6. Bölüm

515 18 2
                                    

BÖLÜMÜ OKUDUKTAN SONRA FİKİRLERİNİZİ PAYLAŞIP VOTE ŞEYSİNE BASARSANIZ ÇOK SEVİNİRİM :) RESİMDEKİ GÜZELLİK AMELIA :)

Meredith kapıda dikilmiş Henry ve Amelia'ya dik dik bakarken, Amelia'nın kalbi yerinden çıkacak kadar hızlı atıyordu. Nasıl yani? Şimdi Meredith onu saraydan kovar mıydı? Hem de krala bu kadar yaklaşmışken... ''Hayır, böyle düşünmemelisin. Henry seni sevdi Amelia. Meredith seni saraydan kovmaya çalışsa bile, Henry buna izin vermez.'' diye düşündü zümrüt gözlü kız. Heyecanla ayağa kalktı ve biraz sonra neler olacağını düşünerek lanet olası kraliçenin önünde eğildi.

''Majesteleri..''

Meredith'in mavi gözleri adeta ateş saçıyordu. Gözleri bir Henry'e, bir Amelia'ya kayıyordu. Tanrım bu kadına ne olmuştu böyle? Adeta birazdan bütün sarayı yıkacak gibi bakıyordu. Topuklarını yere vurarak Amelia'ya yaklaştığında genç kız adeta heyecandan bayılacaktı. ''Galiba sonum bu kadının elinden olacak. Tanrım yalvarırım yardım et.'' diye düşünürken kraliçe gittikçe yaklaşıyordu.

''Amelia.. Burada ne arıyorsun sen? Prenses Belinda'nın yanında olman gerekirken sen majestelerinin yanında çene çalıyorsun. Tanrı aşkına amacın ne senin?''

Amelia dizlerinin titrediğini hissetti. Kral söze girmeseydi Amelia kraliçenin keskin gözlerinde yok olabilirdi.

''Belinda hakkında ondan bilgi alıyordum Meredith. Kızımın dadısıyla, prensesim hakkında görüşemeyecek miyim?'' dedikten sonra Amelia'ya döndü.

''Sen gidebilirsin Amelia.''

Amelia krala hafifçe gülümsedikten sonra geniş odadan çıktı. Prenses Belinda'nın odasına doğru giderken hayatında hiç bu kadar mutlu olmadığını hissetti.

''Artık başbaşa kaldığımıza göre, başka şeyler yapabiliriz.'' dedi Meredith koltukta sıkıntıyla oturan Henry'e.

''Git başımdan Meredith. İşlerim var.''

Meredith aldığı cevapla hayal kırıklığına uğrarken, gözlerinin dolmasını engelleyemedi. ''Ne olursa olsun, artık yeter.'' diye düşünürken kendini krala bağırırken buldu.

''Neden majesteleri? Neden böyle yapıyorsunuz? Benim suçum ne? Kız doğurmam mı? Bir erkek varis verememem mi? Bir erkek doğuramadım diye ömrümün sonuna kadar yüzüme bakmayacak mısınız? Bana dokunmayacak mısınız? Yeter artık. Ben ölene kadar böyle yaşamak istemiyorum majesteleri. Ne yapacaksınız? Boşayacak mısınız beni? İngiltere'nin en iğrenç yerine sürgün mü edeceksiniz? Bana ne istiyorsanız yapabilirsiniz çünkü ben sizin gözünüzde sadece bir erkek çocuk doğurma makinesiyim değil mi?

Kral bu sözleri hiç hareket etmeden dinledikten sonra ağzından tek bir cümle döküldü.

''Çık dışarı Meredith.''

Katherine kuzeni Albert'i koluna takmış, saray koridorlarında turlarken bir yandan da Albert ile konuşuyordu.

''Hiç değişmediğini söylemiş miydim Albert? Hala İngiltere'nin bütün genç bayanlarını elinden geçirebilecek sapıklıktasın.''

Albert çapkın bir edayla Katherine'e gülümsedi.

''Sonunda çözmüşsün beni sevgili kuzen. Fakat sapık kelimesi biraz fazla. Çapkın diyelim.''

''Madem öyle çapkın kuzen. Gel yeğenimizi ziyaret edelim. Görünce bayılacaksın.''

Amelia, kucağında küçük prenses ile odanın içinde gezinirken, bebekle konuşuyordu.

''Ah tatlı Belinda. Acaba benim de bir gün senin kadar tatlı bir bebeğim olur mu?''

Belinda, zümrüt gözlü kıza gülücükler atarken içeri Katherine ve Albert girdi. Amelia yüzünü Albert'e çevirdiğinde, genç adamın kalbi, Amelia için çarpmaya başlamıştı bile...

Ben Sadece SevdimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin