İÇİMDEKİ FIRTINA

Her ne kadar başlamak istemesem de yeni bir güne başlamak zorundayım.Bugün lise 3.sınıfın ikinci döneminin ilk günüydü.Bugünün tek iyi yanı onu görecek olmamdı.O! Her şey onunla başladı.

Evden çıkmak Için hazırlandım.Kahvaltı yapmak istemiyordum.Ama annem bana o kahvaltıyı illaki yaptıracaktı.Annemi kırmamak için biraz yemiştim.

Onunla aynı okuldaydık.Ama ben hala onunla karşılaşmama ihtimalini düşünüyor ve istiyordum.Düşüncelerimden kurtulmaya çabalarken, güzel görünüp görünmediğimi düşünüyordum.Siyah dizleri yırtık bir pantalon, üzerine annemle birlikte aldığımız renkli alt Kısmı beyaz dantelli olan bir tişört giymiştim.Açık kahve tonundaki saçlarımı düzleştirip salık bıraktım .Saçlarımı uzun oldukları için seviyorum.

Siyah kulaklıklarımdan çıkan müzik sesiyle yürürken düşüncelerimden azda olsa sıyrıldım.Kendimi müziğin o eşsiz melodisine kaptırmış giderken, sert bir cismin bana çarptığını hissettim .Zeminin ayaklarımın altından kayarken o anki korkuyla çığlığı bastım.Tam yere yapışacakken belimi iki kolun kavradığını ve beni yere yapışmaktan kurtardığını anlayınca ne oldugunu anlamadan kollarımı boynuna doladım.

Sımsıkı yumduğum gözlerimi yavaşça araladım.Karşımda Bir çift kahvenin en güzel tonu olan gözler bana dikkatli bir sekilde bakıyordu.Kollarımı ondan ayırıp onu iterek kendimden uzaklaştırdım.

"Olum sen hayırdır?" Diye atarlandım.

Kahve tonu gözlerinden bir anlık şaşkınlık belirdi.Gri rengi kulaklıklarını çıkarıp anlamsızca bakışlar atarak "Pardon, duyamadım?" dedi.

Hayranlık dolu bakışlarla onu izlerken az önce duyduğum ses ile mest oldum. Duyduğum ses dünyanın, en güzel tınısıydı sanki. Gözlerinin içine bakarken bir an onun dünyasında kayboldum. irkildim "Diyorum ki ney bu samimiyet?" Ve alaylı bir gülümseme ile bana baktı. Normal de böyle şeyler hissettiğim birinin karşısında sesim titrer dilim tutulurdu. Ama sımsıcak bakan gözlerle karşımda duran adama rezil olmamak için az önce özgüvenimi tavanladım.

Karşımda ki adamın birden bakışları değişti. Sanki az önceki sıcak bakan o kibar çocuk gitti, yerine yontulmamış bir odun geldi. Birden gözleri ateş saçmaya başladı. Gözlerime sinirli sinirli bakıyordu. Oldukça umursamaz bir sekilde bakarken konuşmak için bana doğru adım attı. "Kör müsün kızım, sen çarptın"
Bir Süre gözlerimizle konuşurmuş gibi birbirimize baktık. Karşımızda ki HAYVAN! sıkılmış olmalı ki ellerini cebine koyup, bana omuz atarak yanımdan havalı havalı geçti.

"Sana öküz diyecektimde öküzlere hakaret olur!"

Umursamaz pislik yürümeye devam ederken arkasını döndü gülerek bana bir göz kırptı tekrar Önüne döndü ve yürümeye devam etti.

Bir ayağımı yere vurup sinirli sinirli onun ters istikametine doğru yürümeye devam ettim.

***

Sınıfa girdiğimde Ege yine bizimkilere bir şeyler anlatıyordu.Benim sınıfa girdiğimi görünce bana selam verip konuşmalarına devam ettiler.Tam o sırada Ege "hah tost malzemeleri de geldi."

Furkan "Tam da acıkmıştım." Dedi hepimiz gülmeye başladık.

Büşra "Bütün erkekler aynısınıız, hepinizde bir öküzlük falağn"

Akın "Siz erkekler hepiniz aynısınız diyen kızlara sesleniyorum;! Siz düzgün olsaydınız da hepimizi tanımasaydınız."

Büşra "Sen sus salak" Derken Akın onun yüzüne bile bakmıyordu.

Büşra "Benimle konuşurken yüzüme bak be"

Akın "Hangisine?"

Doğa sıradan Hızlı bır sekilde kalktı "Bana bak kızım ..." lafını tamamlayamadan Akın Doğa'nın belini kavradı ve kendine doğru çekti.