Başım ağrıyordu.Yatağımda olduğumu biliyordum.Odada fır dönen birinin varlığını da hissedebiliyordum.Uyanık olduğum halde gözlerimi açmaya hiç niyetim yoktu.Düşünmeliydim.Hemde fazlasıyla...Kafam karmakarışıktı.Anılarım tamamen birbirine girmiş durumdaydı.Çocukluğuma dair her şey o kadar bulanıktı ki...Biraz daha yatakta kalmaya ihtiyacım vardı.Kapının açılış sesini duydum.Sung Jong olduğunu tahmin ettiğim kişi ''Hala uyanmadı mı?Gidip yeni bir şeyler hazırlayayım.''dedi ve odadan çıktı.Uyanmanın vakti gelmişti sanırım.Gözlerimi yavaşta açtığımda parlak bir gün ışığı ile karşılaştım önce.Odaya yavaşça göz attığımda da Myung Soo'nun yanımda oturduğunu gördüm.Gözlerine takılıp kalmıştım.Alışık olmadığım bir renkte ve daha önce hiç şahit olmadığım bir güzellikteydi.
-Sonunda uyanabildin.Kendini nasıl hissediyorsun?Yorgun olmalısın.
Evet,çok yorgundum.Düşüncelerimin karmakarışık olmasının yanı sıra bedenim,sanki üzerimden büyük bir tır geçmiş gibiydi.Yatakta oturmaya çalışmış ama başarılı olamamıştım.Myung Soo'nun yardımı ile yatakta oturdum.Kollarımdan tutup doğrulmama yardım etti.Sırtımı da yastıklar ile destekledi.Sormak istediğim çok fazla şey vardı.Ama hangisinden başlamalıydım?Gözlerimi yavaşça kapatıp o gece olanları düşündüm.Bodrum katı,Ajusshi'nin anlatıkları,ayin...Ah,ayin!
-Min Jung?Min Jung iyi mi?Peki diğer kızlar?Onları görmeliyim.
Omuzlarımdan tutup yatağın kenarına oturdu Myung Soo.Hafifçe gülümsedi.
-Sakin ol.Herkes iyi.Min Jung'ta,Ye Jin'de,Sora'da.Aslında iyi olmayan sendin.Normalde ayinden sonra iki gün içinde uyanman lazımdı ama sen beş gündür uyuyorsun.Sanırım bildiğin diğer şeyler yüzünden.Sonuçta diğerleri isyan ordusu liderinin buraya geldiğini bilmiyor.
-Bilmemeleri daha iyi.Kızlar...Ajusshi'nin bize anlattıklarını biliyor mu?
-Evet,pek kolay inanmadılar ama şuan herkes gerçek benliğini kabul etmiş durumda.Yani,sen de?
-Ah,evet.Gördüğüm onca şeyden sonra reddedemem.Birde hatırladıklarım var tabi.
-Peki,ben gidip sana yiyecek bir şeyler getireyim.Aç olmalısın,dedi ve ayağa kalktı.
Hayır,yiyecek bir şey istemiyordum.Sorularıma cevap bulmak daha önemliydi.Myung Soo'nun bileğinden tutup yatağa oturmasını sağladım.Meraklı gözlerle yüzüme bakıyordu.
-Merak ettiğim bazı şeyler var.Bir de...Özür dilerim.Eğer odama girmiş olsaydım Ho Won ile kavga etmemiş olacaktın.Canın acımış olmalı.Ama..anlayamıyorum.Neden odama gitmem bu kadar önemliydi ki?Birde o adam o kadar güçlü mü?
-Özür dilemene gerek yok.Benim hatamdı.Odalarınız çok güçlü bir büyü ile korunuyor.Eğer o aşağılık yanında bir Apothamkin ile gelmiş olsaydı sizi kokularınızdan bulurlardı ama odalarınızda olduğunuz sürece bu mümkün değil.Norn'ların savaş güçleri yoktur.Onlar üstün bilgiye sahip.Bilgileri ile savaşırlar.Tek başlarına yapabilecekleri bir şey yok.
-Peki,şu savaş?Çok mu az kaldı?
-Tam olarak vaktini söylemek mümkün değil tabi ama kısa bir zamanda gerçekleşeceği kesin.
-Biz kendimizi nasıl koruyacağız?Tamamen size bağlı kalamayız.
-Ajusshi'nin anlattığı Ay Taşı olayını hatırlıyorsundur.Hepiniz sahip olduğunuz Ay Taş'larına göre eğitim alacaksınız.Aslında sadece iç güdülerinizi dinlemenizde yeterli olur ama önlem almak istiyoruz.
-Hangi Ay Taşı'na sahip olduğumuzu nasıl anlayacağız?
-Biz hangi Ay Taşı'na sahip olduğunuzu biliyoruz ki prenseslerde hissediyor zaten.Sende,ah hayır,sizde iyileştiğiniz zaman hissedeceksiniz.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AY TAŞI
Fanfiction''...Myung Soo elindeki cam şişeyi masaya vurup parçaladı. Elinden oluk oluk kan geliyordu.Kanayan eli ile yakama yapışıp beni kendine çektikten sonra bağırmaya başlamıştı. -Yorgun musun?Kimin umurunda?Çalışmak zorundasın!Alt tarafı bir kitabı okuy...