17. Bölüm

129 66 7
                                    

"Oğlum bittin sen!"

Elime kar topu aldım ve Anıl'a isabet etmeye çalıştım. İsabet edebildim mi?! Edemedim. Ama olsun! Önemli olan denemekti asfshd. Sonra da bizimkilerle oynadık. Volkan
denen çocuk geldi bir süre sonra. Kızlar erkekler ayrıldık ve kar topu savaşı yaptık. Hatta bi ara Anıl bana o kadar çok atmıştı ki! Kardan kadına dönmüştüm bildiğimiz! Kar topu atmaktan ellerimi hissetmiyorum. Ayaklarımı söylemiyorum bile. Felç oldum bildiğimiz! Hatta bi süre sonra kar topu savaşından sıkıldım ve bi kenara oturdum. Bizimkileri izlerken gülme krizleri tutuyordu beni. Hatta o kadar gülmüştüm ki, üşüdüğümü bile unutmuştum. Ta.. Ki Anıl suratımın ortasına karı atana kadar! Ona sinirlice baktığımda gülmekten yerlere yapışmıştı bile. O tam gülerken elime kar topunu aldım ve ona attım. İsabet edebildim mi? Tabiki de edeme... Anıl yerlerde mi kıvranıyor? Yoksa isabet mi ettim? Hemen yanına koştum, yanına oturdum. Sonra da ona doğru baktım. Eliyle suratını kapatmış, yerde kıvranıyordu. Yok artık! O kadar da sert atmış olamam, değil mi?

"Anıl, iyi misin?"

Anıl hiçbir şey demiyordu. Yağmur'lar bizi öyle görünce yanımıza geldiler.

"Naptın lan çocuğa?"

"Hiçbir şey yapmadım ki. Sadece küçük bir kartopu attım."

Yeşim bana tuhaf tuhaf baktı.
"Küçük olduğuna emin misin?"

"Yani birazcık büyük de olabilir ama bir erkeği yere devirecek kadar da değildir heralde."

Yağmur bildiğimiz hayvan gibi güldü. "O zaman Anıl erkek değil."

"Çocuk ölüyo, siz burda sohbet ediyorsunuz."

"Haklısın Didem. Ee napıcaz? Anıl abartma da kalk artık."

Anıl bir anda doğruldu ve elindeki kar topunu suratıma fırlattı. Ben yere devrildim. "Sence küçücük bir kar topundan yere devrilecek birine benziyor muyum saf?"

Sonra da yerdeki karları toplamaya çalıştı. Ben kalkamıyordum bile. Otururken düşmek nasıl bir duygudur Allah'ım? Ben bağırdım avazım çıktığı kadar. "Kalkamıyorum! Biri bana yardım etsin."

Bizimkiler gülmekten çatladıkları için kıpırdayamıyordu bile. Anıl da yanıma oturup yerdeki karları alıp suratıma atıyordu. Bana o kadar attı ki... Bi ara boğulcam zannetmiştim. Kalkmaya çalışıyordum ama bacaklarımın üzerine oturduğum için kalkamıyordum ki! Bizimkilere baktıkça iyice gülüyordum. Anıl da resmen o kadar kar atmıştı ki suratıma, suratım felç oldu zannetmiştim.

"Anıl yeter artık!"

"Yetmeeez!"

"Anıl hastalanıcam bak! Nolur dur!"

Anıl durdu ve bana elini uzattı.
"Hadi acıdım bari. Hadi kalk."

Acıdım mı? Ya bi gitsin ya! Ben kendim de kalkabilirim. Zaten bi kalkayım, göstercem ona!

"Ben kendim kalkabilirim."

Anıl odunu hemen elini geri çekti.
"İyi sen bilirsin."

Sonra da diğerlerine katıldı. Ben ise kalkmaya çalışıyordum. Bizimkilere bağırdım, duymamazlıktan geldiler. Tek çarem Anıl'dı anlaşılan. Off yaa! Neden ya neden?! "Anıl! Anıl!"

Anıl yanıma geldi. "Ne?"

"Kalkamıyorum."

"Ee?"

"Ne ee si?"

"Yani diyorum ki, beni ne ilgilendiriyor?"

"Ne mi ilgilendiriyor? Sen olmasaydın belki de şu anda bu durumda olmayacaktım."

4 MEVSİM AŞKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin