Yedinci Bölüm

165 22 3
                                    

Pişmanlıkların mı var Sebastian? Kızgın mısın? Düşündüğünde aklını yitirecek gibi mi oluyorsun bazen?

Kızıyorsun... Orası kesin! Ancak kime kızıyorsun hiç düşündün mü? İçinde biriktirdiğin öfkenin ne kadarını hissediyor acaba o kızdığın kişiler? Senin öfken, onların kulaklarındaki zamansız bir çınlamadan öteye gitmiyor dostum. Ruhunu nefretle doldurup etrafına kıvılcımlar saçan bir ejderha gibi kükrerken, onun dünyasında her şey, her nasılsa aynen öyle devam ediyor.

Kendini boş yere üzüyorsun Sebastian. Öfkeyle kalkıyor ve otururken elinde avucunda ne varsa kaybediyorsun! Bir kaybeden olma artık, zihnini ve bedenini alev toplarıyla yakma. Öfkeni çoğaltma daha fazla. Dönüşü olmayan hatalar yapma... Dur artık eski dostum! Dur ve biraz yavaşla! Öfkene yenik düşme bu defa. Öfkeyle kaybettiğin şeylerden oluşan ve sonsuza dek uzuyor gibi görünen o şık ve kabarık listeye, bir yenisi daha ekleme!

Ruhunu tüm lekelerinden arındır ve bir özgürlük şarkısı mırıldan yol boyu yürürken. Özgürlüğüne bir çift kanat tak ve uçur onu gökyüzüne. Sonsuzluğa uzansın düşlerin. Kanatlanıp uçsun, ufuk çizgisinin de ötesine. Yıldızlara misafir ol umutsuz gecelerde. Karanlığın içinde yolunu gösteren bir ışık bul kendine.

Bugününe bakarak kendini yargılama Sebastian. Yolun neresinde olursan ol, günün birinde amaçladığın yere ulaşacağına tüm kalbinle inan. Öfkeni demirden kafeslere hapset ve onu besleme artık. Öfkeni; aç ve susuz bırak! Ölüme terk et onu... Kafesin ardında çaresizce kükrerken, acıma ona. Seni düşürdüğü tuzaklara bir yenisini daha ekleme.

Sen artık hazırsın Sebastian... Yürümeye, yorulmaya ve "Ol" maya...


Dinle Sebastian - (Raflarda)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin