Gossip girl Blair and Chuck tutkunu olarak onların evliliklerini ve ilk çocuk heyecanını izlemeyi çok isterdim fakat dizi bunları geçerek direk sonuca vardırmıştı. Bu nedenle bende istediğim yerden istediğim şekilde başlayarak,
Artık evli ve sorumluluk sahibi bir adam olan Chuck Bass ve çok sevdiği adamdan bir bebek bekleyen uslu durmak zorunda olan Blair Woldorf Bass hakkında birkaç bölümlük bir hikaye yayınlayacağım. Blair ve Chuck'ın bazı Davranışları tamamen dizideki gibi olmayabilir şimdiden söylemek istedim.
Beğenerek okumanız dileğiyleYou Know You Love Me
XOXO
Gossip Girl-> -> -> ->
Blair evliliklerinin 1. Yıl dönümünde Chuck'a hayatlarını değiştirecek bir hediye verdi. Evet tahmin edeceğiniz gibi bu aileye yeni bir Bass katılacağıydı ve Blair artık 9 ay boyunca karnında sevdiği adamın Bebeğini büyütecekti.
Sabah bulantıları, istifralar, iştahta azalma, vücuttaki hormonal ve fiziksel Değişiklikler derken bu güzel heyecanla koca 7 ay geçmiş ve bakir hamileliğinin 8. Ayına girmişti.Blair
Yatakta huzursuzca dönmekten yorularak pes ettim ve hafifçe doğrularak uyku bandımı çıkarttım. Gözlerim komidinin Üzerindeki saate kayarken içimdeki nefesi sıkıntıyla dışarıya verdim. Saat daha 03.00'dı ve artık uyuyamayacağımın farkındaydım. Yatakta yan dönerek yastığıma yaslandım ve mışıl mışıl uyumaya devam eden Chuck'ı izlemeye başladım. Onu izlerken aklıma gelen fikir yüzümde sinsi bir gülüşe sebep oldu. Yavaşça ona yaklaşmaya başladım. Önce yanağına küçük bir öpücük bıraktım ki bunu hissetmemiş gibiydi. Kulağına şehvetle adını fısıldayarak bu sefer biraz daha sert öptüm. Chuck yerinde kıpırdanırken dudaklarımı dudaklarıyla birleştirdim. Öpüşümle gözleri hafifçe aralanırken dudakları dudaklarımı hapsetmişti bile. Ondan ayrılmadan Kendimi üzerine Çekerek ellerimi yumuşacık saçlarına daldırdım. Ellerimi belimden sırtıma doğru çıkardığında ne olacağını anlayarak onu daha sıkı öpmeye başladım ama hiçbir işe yaramadı. öpüşü yavaşladı ve dudaklarıma uzun bir öpücük bırakarak alnını alnıma dayadı.
Derin soluğunun arasında fısıltı gibi çıkan sesiyle
C: Blair, bunu yapamam
Onu umursamayarak dudaklarımı yeniden dudaklarıyla buluşturdum. Bunların son çırpınışların olduğunun farkındaydım ama durmadım Ellerim saten pijamasına gittiğinde bu sefer elleriyle beni kendinden uzaklaştırdı. Içimde bir anda ortaya çıkan öfke ve üzüntü karışımı duyguyla gözlerim dolarken Chuck'ın kucağından kalkmaya yeltensem de sırtımdaki elleri buna izin vermedi.
B: bırak beni
C: bırakmayacağım
B: bırak dedim sana, yeter artık dayanamıyorum. Beni istememene katlanamıyorum. Gerçi ben bile kendimi istemiyorken sen nasıl isteyebilirsin ki Bu hamilelik olayı dengemi bozdu. Ne uyuyabiliyor nede uyuduğumda uyanabiliyorum. Hiçbirşey yemek istemiyorum, 6 kilo almama rağmen karnımda koca bir dünya taşıyor gibi hissediyorum.
Chuck' yüzündeki tebessümle Gözlerimi temizledi.
C: taşıyorsun zaten, sen ikimizin dünyasını taşıyorsun sevgilim
B: inkar etmediğine göre sen beni gerçekten istemiyorsun.
C: Blair istediğimi, hatta senden daha çok istediğimi biliyorsun ama yapamam. Doktoru duydun hem son denememizden sonra sanki kendi çocuğumu
Chuck' duraksadığında gözlerini kaçırarak hafifçe başını salladı.
Ne söylemek istediğini anlamıştım ve gerçekten de söyleyince hiç hoş değildi ama haklı olsa da şuanda kırmızı Görmüş bir Boğa gibi onu istiyordum ama onun da kırmızı olmaya hiç niyeti yoktu. Evet farkındayım çok saçma bir benzetme oldu ama gecenin bu saati bu haldeyken aklıma başka birşey gelmemesi de benim suçum değil. Iç karmaşamı olduğu gibi bırakarak birşey söylemeden kucağından kalkarak Yatağın kenarına oturdum, biraz kendime geldiğimde kalkarak şifonyerin Üzerindeki sabahlığımı üzerime geçirdim. Terliklerimi ayağıma giyerken o da kalkarak yanıma geldi.
C: özür dilerim, lütfen gel beraber uyuyalım
Onu umursamadan kolumu ellerinden kurtardım ve birkaç adım attım. Kapıdan çıkmadan önce
B: sen huzurlu uykuna uyanmamış gibi devam et, biz bebeğimle zaman geçirecek birşeyler buluruz.
Lafım biter bitmez Kapıdan çıktım. Merdivenlere ilerlerken sabahlığımın iplerini bağladım. Aşağıya indiğimde önce mutfağa gittim, dolabın Altını üstüne getirsem de canım Birşey istemedi. Bende kendime bir bardak su alarak film odasına geçtim. Kaçıncı kez izleyecek olduğumu bilmeden en Sevdiğim filmlerden biri olan . . . . . .
Yeniden oynatıcıya koydum ve kumandayı alarak geniş koltuğa uzandım.
Film başlayalı kaç dakika olmuştu yada filmin neresindeydim hiç bilmiyordum çünkü Aklım hala gelmeyen Chuck'taydı. Neden hala gelmemişti ki normalde daha kısa sürede gelirdi. Gözlerim yeniden dolarken elimi karnıma götürdüm.
B: bebeğim bak baban gerçekten sıkılmış bizden aslında benden demeliyim. Artık arkamızdan bile gelmiyor. Bence de onu fazla zorladık Ama sende biliyorsun elimde değil bu hormonlar devreye girince ben benden gidiyorum sanki. Babanı çok seviyorum birtanem, senin de sevdiğini ve Ömür boyu sevmeye devam edeceğini de biliyorum. Çünkü o tanıdığım en harika adam ve harika bir baba olacak.
Karnımda hissettiğim tekme, yüzümdeki tebessüm ve Gözümden akmaya devam eden yaşlarla mırıldandım.
B: bunu senin de bildiğini biliyorum bebeğim
Artık benden sıkılmış olsa da seni çok sevecektir. Hemde çok fazla, benden bile
Duyduğum ses cümlemi Yarıda kesmeme sebep oldu.
C: evet sevgilim bebeğimizi seveceğim hem de çok fazla çünkü o bana bahşedilen senden bir Parça ama Dünya'da senden daha çok sevebileceğim hiçbirşey yok. Değil o saçma sapan hormon etkileri,her ne olursa olsun aklın da kalbin de bunu asla unutmasın, çünkü bu hiçbir zaman değişmeyecek ve ben seni sevmek için hep burada Olacağım.
Chuck bu sırada arkama uzanarak bana sarılmıştı. Saçlarından öperek elini karnımın Üzerindeki elimle birleştirdi. Söyledikleri yüzüme kocaman bir gülümseme şeklinde yansısa da dudaklarımı bükerek
B: hala seni affetmedim.
Chuck boynumdan öptü ve nefesini boynuma üfleyerek konuşmaya başladı.
C: bunun için birşeyler düşünebilirim galiba
Kendimden geçmiş bir şekilde nefesimi dışarıya vererek mırıldandım.
B: bence hemen düşünmeye başlamalısın
Gülümseyerek boynuma bir öpücük daha bıraktı. Bir süre daha öyle uzandıktan sonra dayanamayarak konuşmaya başladım.
B: neden uyumak yerine peşimden geldin, yarın Avrupalı iş adamlarıyla toplantın olduğunu biliyorum ve yarın için uykuya ihtiyacın var. Biliyorum, ben olgun bir Kadından ziyade küçük bir kız çocuğu gibi davranarak herşeyi berbat ediyorum.
Küçük bir sessizlikten sonra chuck konuşmaya başladı.
C: Aslına bakarsan bende Yarını düşünerek senden sonra uyumak için yattığımda. kokun burnumun ucundaydı ama seni yanımda hissetmiyordum.Ben kapatmaya çalıştıkça gözlerim açılıyordu, Kollarım bedenini sarmak istiyordu, göğsüm nefes alışverişlerini hissetmek istiyordu ama sen, siz yoktunuz. Tek ihtiyacım olan şey sensin Blair, sen ve kızım
Verdiği cevapla elimin Üzerindeki elini daha sıkı tutarken sormaya devam ettim.
B: madem öyle gelmekte neden bu kadar geciktin?
C: ah tabi ya söylediklerini duyup yanına uzanınca tamamen aklımdan çıktı. Sabah erken çıkacağımı düşünerek beraber erken brunch yaparız diye düşündüm.
Dauston'un karşısındaki o dükkanı senin için açtırarak sevdiğin kurvasan ve pankenlerden aldırttım. Bende bu sırada masayı hazırladım. Şuanda sevdiğin meyvelerin, marmelatların ılık sütünle beraber seni bekliyorlar.
B: teşekkür ederim ama burada seninle ve bebeğimizle olmaktan başka birşey istemiyorum. Gerçi başka birşey daha istiyorum ama bunun için 2 ay daha sabretmem gerekiyor.
İç Çekerek söylediğim son şey chuck'ın kıpırdamasına sebep oldu.
C: tatlı bir bekleyiş diye mırıldanarak beni daha çok kendine çekti ve kendimi onun kollarında uykuya bıraktım.
Evde oturup dorota'ya takılmaktan sıkıldığımda çantamı ve ceketimi alarak Chuck'a sürpriz tapmak için evden çıktım. Arabadayken Aklım gelen Serena ile telefonumu çıkartarak onu aradım. Ilk çalışta Neşeli sesi ile telefonu açtı.
S: günaydınlar ana kraliçem, bugünki çemkirme terapisi için geç kaldınız.
B: sana da günaydın S. Bu ses tonuna bakılırsa Brooklyn'de hava gayet güzel. Ayrıca teyze olmak kolay değil, yeri gelince çemkirilecek yeri gelince salya sümük ağlanacak gerekirse bakılacak tatlım.
S: teyzelik görevimi sonuna kadar seve seve yapmaya razıyım da daha doğmadan teyzelik Görevine Başlamakta pek sık Görülen birşey değil bence.
Neyse yeni bir alınganlık yada küslük yaşanmadan konuyu değiştirelim.
Evde misin, bugün neler yapıyorsunuz bakalım.
B: dorota'yı çıldırtmaktan sıkılarak evden çıktım. Şimdi yoldayım Chuck'a gidiyorum, belki onu öğle yemeği için kaçırabilirim. Yemekten sonra Mr. Brooklyn'le programın yoksa beraber birşeyler yapalım.
S: Aslına bakarsan bende sana onu söyleyecektim. Akşama Angelina 'nın partisi var, eğer istersen gidip biraz kafa dağıtabiliriz, eski günlerdeki gibi
B: dan gelecek mi
S: onun yeni kitabı ile ilgili birkaç görüşmesi varmış.
B: o zaman önce yeni elbiseler alır daha sonra da partiye gideriz.
Chuck'la buluştuktan sonra seni ararım.
B: bay S.
S: Bay B.
Telefonu kapattığımda Empıre'nin önüne gelmiştik. Şöförün kapımı açması ile arabadan indim ve içeriye geçtim. Danışmadaki kız her ne kadar Chuck'a haber vermekte aşırı Israr etse de ona tek kelime dahi ederse kovulacağını söyleyerek asansöre bindim ve en üst kata çıktım. Asansörden indiğimde sekreterin yerinde olmadığını gördüm.
Chuck'ın işinin başında olmayan,tembel Çalışanları işte diye söylenerek chuck'ın odasına ilerledim.
Yüzümdeki kocaman gülümseme ile elim Kapıya gitti ve açtığımda ''sürpriz'' diye bağırdım.
Karşımdaki manzarayı idrak ettiğimde yüzümdeki gülümseme donarken asıl bana sürpriz olduğunu anladım.
Chuck'ın yüzünde bana yakalanmanın verdiği şaşkınlık belirirken, onun bir el hareketi ile kızlar toparlanarak hızla yanımdan geçip odadan çıktılar.
Gözlerimden yaşlar akmaya başladığında chuck alelade bir şekilde üzerine geçirdiği Gömleği ile yanıma geldi.
C: bak Blair açıklayabilirim, düşündüğün gibi değil
Titreyen sesimi umursamadan var gücümle ona bağırarak,
B: ne düşünüyorum ki ben, herşey zaten olduğu gibi görülmüyor mu, ben daha ne düşünebilirim ki, sen daha ne söyleyebilirsin ki
C: Blair, ben bir anda kendimi kaybettim ama birşey olmadı, yemin ederim olmadı.
Söylediği şey daha çok üzülmeme sebep olmuştu.
B: birşey yapamadın çünkü ben geldim ve sen, ben birşey yapmadım....
Kasığıma giren şiddetli ağrı bir anda nefesimi kesti. Elim karnıma giderken derin bir nefes aldım.
Beni gören chuck Endişeli çıkan sesi ile
C: Blair, blair iyi misin doktor çağırmamı ister misin
Chuck'ın elleri kolumda birleşmek üzereyken durdurdum onu
B: sakın, sakın bana dokunma
C: yapma Blair uzattın ama basit birşeydi, sadece
Kasığındaki ağrı giderek şiddetlenirken söylediği şey gözlerimden yaşların yeniden süzülmesini sebep oldu.
B: demek bu gördüklerim senin için basitti ve ben abarttım. Aslına bakarsan haklısın da ben kimim ki, aynı evde yaşadığın her gece onunla Yatıp her sabaha onunla uyandığın senin Bebeğini kucağına almak için gün sayan seninse basitçe aldattığın kadınım,
Ne yazık sende bu kadar bile değerim yokmuş meğer teşekkür ederim sana bunu bir kez daha bana hatırlatmış oldun. Ama şaşırmamak lazım sen Chuck Bass'sın
Ve ben bunu hep unutmak isteyerek yaşıyorum.
Sözüm bittiğinde arkamı dönerek odadan çıktım. O da arkamdan geliyordu. Gelen asansöre binerek gözlerimi gözlerine diktim.
B: sakın evime gelme, bundan sonra hiç gelme artık seni görmek istemiyorum.
Hoşçakal chuck
Ve asansörün Kapıları kapanır kapanmaz daha fazla dayanamayarak kendimi yere bıraktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Blair And Chuck
Teen FictionArtık evli ve sorumluluk sahibi bir adam olan Chuck Bass bakalım eski alışkanlıklarından vazgeçerek gerçek bir aile babası olabilecek mi ve çok sevdiği adamdan bir bebek bekleyen uslu durmak zorunda olan Blair Woldorf Bass bakalım kendi hikayesinin...