Yağmuru elinde tutamazsın.
Yine de, arka arkaya gelen damlalar,
avucuna dolar ve avutur seni.
Bak! Başardım dersin,
zıplarsın olduğun yerde...
Pek kolay mutlu olurken,
aslında sen kendini kandırsın.
Görsen de,
Fark etsen de elinin tersinden düşen damlaları,
Önemsemezsin...
Ve ancak yağmur dininceye kadar mutlu kalırsın.
Sonra...
Dinen yağmurun ardından,
gökyüzüne döner bakışların.
Ve hemen ardından damlattıklarına bakar,
Gidenlerine ağlarsın...
Keşke! dersin...
Keşke diğer elimi de destek yapsaydım da,
Avucumda hâlâ bir damla su görseydim...
Yani hayatı görmeye, biraz daha devam etseydim dersin.
Hayat bu!
Üzülürsün kaybettiklerinin ardından.
Acı bir hüzün yaşarsın,
ama bilirsin içten içe, zaten bir gün biteceğini,
Hayatın senden aldıklarına engel olamayacağını,
bilirsin, hiç bir şeye ne gücünün, ne de yüreğinin yeteceğini.
Aslı böyle ama çok kızarsın kendine.
Ve bazen, en dibe vurduğunu düşünürsün.
Yani, bitersin sence.
Sonra tekrar bir gök gürültüsü duyarsın,
yine bir heyecan başlar göğsünde.
Keskin bir acı sol yanını yaksa da,
Artık, yeniden yağacak yağmurları düşünürsün.
Ancak bu kez iki elin hazır bekler.
Hatta parmaklarını bile sıkıca bir birbirine yapıştırırsın.
bir damlasını,
mutluluğun bir anını bile kaçırmak istemezsin.
Yine yağmur yağar, ardından yine yağar!
Ve tabi ki, her seferinde yine diner.
Çok üzülmezsin. Çünkü
Bu kez hayatı, elinden geldiği kadar, elinde tutmuşsundur...
Sevgiyi, dostluğu ve en önemlisi,
ömrünün sonuna kadar yaşattığın aşkı.
Yani...
Sana lütfedilen zekâyı, gücü ve yeteneği kullanmışsındır.
Her ne olursa olsun,
Artık, vermiş olduğun gayret...
Ve sunmuş olduğun değerler, yaralarına merhem olur.
Üzülsen de kaybettiklerine,
Ardından "keşke" diyeceğin bir hatanı görmezsin.
****Demir****