Yaşlı Dave

12 1 0
                                    


Liz o günü odasını toplayarak geçidasını köşe bucak demeden temizlemek; arkadaşlarıyla yapacağı pijama partisi için şartlardan birisiydi. Anne ve babasının dışarıda olacağı tüm geceyi arkadaşlarıyla geçirmek dönemin başından beri istediği bir şeydi. Artık büyüdüğünü hissediyordu.

Bir taraftan işlerini yaparken bir taraftan bu sıcak haziran gününü dışarıda geçiremediği için söyleniyordu. Arada bir camdan başını uzatıyor ve bisiklete binen çocukları görüp iç geçiriyordu. Neyse ki bir iki saat içinde arkadaşları gelecekti. Yapacaklarını planlamaya koyuldu. Önce annesinin yaptığı kakaolu kurabiye yerken, bir yandan limonatalarını içer ve televizyonda bir şeyler izlerlerdi. Devamında neler yapabileceklerini düşünürken kapı çaldı. Odadan birden fırlayarak çıktı; kapıya geldiğinde soluk soluğaydı; arkadaşlarını görünce bir büyük birey gibi kibarca içeri davet etti. Annesinin tavsiyelerine kelimesi kelimesine uyuyordu.

Liz, anne ve babası evden çıkarken tekrar tekrar dışarı çıkmayacaklarına, kimseyi içeri almayacaklarına, kapı ve camları tekrar tekrar kontrol edeceğine dair söz verdi. Şekerlemeleri fazla kaçırmamak ve gürültü yapmamak konusunda kısa bir söylev verildikten sonra rahattı. 4 kız o gün ebeveynler evden çıkar çıkmaz çığlık çığlığa kanepenin üstünde bir birlerine sarıldılar. Büyük kadınlar gibi evde yalnız kalmayı kutladılar...

Saat akşam 8 olduğunda dedikodu zamanı bitmişti. Kurabiyelerini alıp, kanepenin üzerine oturdular. Televizyonda zaten az olan kanalların arasında gezinmeye başladılar. Haberlerden birinde ölü olarak bulunan bir adamdan bahsedildiği sırada kızların belki de en şirin olanı - Carol;

''Yaşlı Dave hakkında denilenleri duydunuz mu?'' sorusuyla tüm dikkatleri üzerinde topladı. Yaşlı Dave kasabanın en tanınmış, belki de en nefret edilen kişisiydi. Huysuzluğuyla nam salmış bu yaşlı adam geçen hafta ölmüştü ve o enkazı andıran evi artık daha gizemli gözüküyordu. Geçimsiz bir adam olması çocuklar kadar, büyükler arasında da söylentilerin ortaya çıkmasına yol açmıştı. Öyle ki öldüğünde papaz ve mezar kazıcılar dışında kimse yoktu cenazesinde...

Carol lafını bitirdiği an bir diğer kız -Isabel konuya dahil oldu;

''Öldüğü ama hala mezarlığın yakınından geçen çocuklara göründüğünü mü diyorsun? Aşağı mahallede bir çocuk onu kasabanın sonuna kadar kovaladığına yemin ediyor!''

Çocuklar arasında birden sessizlik oldu. Bu yaşlı adam hakkında anlatılan her efsane gibi bundan da etkilenmişlerdi. Uzun sayılabilecek bir sessizlikten sonra Liz;

''İnanmıyorum artık ben. Annemin de dediği gibi; büyükler olmayacak şeylere inanmazlar! Bizde büyük kızlarız artık ve buna inanmamamız lazım...''

En baştan beri sessiz olan Bella;

''Yani yalan mı söylüyor herkes?''

''Elbette!'' diye atıldı Liz. Tahmininden daha fazla sert bir çıkış olmuştu bu. İçten içe korkusunu bastırarak büyük olduğunu kanıtlamaya çalışıyordu.

''Peki mezarlığın yanından geçebilir misin? Ama yanında kimse olmadan?'' Carol'un bu sözü üzerine şimdi tüm gözler Liz'e bakıyordu. Liz ise korku içinde bir sonra ki hamlesini düşünüyordu. Mezarlığı hatırlamak bile korkudan titremesine sebep olurken, birde yaşlı Dave'in mezarını ve anlatılanları düşünmek onu içten içe iyice korkutuyordu. Ancak büyük birisi gözükmek için çabalamaktan geri kalmıyordu.

''İçine bile girerim! Onlar ölü insanlar. Toprağın altına kemikten başka bir şey yok. Tanrı aşkına biraz büyüyün artık!'' Annesinin mezarlıktan korktuğu zaman ona söylediği sözlerin aynısıydı bu. Sadece biraz fazla iddialı çıkmıştı ağzından.

Karanlık KapılarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin