Onun dediklerini tam olarak kavrayabildiğimde artık bu dünyadaki varlığımı sorgulamaya karar vermiştim.
Bir günde bu kadar çok olay fazla değil miydi?
''Sen ciddi misin? Ne demek katili gördüm?! ''
''Maalesef ciddiyim Asya.Bunu şu anda öğrenmeni istemez- ''
''Bir dakika. Nasıl bu kadar emin olabiliyorsun?'' diye fısıldadım.Bu düşününce saçma geliyordu.
''Adamın beni gördüğü anda yere küçük bir kum saati atarak kaybolmasının başka bir anlamı olabilir mi?''
''Bir dakika. Şimdi her şeyi baştan anlat.'' O sırada İlyas Dede içeri girdi.İkimiz de öne doğru eğildiğimiz kotluklarımızda doğrulduk.İlyas Dede oturmadan önce biraz durakladı.
''Ne oldu size? ''
''Ne olmuş İlyas Dede? ''
''Ortamda korkunç bir gerilim varmış gibi hissediyorum.''
''Yok bir şey.'' Diye mırıldandım.Kahvemi içtikten sonra ayağa kalktım.
'' İlyas Dede ben biraz yürüyüş yapacağım.Yalnız olsam iyi olur.'' Bunları söyledikten sonra Ulaş'a baktım. Konuşmak için fırsat yaratmaya çalıştığımı anlamış, hafifçe gözlerini açıp kapatarak cevap vermişti bana.
''Evet, İlyas Dede.Ben de evime gitsem iyi olur artık.Bir şeye ihtiyacınız olursa ben hep buradayım.''
''Peki, siz bilirsiniz.Asya geç kalmamaya çalış lütfen olur mu?'' Gülümsemeye çalıştım.
''Tamam İlyas Dede, merak etme sen.'' Evden çıkmadan önce kısa bir an Ulaş bana ''Evinin anahtarlarını al.'' diye fısıldadı.Yukarı çıkıp anahtarlarımı aldıktan sonra aşağı indim.
Bir an 'Neden? diye düşündüm. Belki daha önce milyonlarca kez sormuştum bu soruyu kendime ama hala cevaplayamamıştım.Hayatımda ne güven ne de mutluluk duygusu kalmıştı artık.Güçlüymüş gibi görünmekten bıkmıştım.
Dışarı çıktığımızda Ulaş'a baktım. Bir kenara oturup anlatmaya başladı.
''Bugün sen ayrıldıktan yaklaşık yarım saat sonra seni merak ettim. Evinize doğru geliyordum ki onu gördüm.Biliyorsun.İlyas dede'nin evine gitmek için senin kendi evinin bulunduğu sokağın önünden geçmek gerek.Ben de tam oradan geçerken kapının önünde birini gördüm.Eğilmiş kilitle uğraşıyordu.Ne yapmaya çalıştığını da pek anlayamadım ama yüzünde de maske vardı. Bunu fark edince ona doğru yürümeye başladım.Yaklaştığımı fark edince hızla cebinden bir şey çıkardı ve yere bıraktı, daha sonra da koşmaya başladı.Yetişmeye çalıştım ama başarılı olamadım.Sonra da sizi gördüm.''
Sıkıntıyla iç geçirdim.
''Asya özür dilerim.'' Şaşkınlıkla ona baktım.
''Neden?''
''Onu yakalayamadım.''
''Ulaş saçmalama sen zaten herkesten çok yardım ediyorsun bana.Ayrıca onu yakalasaydın ve sana bir şey olsaydı bu sefer vicdan azabı çeken ben olurdum.''
Cebinden bir şey çıkarıp bana uzattı.Elindekini aldığımda bunun küçük bir kum saati olduğunu gördüm.Ters çevirdim.Kumlar akmaya başladı.
Zaman akıyor.Ve benim vaktim tükeniyor.
Onu kendi cebime koydum.Ama aklımda bir soru vardı.
''İyi de, katil beni evimde ne arasın?''
''Sorunun çözümü de burada zaten.Eğer katilin senin evinden alacağı bir şey varsa ve eve girebildiyse, artık o şey orada olmayacaktır.''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kırık Kum Saati
Tajemnica / ThrillerHer şey birdenbire oldu. Önce sevdiklerimi kaybettim,sonra da kendimi korkunç bir gizemin içinde buldum. Her şey çok karışık, hangi yolu seçeceğimi bilmiyorum; korkuyorum, bu yüzden sesleniyorum ancak çığlıklarımı duyan hiç kimse yok. Ama ben her...