Bu sefer tutuk kalmayacaktım zaten doğama aykırı davranışlar sergiliyordum. Kadınlarla aram her zaman iyi olmuştu ama bu kız bende çok değişik etkiler yaratıyordu. "Merhaba" dedim gülümseyerek. "Acaba William Blake Masumiyet Şarkıları sizde var mı ?" diye sordu umutla gibi bakarak. "Evet var" dedim nazik bir ses tonuyla.
Mutluluktan yüzü aydınlandı ve gözlerini açarak "Gerçekten mi ?" diye sordu inanamıyorum der gibiydi sesi.
Bu hali çok tatlı gelmişti bana belli etmemeye çalışarak "Evet gerçekten" dedim ne var bunda der gibi bir sesle. "Hiç bir yerde bulamadım da ondan çok şaşırdım" dedi utanmış bir şekilde gülümseyerek. Hava soğuktu ve soğuktan yüzü kızarmıştı. Elimle içeriyi göstererek "Buyurun içeri geçelim hava çok soğuk" dedim yapmacık ama tatlı olan bir şaşkınlıkla. "Süper olur" dedi gülümseyerek avuçlarını bir birine sürterken.Eski kapının kolundan tutarak açtım. Geçmesi için kapıyı tuttum. "Teşekkürler" diyerek içeri girdi. Başımı rica ederim der gibi eğdim. Acaba ismi neydi. Çok merak ediyordum acaba sorsam mı çok mu ayıp olur diye düşündüm. Aman ne ayıbı be alt tarafı bir soru diyerek ona yöneldim. "İsminiz nedir diye sorsam çok mu abes kaçar ?" diye sordum gülümseyerek. Anlayışlı bir şekilde gülümseyerek "Ben Gizem" dedi elini uzatarak. Sakin olmaya çalışarak elini tutarak "Tarık" dedim gülümseyerek. Gülümseyerek "Titriyorsunuz" dedi elini çekerek. "Hava çok soğuk sigara içmek için sadece kazakla çıkınca böyle oluyor" dedim bozuntuya vermeden gülümseyerek. Gözlerinde o an sanki bir şey parlayıp geçti. Beyaz teni hafiften pembeleşerek başını dükkandaki plakların olduğu dolaba çevirdi. Sevinçli bir şaşkınlıkla "Aaa plakta mı var" dedi merakı yeniden canlanmıştı. Sesimin mutlu çıkmasını kontrol altında tutamayarak Ben plaklara bayılırım aslında onları dekor olarak kullanıyorum. Koleksiyonumun bir parçası onlar" dedim plakları çok severdim gerçekten. "Bayağı seviyorsun anlaşılan" dedi gülümseyerek. "Kim sevmez ki dedim sesler o kadar yalın ve sade çıkıyor ki her dinleyişimde sanki ilk defa dinliyormuşum gibi hissediyorum. Yapıldıkları dönemde hiç şimdiki gibi teknolojik cihazlar yokmuş bu sesler insanların gırtlaklarından geliyormuş" dedim. "Şiir gibi" dedim hatta dedik. Ben söylerken o da söylemişti. "Tarık Çetinoğlu kitaplarının bazı yerlerinde yer verir dedi.
Benden bahsediyordu. Bir kaç saniye idrak etmeye çalıştım. Kitabım çok fazla iyi olmasa da idare ederdi. "Biliyorum bende okudum hemde tüm kitaplarını" dedim. "Ben bayılırım anlattığı aşk o kadar güzel ve sade ki sevmemek elde değil" dedi gözleri buğulanmış gibiydi. Yazdıklarımın bu kadar etkili olduğunu sanmıyordum. Bir şey hatırlamış gibi "Bir saniye sizi ben metroda gördüm sabah üzerinize çıkmıştım neredeyse" dedi utanarak ama gülmeye devam ediyordu. "Aaaa o ben miymişim" dedim gülerek. Hiç beklenmedik şekilde birden "Hiiii sen sen o sun yani siz" dedi çok şaşırmıştı ama mutluda olmuş gibiydi. Ne olduğunu anlamamıştım "Kimim" dedim kaşlarımı çatarak. "Tarık Çetinoğlu sizsiniz tanıdım sizi" dedi gülümseyerek. "Evet benim" dedim gülerek.
"Acil bir işim var şimdi gitmem gerek eğer sizinde izniniz olursa daha sonra sizinle sohbet etmek için gelmek isterim" dedi gülerek. "Tabi ki memnun olurum" dedim gülümseyerek. "Tanıştığımıza memnun oldum" diyerek elini uzattı. Bu sefer titremeden elini sıkarak "Bende memnun oldum" dedim. Arkasını dönerek kapıdan çıktı ve gitti. Sanki saatlerdir konuşuyor gibiydik. İsmi de güzeldi Gizem ismi gibi gizemliydi. Ne iş yapıyordu, nerede oturuyordu soracak o kadar şey vardı ki. Bu sefer o gelecekti bana. Kapının açılma sesini duydum gelen kişiye baktığımda 35 yaşlarında bir kadın gelmişti. Kısa boylu, hafif etine dolgun, mavi gözlü, yuvarlak yüzlü, beyaz tenli, uzun kahverengi saçlı, mavi gözlü ve güler yüzlü bir kadın girmişti içeri. Her hafta gelirdi hemen hemen. "Merhaba kolay gelsin" dedi sıcak samimi bir gülümsemeyle. "Teşekkürler hoş geldiniz" dedim toparlanarak. "Hoş buldum" dedi. "Nietzche Ağladığında'yı bitirdiniz anlaşılan" dedim över gibi bir sesle. "Evet çok güzel bir psikoloji kitabıydı" dedi "Romantik bir kitap arıyorum" diyerek ekledi beklenti dolu bir sesle. "Tam sana göre bir şey var elimde" diyerek romantik kitapların olduğu rafa gittim. Maeve Binchy'nin Bir Dilek Tut Benim İçin isimli kitabını rafındaki yerinden çıkardım ve kadının yanına tekrar gelerek uzattım. Kitabı inceleyerek arkasını okudu. Beğeni dolu bir sesle "Güzele benziyor" dedi. "Çok güzeldir" dedim kendimden emin bir ses tonuyla. "Peki bunu alıyorum ne kadar fiyatı ?" diye sordu siyah büyük bir çantadan mavi bir cüzdan çıkarırken. "15 lira hanımefendi" dedim kibar ve nazik bir sesle. "Şuradan alın" dedi ve cüzdanından 20 lira çıkararak uzattı. Parayı alarak kasaya yöneldim ve para üstü 5 lira alarak bayana uzattım. "Poşet vermemi ister misiniz ?" diye sordum. "Hayır teşekkürler çantama koyarım" dedi. Çantasına kitabı yerleştirdikten sonra "İyi günler hayırlı işler" dedi. "Teşekkürler yine beklerim" dedim gülümseyerek. Kadın dükkanımın eski kapısından çıkarken telefonum çaldı. Arayan Melih'ti. "Efendim Melih" dedim. "Ne haber Tarık" dedi. "İyidir kardeşim senden ne haber" diye sordum. "İyi benden de buluşacağız değil mi ?" diye sordu. "Evet sen kaçta burada olursun yada istersen bizde takılalım" dedim. "Fark etmez Rıfkı Abiye gidelim istersen" dedi. Galiba evde durmak istemiyordu. "Bana uyar sen gelir misin beni almaya yoksa ben kendim geleyim mi ?" diye sordum. "Ben gelir alırım senin motor ne zaman çıkıyor kış bakımından" diye sordu. "Bilmem şimdi arayacağım" dedim. "Kaçta geleyim" diye sordu.
"Bilmem kafana göre gel" dedim. "Tamam o zaman 6 gibi oradayım görüsürüz" dedi ve telefonu kapadı.Rehberden Kamil Ustanın numarasını buldum ve kaydırarak aradım. Üçüncü çalışta açtı telefonu. "Alo" dedi. "Kamil Usta benim motorun bakımı ne zamana biter ?" diye sordum. "Şimdi bitirdim Tarıkcım çocukla yollayabilirim istersen" dedi. "Olur usta ama yarın sabah getirsin" dedim. "Tamamdir nereye getirsin ?" diye sordu. "Evime ama yarın sabaha getirsin" dedim. "Tamam" dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tesadüf Aşkım
RomanceHiç hesapta yokken karşısına çıkan bir çift gözün peşinde koşan bir yazarın hikayesi belki o gözlerin sahibi onun son kitabını yazmasına yardımcı olur... ~Aşk~