1. Bölüm

1.2K 31 4
                                    

''Tamam baba, yapacağım.''

Amelia babasıyla konuşurken yeşil gözlerini babasının gözlerine dikerek aynen böyle söyledi. Sinirle ayağa kalktı, gözü hiçbir şey görmüyordu. Evet yapacaktı, Kraliçe Meredith'in saltanatına son verecekti.

''O sürtüğü tahtından indireceğim, o saray, o kral, o ihtişam! Hepsi benim, bizim olacak baba anlıyor musun? Hepsi!''

Babası memnun olmuşa benziyordu. Ayağa kalktı ve kızına sarıldı.

''İşte seni bu yüzden seviyorum Amelia. O bitmeyen hırsın için seviyorum.''

''Peki beni nasıl saraya sokmayı düşünüyorsun baba? Pat diye kralın önüne atmayacaksın herhalde?''

Amelia babasına herzamanki o küçümseyici bakışı attı. Yeşil gözleri, beline kadar uzanan sapsarı saçlarıyla Amelia tam bir güzellik abidesiydi. Küçük bir kasabada büyümesine rağmen çok farklı bir havası vardı bu kızın. Daha dokuz yaşındayken annesini kaybettikten sonra bir olgunluk çökmüştü üzerine. Annesinin cenazesinden sonra, kilisenin arkasında ağlarken, bir köylü olarak ölmeyeceğine dair yemin etmişti bu zümrüt gözlü kız. Ve bir köylü olarak ölmeye hiç niyeti yoktu...

Sarayda ise adeta bir bayram havası vardı. Çünkü Kraliçe Meredith kralın ilk çocuğunu dünyaya getirmek üzereydi. 

''Tanrım yalvarırım bitsin bu acı!''

Kraliçe Meredith saraya geldiği ilk yılları hatırladı. Kralın annesi Kraliçe Anne'in hizmetkarları arasındaydı. Kral Henry her sabah annesine ziyarete geldiğinde, gözlerini ondan alamazdı. Hep kraliçe olmanın hayalini kurmuştu Meredith.. 15 yaşında Kraliçe Anne'in himayesine girdiğinde, bu hayaline daha da yaklaştığını hissetmişti... 

Kraliçe, kralın kızkardeşi Prenses Katherine'in kolunu sıkarken işte böyle haykırıyordu. Katherine ise çok sevdiği arkadaşı, abisinin eşinin kurtulması için tanrıya dua etmekle meşguldü. Meredith'i çok severdi. Bir Prenses olmanın verdiği yalnızlığı Meredith ile aşmıştı genç kız. Her sabah uyandığında onun geniş odasına gider, onunla sohbet eder gülüşürdü Katherine. Belki de bu kızı hepsinden daha çok seviyordu. Abisinden bile...

Meredith ise içten içe kendini yiyordu, çünkü bu sefer krala erkek çocuk vermek zorundaydı. Önce yaptığı üç düşükten sonra ilk defa hamileliğinin dokuzuncu ayına gelebilmişti Kraliçe. Son yıllarda çocuklarını kaybetmekten dolayı harap olmuştu ve kralın gözünden düşmüştü. Fakat son hamileliğinde düşük yapmadığı için kralla eski yaşamlarını tekrar sağlamış, onun sevgisini yeniden kazanmıştı. 

''Lütfen!'' diye haykırdı genç kadın. ''Bu benim son şansım! Yalvarırım erkek olsun!''

Tam o sırada sarayın sessiz koridorlarını bir bebek ağlaması doldurdu. Dünyaya yeni bir kişinin geldiğini müjdeliyordu bu çığlık...

''Tanrım erkek olsun, lütfen erkek olsun!''

Katherine ayağa kalktı ve hizmetkarın kucağında, doğumun etkisiyle kıpkırmızı olmuş küçük  bebeğin yanına gitti. Sonra Meredith'e döndü.

''Dünyalar güzeli bir kızın oldu Meredith...''

Ben Sadece SevdimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin