İşte yeni bölüm.....
-" Ee ne yapıyoruz?" Evrim hep birlikte bir şeyler yapmak istiyordu fakat tam 10 dakikadır bir karara varamadık. Dersten çıktıktan sonra direk garaja gelmiş ve halen hep beraber bir şeyler yapmak peşindeydik. Daha doğrusu peşindelerdi. Kafamı Duygu'nun omzundan kaldırıp
-"Size iyi eğlenceler ben spora gider." Evrim ve Duygu'dan itiraz sesleri yükselirken Engin (şükürler olsun aklına gelebildik) Siraç'ın yanından yanıma gelerek;
-" Bugün birlikte takılsaydık." dedi. Ama öyle böyle değil. Sanki cips alıcakmış ama 10 kuruşu eksikmişte alamıyormuş gibi.... off....aaa....herkesle göz teması kurup
-" Sizde gelin!" diyi verdim.
****************************** -" Giyindiniz mi?" kızlardan ses gelmeyeceğini anlayınca son kez aynaya bakıp kendimi soyunma odasından dışarı attim. Sürekli bu spor salonuna geldiğimden yedek kiyafetlerim bulunurdu. Ama kızlara buranın mağazasından aldığımız için yarım saat ugrasmistik. Kesin şimdi Engin'ler ısınmış spora başlamışlardır. Bu arada Gülşen ve Melih hariç hepimiz ( ikizler, Duygu, Siraç, Siraç'ın en yakın arkadaşı olduğunu öğrendiğim Evrim'ın aşkı Semih ve Oktay bizim okuldan olmayan ama brnimde merhabalaştığım Sinan da ) hepimize giren kişilerdi.Onlarla buraya gelmiştik. Beni gören Engin önce üstümü sonra etrafa sonra tekrar üstüme bakıp kaldırdığı ağırlığı bırakıp yanıma geldi.
-" Hanım efendi hangi akla hizmet bu kadar kısa giyersin! Onca erkek var. Kizim herkesten beklerimde sen..." daha fazla devam etmesine izin vermeyip konuşmaya başladım;
-"Sanki beni tanımıyorsun. Bilmiyorsun. Bu gün sadece kosucam ondan giydim. Hem her zaman ki halim ne var bunda sanki ne giymişim." Ben lafını bitirir bitirmez mırıltı şeklinde konuşan Sirac'ı duydum.
-"Sorunda o ya birşey giymemişsin." şeklinde söyleniyordu. Ikisinde kafa sallayıp Oktay ve Sinan 'ın arasında boş olan koşu bandın çıktım. Şortumun cebine koyduğum telefonu ve kulakligi çıkarıp mason noise yarismadayken söylediği sorry şarkisiyla ritmik bir ayarda koşmaya başladım. Bu sarki tam bir enerji patlaması yaşatıyordu. Bu sırada karşı tarafta Engin, Siraç, ve Semih de ağırlık çalışıyorlardı. Bakışlarımı Siraç'a odaklayip kosmaya devam ettim. Çok yakışıklı ve karizmatikti. Ama kalp önemliydi merhamet önemliydi. Hem belli sevgilisi vardı. Var mıydı acaba? Yoksa bile banane! Kendime kızmam bitince biraz daha koşu bandının seviyesini yükselttim.
Yarım saate yakındır aynı şarkıyla koşuyordum ve artik terden saclarim birbirine yapılmıştı. Bunun vermiş olduğu rahatsizlikla kosu bandından inip hülyalara dalıp aşkını izleyen Evrim'in yanına gidip oturdum. Beni fark etmemişti. O kadar çok seviyordu ki bazen üzülüyorum. Ama sonra ne güzel seviyo deyip mutlu oluyordum. Kolumu boynuna sarıp sarilinca ilk korkup sonra oda karşılık verdi. Sesiz bir şekilde-" Çok seviyorum be." Deyip iç çekti bunun üzerine bende
-" Fark edicek. Bak gör o zaman çok güzel seveceksiniz birbirinizi. " dedim. Benden ayrılıp burukça gülümsedi. Ve daha demin yaptığı iş geri döndü. Omuzum da el hissedince irkilip başımı çevirdim. Siraç 'tı. Şaşırdım.
Bana doğru eğilerek-" Portakal suyu?" diye teklifte bulundu. Açıkçası spordan sonra fena olmazdı hem onunla da konuşma isteğiyle yanıp tutuşuyordum.
"Olur." Dediğimde ki surat ifadesi görülmeye değerdi.
Birlikte spor salonunun alt katındaki kafataryada bir masada oturmuş ortak sularimizi iciyorduk. Ilk onun konuşmasını bekliyordum. Ama on dakikadır garsona sipariş vermekten başka ağzını bıçak acmamisti. Dayanamayıp ilk ben konuştum.
-" Sağol. Diğerlerine kalsak yarım saatte 'acaba portakal suyu icsek mi?' diye düsüneceklerdi. " ben cumlemi bitirince hafifce güldü. Bu hareketiyle elmaskara gözleri kısılmıştı. Ve inanılmaz görünüyordu. Gözlerimiz tekrar birbirini bulunca kafamı eğip p ortak suyundan bir yudum daha aldim.
-" Neden böylesin?" Yine dayanamamış konuşmuştum.
Biraz yüzüme baktıktan sonra o soğuk havasına geri dönüp hiç birşey demeden hesabı ödedi ve kafenin çıkışına yol aldı. Bu..bu beni sinirlendirmisti. Çünkü buraya birlikte gelmiştik hem o beni davet etmişti. Ne diye öylece çekip gitti ki. Kaba şey..***********************
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞK BAHÇEM
Teen FictionGüllerle başlayan hikayemiz,şarkıyla sonsuzlaşırsa... ALINTI: -"İstemiyorum kızlar anlamıyor musunuz? Bir haftadır kabul edip alıyorum diye gül yollamaya devam ediyor.Umutlanıyor.. hem ev gülle doldu." -"Kızım boşver al işte." -"Ya neden beni anlamı...