Sung Yeol bir sorunumuz olduğunu söylediğinde kısa bir an Myung Soo ile göz göze geldim.Oturduğumuz yerden kalkıp Sung Yeol'ün peşinden harabeye geri dönmüştük.Taşların arasında yaralı bir sürü kişi yatıyordu.Bazıları ise sırtlarını taşlara dayayarak oturuyorlardı.Ne olduğunu anlamadan Kanae'nin yanına gitmiştik.Kanae çocuklar ile bir şeyler konuşuyordu.Myung Soo'yu görünce konuşmasını yarıda kesip insan hafızasını değiştirecek bir büyü olup olmadığını sordu.Son derece sakin bir şekilde ekledi.
-Yerde yatan insanlar çok ciddi yaralanmış.Onları tedavi edebilecek ilacımız yok.Büyük ihtimalle kısa bir süre sonra ölecekler.Şurada oturanları ise tedavi ettik ama bugünü hatırlamamaları gerekir.Hatırlayacaklarsa bile bu şekilde olmamalı.Bizim dünyamız insan dünyasını etkilememeli. Myung Soo derin bir nefes aldıktan sonra oturan insanları süzmüştü.Yavaşça Kanae'ye dönüp hafızalarını hangi yönde değiştirmesi gerektiğini sordu.Kanae bir süre sonra Ye Jin'e dönüp;
-İnsanların arasında yaşayan sizdiniz.Ne yapsak insanlar asla yadırgamaz?,diye sordu.
Zor bir soruydu.Bu kadar insanın ölümüne bir bahane uydurmak ve bunu acı çeken insanlara kabul ettirmek kolay olamazdı zaten.Bu konuyu düşünmeyi kızlara bırakacaktım.Harabeden çıkmak için arkamı döndüğümde Hikari'nin ter içinde harabelere doğru geldiğini gördüm.Kanae'de fark edip Hikari'nin yanına gitmiş ve yere oturup biraz soluklanmasına izin vermişti.Myung soo'nun gözleri Hikari'nin üstündeydi ama tek bir kelime etmedi.Henüz ne yapması gerektiğine karar verememişti sanırım.Ho Won ağır adımlarla Hikari'nin ardından yanımıza geldi.Hikari kesik kesik konuşmaya başladı.
-İ-insanlar i-için b-bahane b-bulmanıza g-gerek y-yok.
Kanae onu susturup biraz daha dinlenip sonra anlatabileceğini söyledi ama Hikari derin bir nefes alıp devam etti.
-Ji Sub insanları kullanmak istediğinde bunun olabileceğini tahmin etmiştim.İnsanlar için bir tür iksir hazırladılar.Yaralarını yavaşta olsa iyileştirecek.En azından ölmeyecekler.İksirler ormanda.Gidip almalıyız.Pek vaktimiz kalmamış gibi.
Bu insanları ölümden kurtarabilecek,en azından acılarını dindirebilecek kadar güçlü bir iksirin olduğuna inanmak çok zordu.Hikari'nin yalan söylemediğini biliyordum ama gördüğüm manzara karşısında insani duygularım ona inanmayı reddediyordu.Sung Jong sinirli bir şekilde araya girmişti.
-Dalga mı geçiyorsun sen?Dediğin o iksiri yapmak ne kadar zor biliyor musun?Üstelik çok da uzun sürer.Neyin peşindesin?
-Dalga geçmiyorum.Bir şeyin peşinde de değilim.İksirin ne kadar zor olduğunu ya da ne kadar sürede hazırlandığını biliyorum.Ama o iksiri sıradan birisi yapmadı.Herhangi bir aksaklık olması mümkün değil.İksirin tamamlanması altı yıl sürdü.
-İksiri kimin yaptığını söylersen kullanmayı onaylarım.Başka türlü olmaz.Asla.Çok yararlı olduğu halde bir o kadarda tehlikelidir.Tek bir şey bile atlandıysa büyük bir zehire dönüşür.
-Bunu duymak seni hiç mutlu etmeyecek ama...baban,Peri Kralı iksirleri hazırlayan kişi.İkna etmek mümkün olmadığı için biraz büyü kullanmışta olabilirim,diyip başını öne eğdi Hikari.
Küçük bir çocuk gibi gözüküyordu.Sung Jong alnını ovuşturup ''Babama büyü yapmış.''diyerek bir kahkaha attı.Sinirlerinin bozulduğu belliydi.Kanae Woo Hyun,Sung Gyu ve Ho Won'a,Hikari ile gidip iksirileri getirmelerini söylemişti.Myung Soo ile aynı anda peşlerinden gitmek için hareketlenmiştik.Kanae ile göz göze gelince,Kanae derin bir nefes verip ''Gidin.''dercesine başını salladı.Hızlı adımlarla çocukların peşinden gittik.Buraya geldiğimizden beri hiç köşkten dışarı çıkmamıştım.Yanı başımızda ki ormanda bu kadar güzel bitkilerin olduğunu bilmiyordum.Ormanın içinde bir süre ilerledikten sonra Hikari tökezleyince Ho Won kolundan tutup düşmesine engel olmuştu.Myung Soo hızlı adımlarla Hikari'nin yanına gidip onu sırtına aldı.''Aptal,dinlenmeliydin.''diye mırıldandığını duymuştum.Nedenini bilmiyordum ama bu manzaraya bakmak beni mutlu etmişti.Bir süre bu şekilde yürüdükten sonra ağaçlara bağlanmış iki at arabası gördük.Hikari,Myung Soo'nun sırtından inip at arabasındaki iksirleri kontrol etmeye gitmişti.Arabalar,içleri toz mavisi,pırıltılı sıvılarla doldurulmuş küçük şişelerle doluydu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AY TAŞI
Fanfic''...Myung Soo elindeki cam şişeyi masaya vurup parçaladı. Elinden oluk oluk kan geliyordu.Kanayan eli ile yakama yapışıp beni kendine çektikten sonra bağırmaya başlamıştı. -Yorgun musun?Kimin umurunda?Çalışmak zorundasın!Alt tarafı bir kitabı okuy...