4 aydır yarım kalmış bir bölümdü. Lütfen yorum yapın ve oy verin :D
Taksiciye parayı uzaltıp hemen taksiden fırladım. Tabii bu fırlamanın etkisiyle iki üç adım sendeledim. Hem rüzgardan hem de sendelediğim için açılan eteğimi hızlıca düzelttim zaten kısacıktı. Etekleri bu yüzden sevmiyordum. Ay götüm görünücek havasında olduğumuz için benim için pantolon reeldir abi.
Bu restaurant Çağlarla zaten daha öncelerden geldigimiz özel bi havası olmayan bi yerdi. Sadece... pahalıydı ve ilk tanıştığımız yerdi. Başka bir özelliği yoktu.
Hızlı adımlarla restoranta girdim bana yapılacak sürprizi düşünüyordum aynı zamanda. Resatorantın kapısını açar açmaz kapıdaki görevliler harekete geçip üstümdeki ceketimi aldılar. Daha sonra sağdaki kadın hafifçe kulağıma eğilip "Çağlar Bey ileride sizi bekliyor efendim." dedi.
Heyecanla kafamı salladım ve yürümeye başladım. Restorantı kapatmıştı. Sessizlik hakimdi. Sağa döndüm, acaba içeri girince bütün arkadaşlarım "sürpriiiiiiiiz" diye bağıracak mıydı?
Sabırsızlıkla sola döndüm veeeee
Ne?
Çağlar ve Ekim karşılıklı oturmuş şarap mı içiyorlar?
Ben mi yanlış görüyorum?
Nerde benim diğer arkadaşlarım?
Peki ya büyük pastam?
Patlamaya hazır konfetiler de yok?
Peki.Hiç bozulmamış gibi davranıp beni farketmeyen sevgilim ve en yakın arkadaşıma doğru yürüdüm. Topuklu ayakkabıların sesinden anlamış olacaklar ki geldiğimi ikisi de bana döndü.
Masanın önüne geldiğimde Çağlar gülerek "Otursana" dedi. Sandalyemi çekemez miydi? Yine bozmadan devam ettim ve oturdum Çağlar 1 dakika boyunca gözlerini ovuşturdu hemen sonra ağzı açıldı. Eğilip masanın altına baktı. Aynı şekilde Ekim de. Ekim "Ben yanlış görmüyorum değil mi?" dedi.
Çağlar'a bakarak aynı anda kafalarını salladılar sonra Ekim devam etti "Bizim anti-etek etek giymiş ha? Hem de kısa, noldu bana dediğin gibi bugün de sen mi götünü göstermek istedin" diyip tek kaşını kaldırdı. Fazla böyle durmadan kahkaha atmaya başladı aynı şekilde Çağlar da gülüyordu. Komik olan ne? Sakin ol Deniz, sakin ol. Zaten üstümde durup dururken yukarı çıkan etek beni yeterince rahatsız ediyordu.
Ekim yine ağzını açtı ve "En son ne zaman etek giymiştin ortaokul son falan mı? Bu ne kasılma böyle" dedi ve Çağlar'ın kahkahasıyla karıştı yine gülüşmeleri. Tam o sırada garson gelip elindeki tatlıya benzeyen şeyleri masaya bıraktı. Ne pasta da mı yoktu? Yok artık bu kadarı fazla. Cidden.
Ayağa kalktım ve "Ben sizin kadar umursamaz kişiler görmedim, ben bu günü bekliyordum sadece bu günü annem 19 yıl önce bugün bu saatlerde öldü. 19 yaşındayken..
Ve ben ilk defa bir doğum günümü kutlamak istedim. İlk defa bu kadar çok. Annemin vasiyetini yerine getirmek istedim en azından birini. Çok mu fazla şey istedim ki. Ben ..." durdum nefes aldım göz yaşlarımı sildim ama geçen her saniye mitoz bölünmeyle sinirim çoğalıyodu. Gözyaşlarımın aksine sesimi daha gür çıkarmaya hazırlanırken "Hadi ama bu kadar ciddi misin" diyen Çağlar'ın sesini duydum. "Anlamıyorsunuz dimi? Yeter" diyip masanın kenarından tutup, devirdim daha sonra saçma bir kahkaha atıp devrilen masayı göstererek "Bak işte bu kadar ciddiyim." dedim. Onlar daha olayın şokunu atlatmadan hızlı adımlarla çıkışa doğru ilerledim.
....
Elimdeki vodkayı saçma sapan hareketlerle bir daha salladım ve kafama dikicektim ki ağzımın yerini karıştırmışım sanırım bi anda göğüsümden bacaklarıma doğru ıslaklık hissettim. Ayağa kalktım tam yürüyecekken kayalıkların üstünden ayağim kaydı ve denize doğru düştüm. Dizime kadar gelen su, dalgalariyla eteğime ulaşıyordu. Elimi boşveeeer anlamında sallayip kayanin üstünde duran ve hala yarısı var olduğu belli olan vodkayı yudumladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
X ve Y
Teen Fiction"Buldum"diye mutluluğuma yenik düşerek bağırdım . "Yine neyi buldun ve hatırlatırım sorularıma cevap vermiyosun bil bakalım bu bana ne hissettiriyor evet bildin öfke" "Biz yani sen ve ben X ve Y gibiyiz." Deniz, annesinin beyin ölümünden babası nede...