6: Bir Küçük Lisans Meselesi

1.2K 45 10
                                    


6: Bir Küçük Lisans Meselesi

Konstantina, kalabalığın arasında olayı uzaktan izliyordu. Polisin çektiği güvenlik şeridinin ardında insanlar duydukları her şeyi birbirlerine anlatıyor ve telefonlarından video çekiyorlardı. Polis, mekânı çoktan boşaltmış, içerideki tüm müşterileri ayaküstü sorgulamıştı. Mekân çalışanları ve yöneticileri ise gözaltına alınmıştı, hepsini taşımak için birkaç araç gerekmişti. Arama izni çıkarmak zor olmamıştı. Asıl zor olan koskoca asayişi bir kâğıt parçasında yazanların gerçek olduğuna inandırmaktı. Sonunda bir kontrol etmekten zarar gelmeyeceğine karar vermişler ve mekânda bir tuhaflık olduğunu fark edince topyekûn adrese gelmişlerdi. Normal eğlence mekânlarına göre çok daha fazla silahlı özel koruma vardı ve kameralarda kaybettikleri beyaz araç da mutfak kapısının oradaydı. Plakası değiştirilmiş ve üzerine büyük bir logo uygulanmıştı ama kesinlikle aynı araçtı.

Çakarlar her dönüşünde Konstantina'nın yüzü de aydınlanıyordu. Oraya yalnızca izlemek için gittiyse de konuşmaları duymak için şeride doğru yaklaştı. Yine de polislerin dikkatini çekmek istemiyordu. Üzerinde bir kılıç, bir Tatar yayı ve onlarca farklı öldürücü aletle yakalanmak pek hoş olmazdı. Bir kez daha.

Ekipler sonunda kapıdan çocukları çıkarmaya başladıklarında kalabalıktan bir gürültü koptu. İnsanlar bir yandan çok şaşkın, bir yandan da çocuklar için üzgünlerdi. Olayı duyar duymaz üşüşen muhabirler de kameralarıyla birlikte çocukların üzerine atılmıştı. Günlerdir güneş yüzü görmeyen çocuklar yüzlerinde patlayan onlarca flaş yüzünden gözlerini korumaya çalışıyorlardı. Konstantina muhabirlerden nefret ederdi. Tek umursadıkları yapacakları haberin reytingi olan leş kargaları. İnsanların duygularına oynayıp dram yaratır, kalıp cümlelerle konuşur ve özele saygı duymazlardı. Kargalar onlardan daha faydalı ve haysiyetliydiler.

"Gerçek olduğuna inanamıyorum," dedi polislerden biri. Çocuklar ambulanslara doğru götürülürken kargaşadan kaçıp şeridin yanındaki kaldırıma çıkmıştı.

Yanında başka bir polis sigara içiyordu. Daha çok sakinleşmeye çalışıyor gibiydi. Dudaklarına götürdüğü sigarasını tutan eli sinirden titriyordu. Elini geri indirirken, "Bilgileri kimin verdiğini hâlâ söylemedi mi?" diye sordu.

Diğeri başını iki yana salladı. "Sadece bir şaman olduğunu söyledi."

"Şamanlar ne zamandan beri işimize karışıyor?"

Adam iç çekti. "Bu işten hiçbir şey anlamadım. Sadece paranormal olaylarda danışmanlık yapmaları gerekiyordu. Birisi lisansını tehlikeye atmayı seviyor anlaşılan."

Konstantina yeniden kalabalığa karışarak geri çekildi. Kadın, onun adını vermemişti, borcunu bu şekilde ödüyordu. Etrafını kontrol etti. Çocuklar artık güvendeydi. Polis bir konuda haklıydı, bu onların işiydi. Gerisi onlardaydı. Konstantina'nın burada dikilip daha fazla izlemesi için hiçbir nedeni yoktu.

Sonra bir şey gördü. Sokağın diğer ucunda, ambulansların yanında bir kadın duruyordu. Üzerinde beyaz bir takım vardı. Ne polisti ne de paramedik. Dizlerine kadar gelen düz saçları bembeyazdı ve gecenin karanlığında âdeta parlıyordu. Kadın, son çocuk grubunun da ambulanslara götürülmesini izliyordu sessiz ve hareketsizce.

Ardından kafasını çevirip doğrudan Konstantina'ya baktı. Sanki onun orada olduğunu ve ona baktığını önceden biliyordu. Bu kesinlikle çocuğunu arayan kadının bahsettiği beyaz saçlı kadındı. Tıpkı onun söylediği gibi otuzlarında gibi görünüyordu. Cildi porselen gibiydi. Suratı biraz ovaldi ve gözleri Konstantina'nınkiler gibi badem biçimliydi. Hafifçe gülümsedi.

Şaman AteşiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin