Bölüm Dokuz; Fırtına

269 34 28
                                    

Dışarıda gök gürültüsüyle karışık bir yağmur yağıyordu.

Ameca dışarı çıkıp etrafta gezinse ne olacağını bilmiyordu.

Gün içinde gök gürültüsünü duyduğu zaman yerinden zıplayarak kanepenin arkasına saklanmıştı.

Ameca gökyüzünde ki ışığı görmüştü.Sonra hıçkırmış ve ışık gidene kadar gözlerini kapamıştı.Dışarıda neler oluyordu?

Ameca Justin'in kollarının arasına girip orada güvende olduğunu hissettikten sonra ağlamak istiyordu ama onu uğraştırmak istemiyordu.Sadece kendine geldi ve ışığın tekrar gelmemesini diledi.

Justin'de gök gürültüsünün duymuştu.Sonra Ameca'nın iyi olup olmadığını merak etti çünkü yanına geleceğini umuyordu.

Justin yavaş bir şekilde merdivenlerden aşağı indi ve etrafa bakınmaya başladı.

''Ameca aşağıda mısın? Ameca....?''

Kapılı kapıdaki anahtarı çevirdi ve odaya girdi.Ameca yerde oturmuş, kafasını dizlerinin arasına gömmüştü.

''Ameca, iyi misin?'' Justin ona doğru eğilirken sordu.

''Hayır....'' Ameca mırıldandı. ''B-bu çok sesli...'' Ameca ellerini kulaklarına çıkarttı.

''Buraya gel.'' Ameca Justin'in elini tutmasına izin verdi.

''Justin beni taşır mısın lütfen?'' Ameca fısıldadı.Justin başını salladı.

Justin kollarını açtığında Ameca onun üzerine tırmandı.

Beraber Justin'in odasına gittiklerinde Ameca'yı yatağa bıraktı. ''Justin neden dışarı bu kadar gürültülü?''

''Buna gök gürültüsü deniyor.Bir şeyler oluyor ve bu ses oluşuyor, bu kötü bir havayı temsil eder.''

''Bunu sevmedim.'' Justin kıkırdadı.

''Her şey yolunda, korkmana gerek yok.''

''Beni koruyacaksın, değil mi?''

''Söz veriyorum, seni koruyacağım aşkım.'' Justin uzanıp Ameca'nın burnunu öptü.

''Seni seviyorum Justin, çok fazla.''

''Bende seni seviyorum prenses.'' Ameca ikna olmak istiyormuş gibi Justin'e baktı.

Şu an çok yakın olduklarını hissetti, nefesleri birbirlerine değiyordu.

Ameca parmaklarını Justin'in karın kaslarında gezdirdi, Justin gerildi.

''Justin, iyi misin?''

''İyiyim, iyiyim.''

Birbirlerine sarılmış iken ikisi de bir süre uzandılar.Her gök gürlediğinde Ameca Justin'e biraz daha yaklaşıyordu ve Justin'de ona güven vermek için onu daha çok sıkıyordu.

''Ameca eğer biraz daha bana doğru yaklaşırsan düşeceğim.'' Justin güldü.

''Üzgünüm Justin, sadece dibinde olmak istiyordum.'' Ameca geri çekildi.

Onun yanında olmayı seviyorum, diye düşündü Ameca.

''Hayır, uzaklaşmana gerek yok.'' Ameca suratını ona doğru döndürdü. ''B-ben demek istiyordum ki........uh.'' 

Ameca kıkırdadı ve Justin'in dudaklarını öptü. ''Anladım.'' Gülümsedi.

Farklı bir gök gürültüsü sesi geldiğinde Ameca sıçradı ve Justin'in üzerine yapışırken Justin ofladı.

''Oh tekrardan üzgünüm Justin.''

''Problem değil.Bana bir öpücük vermenin beni daha iyi hissettireceğini düşünüyorum.''

Ameca gülümsedi ve Justin'i öptü.Ameca uzaklaşmaya çalıştığında Justin nazikçe Ameca'nın boynunu tuttu ve ona izin vermedi. ''Justin seni nasıl öpeceğimi biliyorum.'' Ameca güldü.

''Bunu bende biliyorum.'' Justin sırıttı. ''Sen gerçekten tapılası duruyorsun.''

''Justin sen benim senin kız arkadaşın olduğunu söylemiştin d-değil mi?'' (gene başlıyor)

''Evet.'' Justin gülümsedi.

''Um bunu söylerken dürüst müydün?  Yoksa bunu sadece kıskanç olduğun için mi söyledin?''

Justin kaşlarını çattı.

''Bunu sana hiç söylemeyi planlamamıştım...ama umurumda değil.''

Ameca gülümsemek istedi ama gülümseyemedi.

''Sen çok iyisin Justin.''Ameca uzanıp onun yanağını öptü, geri çekildiğinde onun gülümsediğini gördü.

Sonra Ameca Justin'in boynunu öptü ve bunun Justin'in hoşuna gittiğini fark etti.

''A-ameca dur.''

Ameca çok odaklanmıştı.

''Neden Justin? Bunu sevmedin mi?''

''Sevdim ama....''

''Neden durmamı söyledin? Neden bunu bana yapmıyorsun, bunu sevdim.'' Gülümsedi.

''Bekle ne?''

''Hatırla dün bana beni her yerimi öpebileceğini söylememiş miydin?'' Ameca dudağını, yanağını ve boynunu gösterdi.

Oh...

''Bence bunu bana vermelisin.''

Justin duraksadı.Bunu yapacak mıydı?

Eğer biraz ileri giderse boynu morarırdı.

''Bunu sana yapmamı mı istiyorsun?''

''Evet, h- her şey yolunda Justin.''

Justin gözlerini kaçıdı.Bu kız ne yapmaya çalışıyordu?


Yazar sona not düşmüş gerçekten kısa bir bölümdü diye, gerçekten 500 kelime bile etmedi.



She's An Alien / TürkçeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin