimden nasıl para toplayacaklarını iyi biliyorlar. Alacacıyan Karabet’in dükkanında şirket namına toplantılar yaptıklarını biliyoruz. Hatta Karabet, topladıkları paraları bir deftere yazıyormuş.

Burhan Bey, Kayseri’nin yerli ailelerinden bir zattı. Kayseri’yi avucunun içi gibi bilen Burhan Bey, daha soğukkanlı ve yiğit bir insandı. Mehmet Bey ile birlikte Kayseri’nin bütün eşrafını gezer, halkla ilişkileri sıcak tutarlardı.

            Burhan Bey:

-Bu noktada şunu ifade etmeliyim ki, bence kilit noktadaki kişi Balakesili Papazyan Kurupi’dir. Çünkü Germirli Girosoğlu Arabacı Ohannes ile Onan Oğlu Mamas ve daha tanıyamadığımız birçok katırcı ve arabacı onun evine yük indirmekteler. Yükün ne olduğunu tam olarak bilmiyoruz ama bunlar arasında Hınçakyan adlı bir gazetenin de olduğunu öğrenebildik. Bu gazeteyi ev toplantılarına götürüp tartışıyorlar ve buradaki Ermeni cemaatine dağıtıyorlar.

           Reşit Bey, gururla ayağa kalktı, her üç polis memuruna da sevgi ve saygıyla bakıyordu:

           Reşit Bey:

-Arkadaşlar, sizlerle iftihar ediyorum. Bütün kalbimle söylüyorum ki gurur duydum. Zaten gönderdiğiniz raporlardan bu durumu biliyordum ve şimdi gözlerimle de gördüm. Papazyan Kurupi’ye gönderilen bütün evraklar Merfizon’daki Amerikan mektebinden gelmektedir. Orada Tomayan Karabet ve Ohannes Kayayan adında iki şer kuvveti ele başı adam vardır. Merzifondaki okulda hocadırlar. Aynı Kayseri’de bulunan Andon Rüştuni gibi onlar pek mühim adamlardır ve İngiltere’nin koruması altındadırlar. Bu adamları öyle kıskıvrak yakalamayı öyle arzu ederim ki tahmin edersiniz, ama bekleyeceğiz. Daha kuvvetli delillere ulaşmamız lazım. Bunu hep beraber başaracağız. Önümüzdeki günlerde Merfizon’a da gideceğimden şüpheniz olmasın. Şimdi sizden istediğim şey şudur. Beni Kayseri’nin Müslüman eşrafından aklıselim, vatansever insanlarla bir araya getirmenizdir. Çünkü onlara da pek mühim vazifeler düşmektedir. Onlarla da görüşmem lazım.

Hey Andon 1. Bölüm / Seyit Burhanettin AKBAŞWhere stories live. Discover now