Umudun başladığı yerde güneş doğarmış...
Karanlığın ardındaki korkular da doğan güneş ile silinmeye başlarmış...
Sen ki karanlığın içinde elimi tutan Adam!!
Sen korkularımın ardındaki mutluluğumsun....Bir hafta su gibi geçip gitti. Bugün karne denen bir kağıt parçasını alıp, gerçek hayata adım atacağımız günün başlangıcı... Karneleri aldıktan sonra ağlaşmalar ve vedalaşmaları izleyip okuldan çıktım. Karnemi yırtıp çöpe atmak istedim ama yapamadım. Eve götürsem ne olacaktı?Karneme bakıp da bana aferim çekecek bir babam ve annem yoktu. Karne heyecanı denen o duyguyu yaşayamıyorum bile. Bu zamana kadar karnemi tek gösterdiğim kişi belki de Emrah olmuştu. belki de Emrah benim hem annem hem de babam olmuştu.
Karneyi çantama katıp otobüse bindim. Eve gitmek istemiyordum. Mezarlığa gitmeye karar vermiştim. Bir kaç durak sonrasında mezarlığın oradaki durakta indim. İçeriye giremedim ilk başta gözlerim dolmuştu kendimi daha da savunmasız yalnız hissetmiştim. gözlerimi silip içeriye girdim. Annemin mezarına geldim. Oturdum mezarının başına. Annemin kokusunu içime çektim. Sarıldım ona sımsıkı..
**Annem. Bak ben geldim yanına. Ne getirdim sana. Ben bugün mezun oldum anne. Karnemi getirdim sana. Bak anne geçtim bütün derslerden. Sana söz vermiştim ya anne bak tuttum sözümü, çalıştım derslerime. Bak anne ben mezun oldum artık. Kalk anne kalk hadi okşasana saçlarımı. Aferim benim minik akıllı kuzuma desene. Öpsene bir saniye bile durmadan. Kalk annem kalk bak ben geldim. Ben seni çok özledim be annem. sen beni hiç özlemedin mi? Kokunu çok özledim. Nefesinin sıcaklığını özledim... Işığım olmanı özledim. Ben karanlıktan çok korkarım bilirsin annem. Sen gittin gideli odamın ışığını hiç söndüremedim ben gel annem gel de ışık gibi aydınlat odamı yine. Üşüyorum anne. Sen yoksun, sarılmıyorsun bana ve ben çok üşüyorum anne. iliklerim çekiliyor sanki. Bütün kemiklerimi bir anda kırıyorlar sanki... Sen gittin ben gülmeyi unuttum annem, sen gittin ben mutlu olmayı unuttum annem, sen gittin ben nefes almayı unuttum annem... Kolum kanadım kırıldı ben annem. Sen gibi kimse sarılmadı bana. içimdeki boşluğunu dolduramadım be annem...
annemmm. bak karnemi bırakıyorum baş ucuna. biliyorum görüyorsun beni. duyuyorsun da ama konuşamıyorsun biliyorum annem. Belki şuan sarılıyorsun bana hissediyorum. Saçlarımı okşuyorsun şuan. ellerinle yanaklarımı okşuyorsun şuan.. ama ben sana sarılamıyorum işte annem. seni okadar çok özledim ki annem...***
Karnemi annemin baş ucunda bırakıp mezarlıktan çıktım. Annem ağladığımı hissetmesin diye kendimi zor tutmuştum ağlamamak için. ama artık dayanamayıp mezarlığın çıkışında yere yığılıp ağlamaya başladım. Eksiktim. paramparçaydım. Yaralarım tek tek sızlamaya başladı yine. hala kapanmayan en büyük yaram ise annemin gidişiydi. Kaç defa annemin peşinden gitmek istesem de yapamadım. annem almadı beni yanına. istemedi beni. dayanamıyordum. gözyaşlarım bile bana teselli verircesine yanağımı okşuyordu.
çevreden geçen insanların bana acırcasına bakmalarına daha fazla tahammül edemeyip hemen toparlandım. otobüse binip eve gittim. Gün boyunca odama kapanıp hiç bir şey yapmadan öylece yattım.
Her akşam kahvemi alıp terasa çıkardım. Ay ışığının altında kahvemi yudumlayıp koca şehri izlerdim. Bu akşam terasa çıkmamıştım. Televizyonu açıp, koltuğa yattım. Halbuki televizyonu Emrah yokken hiç izlemezdim. Kanallarda boş boş gezindim. Bütün kanallarda karne haberleri vardı. Çocukların karne hediyesi sevinçleri. Yanlarında anne veya babaları vardı. Gelecekteki hayallerini ne olmak istediklerini anlatıyorlardı. Çok mutlu görünüyorlardı....
![](https://img.wattpad.com/cover/54787729-288-k444535.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Korkuların Ardında...
Teen FictionKorkuyorum anne.. Kayboldum karanlığın en derinlerinde.. Korkuyorum anne şimdi.. Öyle savunmasızım ki... Dokunsalar kırılır artık kanatlarım...