BÖLÜM 3: YÜZLEŞME

26 3 0
                                    

...

SİNDY, okul çıkışları dövüş sanatları adı altında toplanan bir kaç kişilik gruba üye olmuş, böylece kendini koruma sanatını öğrenebileceğini düşünerek işe koyulmuştu. Aralarında tek kız oydu. Kurs bitiminde o birkaç saatini daha orada antreman yaparak geçirirdi.

Kendini tam anlamıyla karşısına çıkan kötülüklere karşı hazır hissediyordu. Bir akşam çalıştığı büyükçe bir salonda mahsur kalmıştı. Sanırım temizlik görevlisi herkesin gittiğini sanarak kapılara kilit vurmuştu. Onun için kızamazdı adamcağıza, çünkü çalışırken kendini kaptırıp gittiğinin bilincindeydi. Saat ilerledikçe havanın soğuduğunu dahada hissetmeye başlayan SİD, bir köşeye diz üstü çömelerek kollarını ovalıyor, parmak uçlarını ağzınla ısıtmaya çalışıyordu. Bir ara salondaki bir çok florasan ışığı gelgit yapmaya başlamıştı. SİD, onun geldiğini anlıyor gibiydi. Birden ayaklandı ve..

SİNDY:"Benden ne istiyorsun seni adî herif. Senden korkmuyorum tamam mı."

Ses gelmiyordu. Aksine bir kaç dakikalık sessiz bir süreçte içerisinde bulunduğu demir kapının sürgüsünün açılma sesiyle irkildi.
Kapı ardına kadar açılmış ve soğuk bir esinti hissediyor gibiydi. Çok karanlıktı kapının bulunduğu alan göremiyordu. Birkaç saniye sonra ayak sesleri duymaya başladı. Gitgide yaklaşıyordu. Kapının önünde durmasıyla,basket sahasının üzerinde duran yumuşak minderlerin hepsi aniden gelen bir rüzgar esintisiyle yer değiştirmişti. SİDNY'nin saçları savruluyor,ellerini yüzüne siper ediyordu. Zemin kayganmış gibi ayakkabıları onu geriye itiyordu.
KARANLIK bi gölge kapıda dikilmiş onu süzüyordu. Gözleri kısık olan SİD, o tarafa güçlükle bakıyor, karşısındaki şahsı çıkarmaya çalışıyordu. Üzerinde siyah bi kaban vardı ve şapkası yüzünün çoğunu örttüğü için hiçbir şey göremiyordu.

Aniden azda olsa vuran ufak bir ışık elindeki kesici sivri ve metalimsi renginin parlak yüzünü gösterdi.
Bir adım..bir adım.. derken aradaki mesafe iyice azalmış, SİD belkide hayatına malum olacak bir savaşa hazırlanıyordu. Tam pozisyonunu almış beklerken, karanlık yüzün arkasına saplanan ucu parlak bir okla yere düşmesiyle birden irkildi. Bu ok nereden geldi diye bakınıp duruyorken..

"SİD...Kaççç... "
sesiyle hareket etmesi bir oldu. SİD olabildiğine koşuyor ama nereye bilmiyordu. üstelik o karanlık yüzden kan yerine yeşilimsi şeffaf bir renk akarken görmüştü. Aman Tanrım kimdi bu onu öldürmek isteyen..
Kaç komutunu veren o erkek seside neyin nesiydi??

Herşeyden önce kime ve nereye gidecekti. Arabasına doğru koşmaya başladı..

Başına neler gelecekti kimbilir....

SİDNY WİLSONHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin