Zamanın kollarına atmışsınızdır çoğu zaman kendinizi. Çıkmaza girdiğinizi düşündüğünüz o anda zamana teslim etmişsinizdir kendinizi. Pişmanlıklar da vardır orada, mutluluklarınız da. Doğru yolu bulmak sizin elinizdedir. Ama insanoğlu işte mutluluğu bulmak pek de kolay olmuyor bizler için. Pişmanlıkları tercih ediyoruz. Ya da tercih etmiyor, kendimizi o akıntının içinde buluyoruz. Kim olamadığımız için üzülüyoruz. Keşkeleri alıyoruz hayatımıza. Keşke diyoruz çünkü her şeyin keşke sözcüğüyle düzeleceğine inanıyoruz. Fakat dedim ya zamanın kollarına atıyoruz kendimizi. Her şey canımızı acıtmadan düzelecekmiş gibi. Yaşadıkları kadar var oluyor insan ve yaşadıkları öğretiyor bazı şeyleri yapmamayı. Kim olamadığımız için üzülmemeye başlıyoruz mesela. Zaman acılarımızı anıya dönüştürürken bir de bakıyoruz küllerimizden yeniden doğuyoruz. İnan. Kalbinden inan. En azından ben her yeni güne öyle başlıyorum. İnanmanın her şeyi geçireceğini bilerek atıyorum adımlarımı. Ve artık korkmuyorum. Geçmişe bir perde çekiyorum . Bu yazıyı okuyan güzel kalpli insan. Şimdi Çek geçmişine o perdeyi. İnanarak bitir bu yazıyı. Ve asla unutma sen çok değerlisin. Bunu bil, bunu yaşa.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yarım
ChickLitHangimiz bilebilir yaşadığımız günün son günümüz olduğunu?Bir bakmışsınız bitmeyeceğini sandığınız hikayenin sonuna gelmişsiniz.Anı yaşa derler.Her anın tadını doyasıya çıkar.Kuş gibi,okyanusta yüzen balina gibi özgür ol.Anı yaşa.Sahi kolay mı bütün...