Sabah kapıların çarpma sesiyle uykudan gözlerimi açtım sesleri merak edip aşağıya indim, gözlerimle etrafı süzerken annemi fark ettim koltuğa oturmuş boş gözlerle yere bakıyordu yanına gidip karşı koltuğa oturdum "anne ne oldu" diye meraklı gözlerle sordum, soruma bir karşılık alacağımı umarken yüzüme bile bakmadan oturduğu koltuktan kalkarak hızlı adımlarla odasına gitti.
Bu kez değil, bu kez buna izin vermicem beni görmezden gelemezdi bunu bilmek hakkım, düşüncelerimi bir köşeye atarak arkasından odasına gittim derin bir nefes alıp içeri girdim, ona söz hakkı vermeden direk cümlelerime başladım "anne neden beni görmezden geliyorsun bunu bilmek hakkım" bu kezde cevap vermezse bu odadan çıkmıcam, fakat öyle olmadı "pekala, baban evi terk etti" diyerek yanımdan hızla geçti baska hic birsey demeden odadan çıkıp gitti, neden diye sormama izin bile vermeden, şaşkınlıkla gözlerim iri iri oldu, ve hiç üzülmemiş gibi bir hali vardı nasıl böyle normal karşılayabilir ?
Hızlı adımlarla odama doğru ilerledim, telefonu alıp babamı aramaya koyuldum, kahretsin telefonu kapalıydı.
Babamın sinirleri geçince akşam dönceğini umarak kütüphaneye gitmek için hazırlandım saçlarimi tarayıp düz bir şekilde bıraktım ve aşağıya inip kapıya doğru ilerledim. Hava bugünde biraz serindi ama seviyorum bu havayı kulaklığımı takıp I will I swear-long days şarkısını açtım bu şarkıyı seviyorum ve yol boyu tekrar tekrar bu şarkıyı dinledim.
Müziğin sayesinde zamanın nasıl geçtiğini anlamayarak kendimi kütüphanenin önünde buldum, bir an önce içeri girip raflarda göz gezdirdim gözüme bir kitap ilişti 'sonsuz mutluluk' kitabı elime alıp içeriğine göz attım ve bu kitabı almaya karar verdim.
Kütüphaneden çıktığımda biraz yürüyerek kahve dükkanına gitmeyi düşündüm belki onunla tekrar karşılaşabilirdim, kahve dükkanına yaklaştığımda orada duran arabaların camından kendime bir baktım saçımı düzeltip içeriye girmek için kapıya doğru yol aldım, içeriye girdiğimde biraz etrafa göz gezdirdim, onun olmadığını gördüm aslında aptalca bir düşünmeydi, dışarıdaki boş masalardan birine geçip yeni aldığım kitabı okumaya başladım kahveyi daha sonra alırım diye düşündüm.
Kitaba o kadar dalmışımki karşıma birinin oturup bana kahve uzatmasıyla kendi dünyama döndüm ve kafamı kaldırıp karşıma baktığımda "rahatsız ettiğim için kusura bakmayın bunu bir özür olarak görün, hava soğuk isterseniz içeride geçebiliriz" dedi gülümseyerek, şaşkınlıkla aptalca ona bakmayı keserek "Aslında ben soğuğu seviyorum, kahve içinde teşekkür ederim özürün kabul edildi" diyerek bende ona hafif bir tebessüm yolladım, "sizi öyle düşürürken en azından bu kadarını yapayım" dedi ve bir süre yüzümü inceledi, anlamsız bir şekilde heycanlanmaya başladım yüzümü incelemesi utanmama neden oluyordu, sadece gülümseyerek karşılık verdim.
Aklıma bir anda babam geldi belki eve gitmiştir düşüncesiyle ayağa kalkarak "benim artık eve gitmem gerekiyo" dedim sakin bir ifadeyle, o da ayağa kalktı yüzünde memnuniyet ifadesi vardı "istersen sana eve kadar eşlik edebilirim" dedi samimi bir ifadeyle.
Neden bilmiyorum ama bu çok hoşuma gitmişti iyi birine benziyordu ona güvenebilirim, "peki" diye gülümseyerek karşılık verdim. Kitabımı elime alıp beraber caddeye doğru ilerledik, ellerini cebine sokup kafasını bana çevirerek "senin gibi sessizlikle barışık olmak güzel olmalı" diyerek yol boyu olan bu sessizliğimizi bozdu "kalabalığa ihtiyacım var aslında, yalnız olmak kulaklarımı acıtıyor" deyip sessizce iç çektim.
"Hiçte kalabalıklara ihtiyaç duyacak bir tipe benzemiyorsun ama aynı zamanda büyüleyici ve bir o kadarda güzel birisin" bu sözlerinin ardından gözleri yine gözlerimi buldu ve küçük bir çocuk gibi utandım, hemen yüzümü başka bir yöne çevirdim.
Yol boyu gözlerine bakmamaya çalıştım, ve sonunda eve gelmiştik yoksa heycandan ölebilirdim
"eşlik ettiğin için teşekkürler" dedim gülümseyerek "ne zaman istersen" diye karşılık verdi.
Bahçenin kapısından tam içeriye gircekken " daha ismini bilmiyorum"dedi ellerini saçlarında gezdirerek, "Duru" dedim yalın bir sesle.
Ben sormadan oda hemen adını söyledi "bende Yiğit" dedi. Birbirimize baktık öylece ve sonunda gözlerini ilk kırpan o oldu, yüzünde nefes kesici bir gülümseme belirdi...