5. Bölüm

544 22 2
                                    

VE SONUNDA YENİ BÖLÜM! BEĞENİLERİNİZİ VE YORUMLARINIZI EKSİK ETMEYİN! BU ARADA RESİMDEKİ KADIN AMELIA OLUYOR :) AKLINIZDA DAHA İYİ CANLANDIRABİLMENİZ İÇİN! NEYSE BİZ HİKAYEMİZE DÖNELİM :)

''Majesteleri, kraliçe görebilir!'' Aslında kraliçenin görüp görmemesi Amelia'nın umurunda bile değildi. Şu an İngiltere Kralı onun ellerinden tutmuş, kendi odasına doğru sürüklüyordu.

Odaya girdiklerinde Amelia hiç bu kadar muhteşem bir oda görmediği için afalladı. Tanrım bu oda kraliçenin odasının tam on katıydı! Altın işlemeli yatak, altın kaplama sandalyeler... TANRIM BU BİR RÜYA OLMALIYDI!

Kral, Amelia'nın ellerinden tutup altın kaplamalı sandalyelerden birine oturttu. O da karşıdaki rahat sandalyeye kuruldu.

''Evet genç bayan. Doğruyu söylemek gerekirse günlerdir dikkatimi çekiyorsun.''

Amelia'nın güzel yüzünde hafif bir gülümseme belirdi. Daha saraya geleli iki gün olmuştu ve gelir gelmez kralın dikkatini çekmişti.

''Adınızı öğrenmek isterim güzel bayan. Bana adınızı bahşeder misiniz?''

''Amelia.'' dedi zümrüt gözlü kız. ''Adım Amelia.''

''Jane! Neredesin sen aptal kız? Burada açlıktan ölsem hiçbirinizin haberi olmayacak! İki saattir yemek bekliyorum.''

Jane yemekleri elindeki gümüş tepsiye koymaya çalışırken içinden kraliçeye lanetler okuyordu.

''Tanrım bu kadının eline nereden düştüm ben? Elimdeki şu tepsiyi o aptal kadının kafasına geçirmek isterdim.''

''Geldim Majesteleri, özür dilerim biraz geç kaldım.''

''Biraz mı? Kaç saattir seni bekliyorum ben haberin var mı?''

''Tekrar özür dilerim kraliçem.''

Jane arkasını dönüp diğer odaya geçerken sinirden köpürüyordu.

''Peki, Leydi Amelia. Kaç yaşındasınız?''

''17.''

''17 demek. Henüz çok gençsiniz.. Peki, saraydaki göreviniz ne?''

''Kızınız, Prenses Belinda'nın dadısıyım majesteleri. Aslında saraya geldiğimde kraliçenin nedimelerindendim. Fakat eşiniz, benim prensesin dadısı olmamı istedi.''

Kraliçe Meredith, Prenses Katherine'nin odasına girdiğinde, güzel kız nedimesine kumral saçlarını taratıyordu.

''Meredith! Hoşgeldin.''

Meredith içtenlikle gülümsedi ve Katherine'e sarıldı.

''Nasılsın? Herzamanki gibi saçlarını mı taratıyordun? Saçların gerçekten çok güzel Katherine, tıpkı senin gibi.''

Katherine Meredith'i hep ablası gibi sevmişti. Meredith de onu kardeşi olarak görüyordu zaten. Her günü mutlaka beraber geçirirlerdi. Zaten birbirlerinden başka kimseleri yoktu ki...

''Teşekkür ederim Meredith. Yeğenim nasıl? Ona çok güzel elbiseler diktirdim biliyor musun? Eminim küçük prensese çok yakışacak.''

''Teşekkür ederiz majesteleri. Eminim çok yakışacaktır. Kralı ziyaret etmeye ne dersiniz? Uzun zamandır görmedim. Herhalde siyasi işlerle meşgul olmalı.''

Prensesin aklına yine o iğrenç manzara geldi. Küçük kardeşi Thomas'ı hatırladı. O mavi gözleriyle ona gülümseyişini, o muhteşem kahkahasını. Sonra da küçük meleğinin katilini, hain abisini. Şüphesiz Henry bunu tahta çıkmasında bir zorluk yaşanmaması için yapmıştı. O lanet olası taht için kendi kardeşine kıymıştı. ''Tanrım bunu nasıl yapabildi?'' diye düşündü prenses. On senedir bu iğrenç sırrı saklıyodu genç kız. Hiçkimseye söylememişti bunu. Abisine bile...

''Sen git Meredith. Çok yorgunum. Biraz üşüttüm galiba. Uyumak istiyorum.''

''Doktor çağırmamı ister misiniz majesteleri? Önemli birşey mi?''

''Teşekkür ederim, gerek yok. Emin ol. Uyursam biraz rahatlarım.''

''Peki, siz nasıl isterseniz.''

Kraliçe sarayın koridorlarından geçerek kendi odasına girdi. Üstündeki yeşil elbiseyi çıkarıp, kırmızı elbisesini giydi. Kırmızı elmas kolyesini taktı. Kralına güzel görünmek istiyordu... Belki dokuz ay sonra bir erkek varis doğurabilirdi. Kralını bugün tekrar kendine aşık etmeyi başarabilirse tabii...

Amelia kralla konuşmaktan memnundu. Bu işi bu kadar çabuk yapacağını hiç tahmin etmemişti. Babasının henüz o küçükken söyledikleri geldi aklına..

''Sende çok farklı birşey var Amelia. O zümrüt gözlerinle bir başka bakıyorsun. Emin ol büyüyünce çok canlar yakacaksın.''

Babası haklıydı, İngiltere Kralı'nın canını yakmıştı bile..

''Peki nereden geld...''

Kralın sorusu yarım kaldı. Çünkü kapıda duran, Kraliçe Meredith'ten başkası değildi...

Ben Sadece SevdimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin