BÖLÜM 1: WIELAND CİTY

37 3 0
                                    

SİDNY, okulundan mezun olmuştu artık. İlk işi kabristana gidip annesi MARY WİLSON'ı ziyaret etti.Güçlü bi karaktere sahipti. Sessiz olması asla haksızlığa gelebildiği anlamına gelmiyordu. Hayatında kimsesi yoktu artık. Teyzesi JULLY dışında. Küçük Kasabadaki evini satma kararı alıp böylece Wıeland city de teyzesinin yanına taşınmıştı. Burası büyük bir şehirdi ve hayatına sil baştan başlama kararı almıştı. Arkadaşları ile aynı üniversiteye başladılar. Yeni çevrede yeni alışkanlıklar cabasıydı. Teyzesi özel bir şirkette pazarlama müdiresi olarak çalışır ve iş gereği haftada birkaç defa şehir dışına çıkardı.

Dışarıda deli gibi yağmur yağıyor, şimşeklerin ardı arkası kesilmiyordu. Evde yalnız kalmaya alışkın olan SİD, mutfaktaki dağınık olan tabakları makinaya yerleştirip salona geçti. Yağmurlu havalarda sessizliği sever ve dinlerdi. Oturmasıyla elektrik kesintisi bir oldu. Aşağı bodruma inip mum aramaya başladı. Çok karanlıktı ve görme netliği belli belirsizdi. O sıra yağmur dinmiş ve bulutların arasından dolunayın ışığı camdan içeri kadar vurmuştu ve bir nebze önünü görebiliyordu. Aradığını tam bulmuşken pencere kenarından hızla geçen bir karartı gördüğüne emindi ve irkilmişti. Hızla yukarı çıkmaya çalışırken dizini incitti. Tam yukarı çıkıp soluklanmaya çalışıyordu ki, ev telefonunun ani çalışı ikinci bir korkuyla sıçramasına neden oldu. Ama neyse ki arayan teyzesi JULLY'ydi. Hava şartlarından ötürü uçağın uçuşunun iptal edildiğini 2-3güne kalmaz geleceğini söylemişti.

Teyze Jully: Tatlım sesin iyi gelmiyor gibi herşey yolunda mı?
Sidny: E-e-eevet Jull. Sadece yoruldum biraz. Seni seviyorum.

Jully: Bende tatlım. Sana iyi geceler. Dişlerini fırçalamayı unutma!!

Sidny: Offf teyze... Peki unutmam.

Telefonu kapamışlardı. İkinci kez çaldığında!!!

Sidny: JULLY teyze tamam demiştim ya.

ARAYAN:....(soluk alıp veriyordu)

SİDNY her ne kadar kimsiniz desede sorusuna yanıt vermiyor soluk alıp vermede ısrar ediyordu. Telefon sapığı sanarak kapadı ve numaraya bakmak istedi fakat numarası kapalıydı. Birkez daha telefon çalması ile tüm kanı çekilmişti. Arayan yine bilinmeyen numaraydı.

SİDNY: Ağlamak arasında gidip gelen o cılız ve korku dolu sesiyle "kimsin, neden cevap vermiyorsun lanet olası"..

ARAYAN:..."Sİ-İİ-İDNYYY.. Ağlamak sana yakışmıyor SİD. "

SİNDY: "Kimsin, adımı nerden biliyorsun"..

ARAYAN: "Cık..cık..cık.. İnsan kurbanının kimliğini bilmezmi?"

SİDNY:" Branden veya Coe sizin bu aptalca şakalarınızdan bıktım. Tamam beni korkutmayı başardınız çocuklar ama eğer sizi bulursam.." demesine kalmayıp arayan sapık karşılık verdi.

ARAYAN:"Sid, kendini böyle şeylerle mi motive ediyorsun. Günlerini saysan iyi edersin çünkü artık elimdesin seni pis sürtük!!! "

SİNDY:"(A-aa-man Tanrım) Benden ne istiyorsun sana verecek neyim olabilir"

ARAYAN:"Uzun süredir seni arıyordum ve buldum artık ödeşme vakti"...

SİDNY:"Hayır.. Dur... Ne ödenmesi... Alo.. Aloo"

Korku dolu birkaç dakika ardından SİD ne olup bittiğine anlam verememiş ve öylece olduğu yerde donakalmıştı. Herşeyden önce arayan kimdi ve ne ödeşmesinden bahsediyordu. Kafası allak bullak olmuştu. Korku sarmıştı tüm bedenini. Neden?? Sorusu oluşmuştu kafasında neden oydu, ne yapmış olabilirdi. Belkide bir yanlış anlamadan ibaretti ama hayır olamazdı. Arayan kişi onu çok iyi tanıyordu ve bundan sonra dikkat etmesi gerekiyordu neyden ve nasıl olacağından bi çare...
Telefonun kapanmasıyla elektriklerin gelmesi bir oldu. SİD, hala yerinden kıpırdamıyor, telefon elinde pencereye atıştıran yağmura bakakalıp uzaklara dalıp gidiyordu.
Bundan sonra ne yapacağını ve onu neler bekleyeceğini bilmiyordu.

SİDNY WİLSONHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin