Eğitimci, yazar, şair; televizyon ve gazetecilik hayatında da istikrarlı bir çizginin sahibi olan S.Burhanettin Akbaş; Yaban Çiçeği (Şiir-1993), Bünyanlı Âşık Mustafa (Araştırma-1994), Bünyan ve Yöresi Halk Edebiyatı Folklor ve Etnografyası (Araştırma-1994), Şair ve Yazarlar Sözlüğü (M.Necati Demircan ile-1996), Kayseri Yöresine Yerleşen Türk Boyları (1997), Türk Edebiyatı Tarihi-2 (Necati Demircan ile-1999), Şair ve Yazarlar Sözlüğü (Necati Demircan ile-1996), İmlâ Kılavuzu (Necati Demircan ile-1999), Gesi Bağları Türküsü (Mehmet Özet ile birlikte-2001), Başarı Sevmekle Başlar (Biyografi-2003), Kayseri’de Yörükler ve Türkmenler (2005), Sen Ben Aşk (Şiir-2007) kitaplarını yayımlamıştı. Son kitabı ise Kayseri ve çevresinde geçen olayları esas alarak Ermeni Meselesi’ne ışık tuttuğu “Hey Andon” isimli tarihi romanıdır.
Hey Andon,1892-1893 Ermeni Olaylarını Osmanlı arşiv belgelerini esas alarak yazdığı nehir romanın ilk kitabı. Roman bir önsöz ile dokuz bölümden oluşuyor. Bölüm başlıkları ve olay akışı kısaca şöyle:
1. Bölüm Reşit Bey’in Kayseri’ye gelişi: Ermeni komitacıların takibini yapan, Türk
Polis Teşkilatından Reşit Bey, Sultan Abdülhamid Han’ın emriyle Anadolu’ya geçer. İlk olarak Kayseri’ye uğrayacaktır. Kayseri Valisi Feham Paşa; Serkomiser Mehmet Bey, Yüzbaşı Hilmi Bey ve Ceza Reisi Ömer Avni Efendi ile durum değerlendirmesi yaparken Reşit Bey de gelir. Geliş amacı; Taşnak ve Hınçak örgütlerinin yasa dışı faaliyetleri hakkında belge ve bilgi toplamaktır. Örgütün önemli kişilerinden biri olan Taşnak örgütü ileri gelenlerinden Andon Rüştuni’nin Kayseri’ye geldiğini öğrenmiş ve onun faaliyetlerinin takibini önceden Kayseri Polisine yaptırmıştır. Reşit Bey, o gece dinlendikten sonra çalışmasına başlar.
2. Bölüm Reşit Bey’in Kayseri’deki görüşmeleri: Reşit Bey; Serkomiser Mehmet Bey, iki yardımcısı Burhan Bey ve Hüsnü Bey ile topladıkları bilgilerin ışığında ciddi bir durum değerlendirmesi yapar. Kazancılar çarşısı esnafıyla bir toplantı yaparlar. Daha sonra Talas’a geçerek oranın ileri gelenleriyle görüşürler. Akşam dönüş yolunda Gürünlü Agop, son gelişmeler hakkında ayrıntılı bilgi verir.
3. Bölüm Valilikteki toplantı ve bir sürpriz: Valilikte toplantı halindeyken Efkere köyünden Hüseyin, Gürünlü Agop’tan haber getirir. Hüseyin’in Agop’a okutmak istediği belge komitacıların faaliyetleri hakkında bilgi vermektedir. Bu arada beklenmedik bir gelişme olur ve telgraflaYüzbaşı Hilmi Bey’in yerine Yüzbaşı Seyfullah Bey, Ceza Reisi Ömer Avni Efendi’nin yerine de eski ceza reisi atanır. Bu değişikliğin tedirginliği içindeyken takipteki bekçiler aracılığıyla Agop’un gönderdiği belgeler gerginliği biraz olsun azaltır. Bu bilgiye göre Andon Merzifon’a gidecektir.
4. Bölüm Reşit Bey Merzifon’a gidiyor, Kayseri’de ise sular durulmuyor: Reşit Bey Merzifon’a hareket ettikten sonra Mehmet Bey, Andon’un faaliyetlerini daha sıkı takibe alır ve içeriden bilgi veren kişilerle temaslarını son olaylar üzerinde yoğunlaştırır.
5. Bölüm Reşit Bey’in Merzifon’daki çalışmaları: Reşit Bey, Merzifon’da kendisi gibi
devlet görevlisi Hakkı Bey ile bir araya gelir. İkisinin de çok güvendiği İstanbul’daki Sencer Bey’in gayretiyle bu işlerin üstesinden geleceklerine dair güven tazelediler. Merzifon Amerikan Koleji’nde faaliyetler yürüten Kayayan ve Tomayan hakkında da ciddi bilgilere ulaşınca harekete geçtiler. Türk Polisinin üstün gayretleri ile ve devletin telgraf hatlarına verdiği önemin de etkisiyle İstanbul, Ankara, Yozgat, Kayseri ve Merzifon’la iyi bir iletişim sağlanır. Ulaşılan bilgiler değerlendirilir. Reşit Bey, Yozgat’a hareket eder.
6. Bölüm Reşit Bey’i Yozgat’ta zor günler bekliyor: Reşit Bey, Yozgat’a yetişmeden hastalanır. Ardından babasının öldüğünü bildiren telgrafı alır. Kendini toplaması zaman aldı. Burada hem ermeni faaliyetleri hakkında bilgi aldı hem de aslen Yozgatlı olduğu için aile kökeni hakkında çok şey öğrendi.
7. Bölüm Reşit Bey’in yeniden Kayseri’ye intikali: Reşit Bey, Kayseri’ye dönerken yolda dört kişilik bir Ermeni kafilesi ile karşılaşır. Oların kandırılarak Amerika’ya çağrıldığını şaşkınlık içinde değerlendirir. Kayseri’deki durum ile Sencer’den aldığı telgrafları değerlendirerek bir sonuca ulaşmak üzere olduklarını anlar.
8. Bölüm Yılbaşı yortusu ve yaftaların asılması: Türk Polisi, yılbaşından sonra ciddi bir eylemin peşinde olan örgütün yafta adı verilen bildirileri asacağını öğrenir ama olaya mani olmazlar. Andon’un, Kayayan ve Tomayan’ın Amerikan Okullarında bastırdıkları bildirileri Kayseri, Yozgat, Merzifon, Çorum, Amasya, Elazığ, Sivas illerinde aynı anda asarlar. Bu arada birçok da faili meçhul cinayet işlenmektedir ve devlet yanlısı ve huzur ve barıştan yana olan Ermeniler, örgüt tarafından öldürülmüştür. Ermeni cemaatinin ileri gelenleri Kayseri Valisi Feham Paşa’yı ziyaret ederek bu olayları kınadıklarını bildirirler. Olaylar aratarak devam ederken Ocak ayında örgütün ileri gelenlerinin tutuklanması emri geldi. İstanbul’dan Komiser Kirkor Bey’in de aralarına katılmasıyla Andon’un yakalanması için sıkı bir takibe başlandı. Bir çobanın verdiği ipuçlarıyla güvercinliklere saklanan Andon’u yakalarlar. Diğer ele başlarla ilk sorguları tamamlanarak yargılanmak üzere Ankara’ya gönderilirler.
9. Bölüm Ankara’da mahkeme kuruluyor: Ankara’da kurulan mahkemede ele başlar çok ağır cezalar almasına rağmen bu cezalar Osmanlı Meclisinde yarı yarıya düşürülür ve sonra da Osmanlı Sultanı tarafından en hafif şekle getirilir. Sencer, bu ceza şeklinin gelecekte daha büyük olaylara sebep olacağına dikkati çeker.
Hey Andon romanı, olay örgüsü bakımından kronolojik bir yapı sergiliyor. Olaylar, 1892-1893 yılları arasında, iki yıllık bir zaman diliminde gerçekleşiyor. Zamanda kronolojik sıra kullanılmakla beraber geriye dönüşler de yapılır. Geri dönüşümlerle zaman genişlemesi bazı durumlara açıklık getirme ihtiyacından doğmuştur. Yazar; bu kısa zaman dilimine dönemin siyasi ve sosyal yapısını da dikkate alarak, olayların sebep ve sonuçlarını gerektiği gibi değerlendirmiştir.
Romanın baş karakterleri; Türk Polis Teşkilatından Reşit Bey, Serkomiser Mehmet Bey, Kayseri Valisi Feham Paşa, Yüzbaşı Hilmi Bey, Ceza Reisi Ömer Avni Efendi, Komiser Kirkor Bey’dir. Bununla beraber olayın akışına göre her an yeni karakterler de çıkmaktadır. Fazla aktif olmamakla beraber romanda 100’den fazla kişi yer almaktadır. Romanın merkezi karakteri Andon Rüştuni ilk bölümden başlayarak faaliyetleri ile anlatılır fakat kendisi sekizinci bölümde yakalanana kadar görünmez. Bu özellik de okuyucuyu ana karakterlerin bakış açısıyla farklı bir atmosfer içinde sürükleyip götürür.
Romandaki açık/geniş mekânlar; Kayseri, Merzifon, Amasya, Çorum, Yozgat ve Ankara’dır.Kapalı/dar mekânlar ise Valilik Binası, karakollar, evler, arabalar, dükkânlar, okullar, vd’dir. Reşit Bey yer değiştirirken, mekân da değişmektedir. Olayların en çok geçtiği yer olan Kayseri ve çevresini ayrıntılı olarak tanıtılır. İç ve dış mekânlar arasında da denge kurulur.
Hâkim bakış açısıyla anlatılan romanın bütün unsurları yerli yerine oturmuş. Tasvirler oldukça başarılı. Diyaloglar da romanın zenginliğine önemli bir değer katmış. Romanın son bölümünde mahkeme kararının tablo halinde verilmesi de akışı daha gerçekçi kılmıştır.
S.Burhanettin Akbaş, ilk romanı Hey Andon ile roman türünde önemli bir esere imza atmıştır. Sağlam kurgusu ve akıcı üslubu ile bu alanda da güzel örnekler vereceğini göstermiştir.
-----------
Hey Andon, S.Burhanettin AKBAŞ, Yıldızlar Yayıncılık, Ankara, 2009, 208 sayfa.