4.Bölüm

91 10 5
                                    

"Renkle,kokuyla,mevkiyle övünmek;ancak çocukları sevindirir,aldatır.
Bölüm Şarkısı:Teoman-Uçurtmalar
İYİ OKUMALAR...
Yine şu lanet alarm yüzüne yeniden kalkmaz zorunda kalktığım bir gün.Eskiden yani annem ölmeden önce 3'te 4'te kalkan ben şimdi 8'de kalkıyorum.O zamanlar bu saatte kalkan Mehmet amcaya "İnsan bu saatlerde yatağından ayrılır mı" dediğim de "Sen de para kazanmaya başla sen de kalkarsın" dediğinde "Ne kalkıcağım patron beni beklesin" derdim o günleri hatırlayınca duygu karmaşasına giriyorum.Her zaman olduğu gibi.Yatağımdan kalktığım da başımın ağrıdığını fark ettim.Biraz atıştırıp ağrı kesici aldıktan sonra giyinmeye başladım artık gelince banyo yapmaya karar verdim.Üstüme kırmızı sade bir t-shirt altıma siyah pantolonla kombin ettim.Ayakkabı olarak siyah düz düz bir babet giydim.Eve şöyle bir baktığım da yatağımı toplamadığımı fark ettim.Tam yatağımı toplamaya giderken bana misafir gelmediğini aklıma gelince yatağı boş verip cep telefonu,arabamın anahtarı ve emin anahtarını alıp çıktım.Ahşaptan olan siyah kapıma anahtarı sokup bir kere çevirdikten sonra anahtarı çıkarıp dış kapıya yürüdüm.Binamdaki çoğu kadınlar benden haz etmezlerdi.Hatta bu binaya ilk geldiğimde bütün apartaman kapıları kahverengi olup benimki siyah olması beni işkilendirmişti.Çünkü kapı yeni değiştirilmiştiv ve ev sahibi beni istememişti.Belli bir zaman geçtiğinde de kapı ağzında dedikodularım başlamıştı.Her halde ben duyuyağım diye bağıra bağıra konuşuyorlardı teyzecikler.Bu düşünceyle yine dudaklarım kıvrıldı çünkü benimde onlar gibi sağır olduğumu düşünüyorlardı ahmak teyzecikler.Hatta bir keresinde üst kattaki teyzelerden biri "Ay bu bizim kocalarımızı da ayartır" demişti Tanrı aşkına ben senin o kocamış kocanla veya o kocamış olan adamla yaptığın çocuğunla ne bakcam.Benim için ölen komşularımı boşverip arabama binip cafeye doğru yol aldım.Mor Şehirler Cafe'sinin oraya geldiğim de saatin 09.57 olduğunu gördüğüm de tam vaktinde geldiğimi için mutlu oldum.Arabamı park ettikten sonra cafeye doğru yürümeye başladım.Cafeye girdiğim de o gün tanıştığım garsonu gördüm.O da beni görünce gülümseyip yanıma doğru geldi.
+Hoş geldin canım.Yeni başlayacak olan eleman sen misin?
-Evet benim Serap.
+Adımı unutmamışsın Aden
-Aslında hayır yaka kartında yazıyordu.
Dediğimde dudaklarını büzdü ne yapim yalan mı söyliyeyim.
+Neyse ya o zaman ben de sana yapacağın işleri söyliyim ve cafeyi gezdiriyim.
-Tamam Serap
Dedikten sonra yapacağım işleri söyledikten sonra kafeyi gezdirdi.Saat 7'de cafeden çıktım.Arabama binip evime doğru sürdüm.Bugün çok fazla yorulmamıştım.Çünkü cafede iş birliği vardı.Cafe'de 9 saat çalışıyormuşsun ve yarım saatlik dinlenme molasında Serap'ı daha yakından tanıdım.Çok temiz kalpli ve plotonik aşık bir kızdı.Yani bir zamanlar Tümay gibi...Şuanda plotonik aşkını benden saklasa da ben kime aşık olduğunu anlamıştım.Deniz Mertoğlu İdil Hanım oğlu.Bugün annesini ziyarete gelmişti.Serap'ın hayran hayran bakışlarından o çocuk olduğunu anlamıştım.Çocuj kafeye girdiğinde kasım kasım kasılıyordu kaslarını belli etmek için.Çocuğu şöyle bir süzdüğümde dağınık sarı saçları,giydiği mavi t-shirtü daha çok ortaya çıkartmıştı mavi gözlerini ve şarışın teniyle bütün kızların hayalindeki beyaz atlı prensti.Tabi ben hariç :).Öğrendiğim kadarıyla çocuk 22 yaşında üniversite sona giden biriymiş.Yani Serap'la aynı yaşıt benden de 1 yaş küçüktü.Bugün beni en çok şaşırtan olaysa Tümay'ın beni bir kere aramasıydı.O da "hayırlı olsun" diye aramıştı.Ama sesinden anladığım kadarıyla bir sıkıntısı vardı.Eğer yarında böyle yaparsa evine gideceğimi bir köşeye yazdım.Daha sonra cafede benle Serap'tan başka garson olarak 3 kişi vardı.Bunlar Hazal,Enis,Berkcan kişileriydi.Hazal'la Enis sevgililermiş.Berkcan'da ben ve Serap gibi sapmış.Enis esmer tenli,ela gözlü ve tek gamzeli ; Hazal ise sarı tenli kahverengli gözlü ve gülünce çok güzel dişleri olan biriydi.Berkcan ise buğday tenli,yeşil gözlü,kumral tenli biriydi.Onun ise gülerken gözleri kısılıyordu.Ve bugün benim için önemli birşey keşfettim.Kendi rengimi.Ben mordum ne siyahım ne de beyaz ben araftım yani benim rengim mor olduğunu o anda karar vermiştim.
Peki sizin renginiz ne?

Eksik ParçamHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin