Tanıtım

271 22 9
                                    


Daha yolun başındayken pes etmiştim ben. Sarılamayacak yaralarım yoktu o zamanlar küçüktüm. Sanırım o zaman anlamıştım hayat kolay olmayacaktı. Hele de bana..

Güldürmeyecekti belki de yüzümü. Gözyaşlarım ıslatacaktı her gece yastığımı.

Annemin yokluğunda yorganıma sımsıkı sarılırken sessizce ağladığımı kimse bilmeyecekti.

Niye bileceklerdi ki ? Kimdim ki ben onlar için ? Üvey babasının küçük fahişesi diye bilirlerdi beni. Sesi çok çıkan saygısız kız çocuğu diye bilirlerdi belki de. Öyle miydi peki ? Değildi.

Her gece o eve gelmesin diye dua eden küçük kırık kızı kimse tanımıyordu. Uykularımın içinden hıçkıra hıçkıra ağlayarak uyandığımı kimse bilmiyordu. Benim nefes nefese uyandığım gecelerde onlar bilmem kaçıncı rüyalarını görüyorlardı.

Bu kızın canı yanıyordu. Bu kızın ruhu büyük bir gürültüyle parçalara ayrılmıştı. Duymuşlar mıydı peki ? Hayır. Koca bir hayır.

Hepsi kulağına şeffaf kulaklıklarını takmış , dünyadan soyutlamışlardı kendini. Hayatın eğlenceli şarkısı kulaklarında yankılanırken benim cılız sesimi duymuyorlardı. İsteseler duyarlardı belki. Ama niye duyacaklardı ki ? Bu aptal kız nefes almasa kimin umrundaydı?

Ben bir canavarın pençesine düşmüştüm.
Kaçmaya çalıştığım her dakika bir öncekinden daha derin yaralar alıyordum. Artık gücüm yetmiyordu. Gözyaşlarım akmamaya ,kirpiklerim aralanmamaya başlıyordu. Ölüyor muydum ?

Yolun sonu bu muydu yani?

Beyaz ışığı görüyorum ama ölmüyorum. Ölüme yakınım ama bir o kadar da uzak. Tuhaf.

Ben Irmak Aydın on yıldır neredeyse hiç gülmüyorum ,gülemiyorum.

Küçük bir kız çocuğuyken mavi tulumlu , çıtçıtlı spor ayakkabıları olan bir erkek çocuğunu sevdim. Hayat ya bu kimi sevdiysem elimden alacak. O da gitti. Küçük yaşta sonsuzluğa uğurladık onu. Gökyüzüne uğurladık.

Babamı çok sevdim. Bana sarılışını, kokusunu sevdim. Arkasında saklayarak eve getirdiği oyuncakları sevdim. Ağladığımda gözyaşlarımı silen ellerini sevdim. Ama beni sevmedi be! Ona en ihtiyacım olan zamanda bizi bırakıp gitti. Bir daha göremedim onu.
Belki de hiç sevmemişti beni. Bilmiyorum.

Annemi çok sevdim. Ama onun beni sevmediğine eminim. Hayat bu sevdiğim her şeyi elimden alacak ya. Babam onu terk ettikten hemen sonra evlendi piç herifin tekiyle. Babamdan sonra alkole verdi kendini. Durmadan içiyor, acılarının geçmesini bekliyordu. Ama geçmiyordu. Acılar birden geçer miydi?

Son olarak üvey babam. O lanet olası herif benim masumluğumu aldı. Gülen yüzümü aldı. Hayatın bana geçirdiği en okkalı tokattı onunla aynı evde yaşamak zorunda olmam.

Bu satırların arasında okuyacaksınız geri kalanımı. Ruhumun parçalara ayrılışını , hayat denen uçsuz bucaksız denizde boğuluşumu. Belki daha sonra can simidi olacak birilerini anlatırım size. Belki tekrar severim birini..

Hayat bu , önümüze ne süreceğini nereden bilebiliriz...

Evet arkadaşlar , yeni bir hikayeyle karşınızdayım. Kurgusuyla , dramıyla çoğu zaman da acısıyla benim içime fazlasıyla sindi. Umarım siz de beğenirsiniz. Şimdilik sadece tanıtımı bırakıyorum buraya bir süre sonra devamını yayınlayacağım. İyi okumalar !

Camdan UmutlarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin