Hospıtal

695 20 8
                                    

Chuck

Dan odadan çıkar çıkmaz sinirle bağırdım.
C: defolun, hepiniz hemen defolun buradan
Kızlar hızla odadan çıkarken bende kendime bir içki aldım.
Blair'in hala ilk fırsatta ona gitmesi Can'ımı yakıyordu. Söylediği her kelime zihnimde dönüyordu.
Ben gerçekten babam gibi
Başımı sallayarak bu düşünceden kurtulmaya çalışarak
Ben onun gibi değilim, ben babam gibi değilim diye mırıldandım.
7.bardağı içerken Dan'ın söylediği şeyler, buraya gelişi, tavırları, herşeyi en ince ayrıntısına kadar düşündüm ve vardığım sonuç hızla yerimden kalkmama sebep oldu. Kesin birine birşey olmuştu ve benim bundan haberim yoktu.
Telefonumu almak için odaya gittim ama orada yoktu. Tekrar salona döndüğümde koltuğa bıraktığım ceketime yöneldim ve cebindeki telefonumu aldım.
Telefon sessizdeydi ve ilki Blair'den olmak üzere dorota dahil bizimkilerden bir sürü cevapsız arama vardı.
Lanet olsun kesin kötü birşey olmuştu.
Cevapsız Aramalardan çıkarak hızla son arayan Nate'i aradım ilk çalışta açtı.
N: ah Chuck sonunda, neredesin sana ulaşamaya çalıştık ama ulaşamadık.
C: ne, ne oldu Nate
N: öncelikle sakin ol, neredesin söyle gelip alayım seni
C: Nate başlatma beni gelip almana, ne oldursa söyle şunu
N: Blair kaza geçirdi hastanedeyiz
Söylediği şeyle bir anda başımdan aşağıya kaynar sular dökülmüş gibi hissettim. Soluğum kesilmişti. Gözlerim dolarken kendimi zorlayarak
C: ne B,Blair mi? Ne oldu ona, iyi mi,
N: merdivenlerden yuvarlanmış, doktorlar odaya yeni girdi ve henüz durumu Hakkı'nda bize de birşey söylemediler, LIE'deyiz.
C: hemen geliyorum.
Telefon kapandığında öylece kala kaldım. Sanki içim bir anda boşalmıştı. Nasıl olurdu Blair, bebeğimiz ah tanrım.
Daha fazla oyalanmadan ceketimi alarak aşağıya indim. Asansörden indiğimde lobideki tüm gözleri üzerimdeydi, umursamadan bağırmaya başladım.
C: Arthur'a haber verin hemen arabamı getirsin.
V: hemen efendim
Güvenlik beni onaylarken bende çıkışa yöneldim. Gelen limuzine binerek hastaneye gitmek üzere yola çıktım. 10 saat gibi geçen 8 dakikadan sonra hastanenin acil servisinin önündeydim. Arabadan inerek hızla içeriye girdim, fazla ilerlemeden bizimkileri gördüm yanlarına ilerlerken bir anda odanın kapısı açıldı. Sedye odadan çıkarken tüm gözler ona çevrilmişti.

Sedye hızla önümden geçerken gördüğüm şey kalbimin pişmanlıkla ezilmesi için fazlasıyla yetmişti

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Sedye hızla önümden geçerken gördüğüm şey kalbimin pişmanlıkla ezilmesi için fazlasıyla yetmişti. Blair diye mırıldanırken Serena'nın sesi kulaklarıma ulaştı
S: durumu Nasıl doktor bey
D: şuan söyleyebileceğim tek şey durumu ciddiyetini koruyor, onu acilen ameliyata almamız gerekiyor, siz yakınları olmalısınız hemşire hanım ameliyatla ilgili birkaç form doldurmak için birazdan burada olur şimdi burada daha dazla Zaman harcamadan gitmeliyim.
Doktor hızla yanımızdan ayrılırken gözümün önünden gitmeyen Blair'in o hali ile yere çökmemek için duvara yaslandım. Gözlerimden yaşlar akarken kolumda hissettiğim baskı ile başımı kaldırdım ve karşımdaki Serena'ya baktım.
S: Chuck, neredeydin, neler oluyor böyle
Gerçekten ne olmuştu, ne olmuştu da burada bu hale gelmiştik. Beynimde aynı cümle yankılanmaya devam ederken elindeki kahvelerle Dan'ın geldiğini gördüm. Sinirle soluyarak yaşlandığımda duvardan doğruldum.
C: onun suçu, hepsi onun suçu. Bu sefer o kadar kolay sıyrılamayacaksın humphrey dediğim gibi bu sefer bedelini ödeyeceksin
Dan'ın elindeki kahveleri Dorota alırken o da sinirle üzerime doğru yürüdü. Aramızda Serena duruyordu.
D: bedel ödemesi gereken biri varsa o da sensin ayrıca Blair şuanda sağlıklı bir şekilde evinde değil de içeride hayat mücadelesi veriyor olmasının tek suçlusu sensin, başka kimse değil.

C: bir de beni mi suçluyorsun, seni öldüreceğim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

C: bir de beni mi suçluyorsun, seni öldüreceğim.
Ben yumruğumu onun yüzüne indirmek için kaldırdığımda Nate beni tutarak birkaç adım uzaklaştırdı ve sessizce kulağıma 
N: acını anlıyorum ama onun bir suçu yok, kimsenin yok. Bunu yapmanın kimseye bir faydası yok sakin ol ve onlar için dua et.
Nate başını benden uzaklaştırsa da elleri hala üzerimdeydi. Sinirle Dan'e bakmaya devam ederken Serena araya girdi.
S: Chuck neden Dan'e senin suçun diye saldırıyorsun, onun hiçbir suçu yok.
Dayanamayarak Hastanede olduğumuzu umursamadan bağırmaya başladım.
C: her bir bokun suçlusu o, ben tüm gün Blair'i ararken onu saklayan oydu. O zaman onunla görüşmemi sağlasaydı hiçbirşey böyle olmayacaktı.
Nate'in ellerinden kurtularak tekrar Dan'e yaklaştım.
C: onunla konuşmama izin verseydin o içeride olmayacaktı.
D: seni görmemeyi o istedi.bana neredeyse yalvardı. Açıkçası onun isteklerini seninkilerden daha çok umursuyorum.
Hem ne zannediyorsun, o karşımda senin uğruna gözyaşı dökerken arkasını sıvazlayıp ağla zaten Chuck öyle bir şerefsizdir dediğimi mi
Ben senin kadar kötü değilim Chuck
Şimdi herşeyin sadece senin suçun olduğunu bilerek pişmanlık içinde geçireceğin Zaman geldi.
C: benim suçum değil. Senin hatta biraz da Blair'in
Benim ağzımdan Blair'in adı çıkar çıkmaz Dan sinirle yakama yapıştı.
D: Blair'le en son ben konuştum. Senin onu aldatmadığını onunsa sana kötü şeyler söylediğini hatta ayrıldığınızı söyledi. Hissettiği üzüntü, acı, seni kaybetme korkusu ve sana duyduğu sevgi sesine işlemişti. Ne yapacağım diye sordu bana, ben de sana gönderdim. Git konuş özür dile o seni affeder dedim.
Dan dişlerini sıkarak kulağıma doğru fısıldadı.
D: ama sen s'ktiğimin şerefsizi, kim bilir o sana gelmek için yola çıktığında merdivenlerden yuvarlanırken sen de vakit kaybetmeden kendini orospularının koynuna attın.
Dan gözlerime nefretle bakarak beni itti. Geriye doğru sendelesem de düşmedim.
Yaptığım hata şuan aklıma dank ediyordu. Blair beni aramıştı ama telefonum sessizdeydi. Acaba o haldeyken yardım istemek için mi aramıştı.
Ben ne yapmıştım böyle,
Ben kendi iç savaşımla mücadele ederken bir anda herkesin telefonundan aynı anda sesler yükselmeye başladı.

         ''  Zavallı Blair hastanede hem kendi hem de bebeğinin hayatı için yaşam mücadelesi verirken orada olmasına sebep olan sevgili kocası otelinde 4 kızla beraber insan anatomisini incelerken yakalandı.
Chuck belki de Blair'in karın olarak geçireceği son saatleri de zaten suçlu olduğun bir şeyin kavgasıyla geçirme bence, gerçi evde hamile karını bırakıp ilk fırsatta onu aldatan biri için ne önemi var ki değil mi.
Dikkatli ol Bass bazı ihanetlerin zamanlaması bomba etkisi yaratır, yıkımı kimse önceden tahmin edemez. ''

                                                  XOXO Gossip Girl

Blair And ChuckHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin