Dünya tam bir felaketin içindedir. Suç oranı artmış önüne geçilmez bir hal almıştır. Bu durumdan en çok etkilenen japon hükümetidir. Bu duruma karşılık bir ekip kurulur beş altı adet gönüllü kişinin uzmanı asker ve ajan ile Night Hunters (Gece Avcıları) kurulur. İlk başta bir apartman dairesi kadar olan karargah, diğer ülkelerinde bu projeye destek vermesiyle sayıları artmış tüm dünya Hükümetlerine bağlı gizli bir örgüt halini almıştır.
Fakat asıl olaylar bir yetimhane de başlamıştır. Bir gün bir birine tipa tıp benzer iki kardeş gelir. Anne ve babaları gözlerinin önünde öldürülmüş son anda dedeleri sayesinde Kurtulmuş ve buraya birakilmislardir.
Biri kiz biri erkektir bu kardeşlerin kız dokuz yaşında kardeşi ise altı yasindadir. Kısa bir süre sonra kendileriyle yasit iki arkadaş edinirler. Büyük olan erkek kücük olan kızdır. Aylarca beraber oyunlar oynar ve yemek yerler hiç ayrilmazlar. Yine bir gün akşam yemeği saati gelmiş ahci yemekleri dağıtmakta iken yardımcısı gelir oda yetimhanede ki çocuklardan biridir. Kilerden yemek çalındığı haberi gelir. Ahci öfkeyle "Kimse çıksın ortaya yoksa kimseye yemek yok ona göre! " bu sisko yanaklari hep kıpkırmızı ve korku filminden çıkmış bakışli bu adam. Çocuklarda korkuya neden olur. Yardımcısı suçluyu gördüğünü iddia edip abi kardeşi gösterir. Yetimhanenin iki görevlisi gelir onları göz Yaşları ve " götürmeyin onlar masum" bagrislari arasında götürülürler.
Haftalar geçer, olay unutulmuş ve günlük yaşam devam etmektedir. Abla kardeş kafa kafaya vermiş plan yapmaktadırlar abla " Kesin Megane- obaachan bir şeyler yaptı kadın tam bir deli. Geçen yeni geleni bir hafta ac bırakmıştı hatirlasana" kardeşi " Abla korkuyorum, arkadaşlarımız Nerede ?" Ablası sakince " Korkma bir planım var buradan kurtulacagiz ve dedemizi bulacağız" kardeşi heyecanla " nasıl olacak o kaçamayiz yakalarsa bizi döver. " her ne kadar on yaşına basali iki hafta olsada büyük olan o olduğu için kardeşini koruması gerektiğini düşünür ve onu korkutmamak adına "Bu gece kacacagiz ve özgür olacağız" der gözleri parlayan çocuk ablasina sanki bir süper kahramana bakiyormuscasina bakar. Kiz başardığıni düşünür. Gece olur aldıkları ufak sırt cantasiyla. Arka taraftaki parmakliklara giderler. İlk kız geçer o dar araliktan. Kardeşini almak için arkasını döndüğünde ince sert çerçeveli gözlüğü ile topuz saçı ve herzamanki sert güzelliği ile Megane-obaachan'dir. " Nereye çocuklar, kacmiyordunuz umarım. " Korkudan ne yapacağını bilemez kız. Çocuk ağlayarak " Abla canım yanıyor! " der çünkü kadın kolunu sıkmaktadir. Kız "Bırak kardeşimi !" Der telaşla, kadın " Çok istiyorsan gel ve al güzelim. " kız yaklaşır çocuğu almak ister, çocuk kadının arkasından koşarak gelen görevlileri görür. "Abla kaç gelme, geliyorlar kurtar kendini! " der son bir umut ile çocuk. Kız " Ne dediğinin farkında mısın? Seni nasıl bırakır giderim. " der ve çocuğa doğru hamle yapar, çocuk ise son gücü ile kızın karnına tekme atar ardından " Kaç kurtar kendini, sonrada beni kurtar olur mu? " der ağlayarak. Kız çocuğa bakar son bir kez ve nedenini bilmeden sanki bir efendiye itaat edermişçesine kaçmaya başlar. Gozlerinden akan yaş görüşünü resmen sıfıra indirmiştir.
Koşar koşar nereye kostugunu bilmeden. İki hafta geçer sokaklarda. Bir gün bir kafenin önünden geçmektedir istemsizce içeri bakar actir ama o öyle biri olarak yetistirilmemistir. Içerideki bir kadın ilgisini çekmiştir. Kadın o kadar güzeldir ki kız aklından " Sanki bir tanrica" diye geçirir.
Kadın kızın bakışlarını fark eder gülümseyerek içeri girmesini işaret eder. Kız utancindan kıpkırmızı bir halde koşarak kaçmaya başlar içinden " Ne kadar ayıp yaptığım " der kız sanki açlıktan bakarken yakalanmış gibi. . . Utanarak kaçmaya başlar bir çıkmaz sokağa saklanır tam bu sırada onu bir grup serseri takip etmektedir. O ise bu durumdan habersiz "Oh kurtuldum. " der . Fakat bir nefeslik mesafe uzaklıktan şu sözleri duyar " Nereye kaçıyorusun küçük hanım ?" Kiz arkasını döndüğünde serserilerin lideri ile yüz yüze gelir ve " İmdat kurtarın beni!" Bu seri büyük bir kahkaha patlatir ve "Salak kimse seni kurtarmaya gelmeyecek kimse bizim gibilere bulaşmak istemez o yüzden kapa ceneni ve üstünde ne var yoksa çıkar. " der kızın üstünü başını cekistirirken. "Anlaşılan yaşıtın hiç bir kadın sana bakmadiği için sübyancılığa başladın demek demin kimse bize yaklasamaz demiştin değil mi, yanıliyorsun. Çünkü ; ben kimse değilim o kızı rahat bırakın gücünüz yetiyorsa bana saldırın" Serserilerin hepsi geriye döner kızda sesin geldiği yöne bakar bu o kadındır pastahanedeki. .. Demin ki adam "O anlaşılan bize büyük servis yapacaksın hiç giyinmeseydinde olurdu teshirci falan mısın neyse artık benim oyuncağım olacaksın ne de olsa" der ve kadına doğru hamle yapar kadın çok büyük bir hızla saldırır öyle ki serseriler neye uğradıklarini şaşırırlar. Kadın hepsini yere serdikten sonra kıza elini uzatır ve "Gel canım korkulacak bir şey kalmadı. " kız ürkek bir tavşan misali kadının elini tutar. Kadın onu pastahaneye götürür kıza oranın en güzel yiyeceği olan Çilekli pasta ismarlar kız iki çatal alır ardından duraklar ve sonrasında da başını iki ellerinin arasına alıp sarsila sarsila ağlamaya başlar. Kadın şok geçirdiğini düşünür fakat kızın ağzından şu kelimeler çıkar. " Kardeşimin başı dertte bense gelmiş Çilekli pasta yiyorum.
Kadın merakla ne olduğunu sorar kız da bu kadına minneti adına başından geçenleri anlatır. Kadın elinden tutar ve " Gel yurda gidiyoruz kardeşini geri alacağız." Kız büyük bir umutla kadının elinden tutar ve yurda giderler. Ama beklenmedik bir durum ortadadır kardeşi ölmüş ve yurdun müdüresi ortadan kaybolmuştur.
Kız hayattaki tüm herşeyini kaybetmiş bir modda dururken kadın ona sımsıkı sarılır başını göğsüne yaslatir ve "benimle gel küçüğüm sana nasıl hayatta kalınır ve olanlarla ilgili gerçekleri nasıl ögreneceginin gücünü vereyim. Eminimki oda savasmani dilerdi." Kız ise daha cok ağlayarak " O ölmedi onu bulacağım evet sizinle geleceğim. " der. Kadin bir kızın gözlerinden anlar kararlılığını ve kızı yanına alır onu egitir bu kadın gece avcilarinin lideridir ve bu kızda artık buranın bir üyesidir.
