21. bölüm

1.5K 107 52
                                    


şettti beybiler ohalarınızı hazırlayın yazarınız nişanlıyla birlikte geldi.


SAHRA

Şuan kalbim dayanmaya bilirdi. Tam karşımda Alp vardı. Arkamdan babam

"Kızım nişanlını kapının önünde bekletmesene."

Dediğinde daha çok şok oldum kalbim cidden dayanmayacaktı. Kekeleyerek

"Alp?"

Dedim karşımda ki kişi sanki hem o hem de o değildi. Gözleri duruşu şekil şemail oydu fakat sanki o değil de bedenin de bir başkası vardı. Bana çapkın bir gülüş attı ve

"O olmamı çok isterdin değil mi güzelim?"

Dediğinde bir şok daha geçirdim. Ne yani alp değimliydi? Beni hafifçe iterek içeri girdi ve ikinci şoku yedim. Ben bu çocuğu çift, çift mi görüyordum. İşte bu Alp'e benziyordu. Boynu bükük duruyordu. Tıpkı ikisine benzeyen bir adam daha içeriye girdi fakat bu yaşça büyüktü. Yüzü bunu belli etse olduğundan genç durduğu belliydi. O adam ile babam içeriye geçince bir yanımda sırıtan ve alp olamayacak kadar umursamaz bir Alp ve diğer yarımda boynunu bükmüş gözleri kızarmış bir alp ikisi de bir birine bir o kadar benziyor ve bir o kadar zıt duruyordu. Sırıtanı

"Gerçekten Alp olmamı isterdin değimli ama maalesef güzelim sen onun değil benim eşim olacaksın. Ben onun ikizi Alperen tanıştığıma memnun oldum sevgili eşim."

Deyip elimi tuttu ve dudaklarına götürecekken elimi avuçlarından sertçe çektim gözüm dönmüştü. Bir insanı ikizi bu kadar mı midemi bulandıra bilirdi. Birsinin ikizini bu kadar severken öbüründen birden böylesine nefret edebilir miydim? Alp kızarık gözlerle yanımdan geçti gözlerinde ki umut sanki zorla elinden alınmıştı. Sessizce içeri doğru ilerledi. Yanımda ki insan demeyecek şahsın yüzü daha bir aydınlanmıştı. Elimi tuttu elimi çekmeye çalıştıkça daha sıkı tuttu ve ayağımda ki topukluyu diz kapağına geçirince azından büyük bir inilti çıktı. Tam merdivenlerin kenarında duruyorduk. Babamlar gelince hemen eğildim ve

"Ah canım çok mu canın acıdı? Ah hay aksi hemen buz getiririm."

Dediğimde o bana öldürücü bakışlarını atarken bir yandan da takdir edermişçesine dudakları kıvrılmıştı. Savaş başlamıştı padişah oğlu da olsa bu adamla yan yana durmayacaktım. Bu adamla evlenmeyi reddediyorum. Babam ile babası ve onların arkasından ne olduğunu anlamaya çalışan Alp bana bakıyordu.

"Ah şey sizi de rahatsız ettik değimli? Kusura bakmayın lütfen. Yukarıya terasa çıkacaktık fakat Alperenin ayağı birden kaydı ve bacağını merdivenlere vurdu. Bence bizde içeride babanlarla oturalım hem bende bacağına buz getiririm."

Dediğimde ta gidecekken kolumu tuttu ve beni durdurdu

"Hayır, canım terasa çıkalım."

Dediğinde alttan bir şekilde güldüm ve

"Ama canım deminde sana dedim ya teras bu mevsimde buz gibi olur. Bende astım bronşit var. Hasta olursam atlatamam. Sende o yüzden çıkmayalım deyip merdivenlerden tam geri dönecekken ayağın kaydı da bacağını çarptın ya."

Dediğimde ben bile yalanıma şok olmuştum. Alp'in gözlerine bir canlılık gelip gitmişti. Babamlar ikna olmuşa benziyordu. Alperen ise dişli bir rakip bulmuşçasına sevinmişti. Bence sevine bilirdi sanırım bu işi kıvıra bilirdim. Alperen alp ve babamlarda içeriye geçince ben mutfağa buz torbası yerine haşlı su torbası hazırlamaya başladım. O sıra arkamdan biri kolumu tuttu ve

"Sahra abimle uğraşma."

Dedi tahmin yürütmek zor değildi bu Alp'ti

"Madem o senin ikizin neden abi diyorsun?"

Diye sordum.

"Bak olayları bilmiyorsun. Sana anlatacağım ama bu gece onunla daha fazla uğraşıp bizim işimizi daha beter çıkmaza sokma lütfen."

Diye resmen yalvarınca içim buruldu elim kolum bağlı olmaktan nefret ediyorum.

"Peki, bir şey yapmayacağım ama neden ona abi diyorsun?"

Diye sorduğumda

"Çünkü benimle aynı yumurtayı paylaştığını bilmekten rahatsız oluyorum yatıkları benim ikizim olamayacak kadar iğrençti. Kendimi kötü bir yarım varmış gibi hissetmekten rahatsız oluyorum anladın mı? Benden saniyeler önce doğduğu için ona abi diyorum. Bu iki üç senelik bir dava tamam mı? Her şey çok karışık günü gelince öğreneceksin ama şimdi o sıcak su torbasını bırak da buz torbasını hazırla güzelim."

Dediğinde o koca cümlede sadece güzelim deyişinin güzelliği ve duruluğuna takılmıştı aklım. Bir insan anca bu kadar güzelim kelimesini güzel derdi. Yakasını tuttum ve dudaklarına bir öpücük bıraktım içim ferahlamıştı birden. Onunda gözlerine bir canlılık gelmişti.

"Alp ben her şekilde savaşmaya hazırım senden başkasının olmamaya hazırım. Beni sakın başkasına yar etme. Bu senin ikizin ya da abin bile olsa. Eğer beni bırakırsan yemin olsun o gün öldüğüm gündür. Duydun mu beni kendimi öldürürüm. Ne olursa olsun kim bize ne yaparsa yapsın benden gitme vazgeçme. Bir gün benden gidersen zaten bana bir şey olsa da senin umurunda olmaz ama senin gidişin beni yok eder o yüzden beni severken sakın bırakma çünkü beni severken ölmen benimde ölümüm olurdu o yüzden seni severken benim ölüşümde senin ölümün olur. Bir karar verirken ikimizin yaşayacağı bir yol bul."

Dediğimde yutkundu belli ki ikimizin iyiliği için buna yakın bir planı vardı. Elini tuttum ve sıktım

"Eğer ben bir kadın olmama rağmen seni bırakmıyor ve bu aşk için savaşmayı her ne olursa olsun göze ala biliyorsam sende al."

Sonra elini bırakıp buz torbasını aldım ve son kez yüzüne baktım ve son can alıcı cümleyi de söyledim.

"Eğer buna rağmen yanımda savaşmayacaksan zaten ne sevgimi hak etmişsindir nede beni işte o zaman sana adam bile demem."

Diyerek içeriye girdim. Alperen karşımda bana bakıyordu arsızca beni süzüyordu. Okulun ilk günü Alp'inde beni tıpkı böyle süzdüğünü hatırlıyorum ama onda böyle olmamıştı. Bu adamın bana bu bakışlarını gördükçe öldüresim geliyordu. Buz torbasını ona uzatınca birden elimden tutup beni kendine çekti. Resmen şerefsizin kucağına düşmüştüm lanet olsun. Bana sırıtarak baktı ardından yan bir bakışla karşıya baktı ve daha çok gülüp yüzümü çevirmemle yanağımı öptü çünkü fark etmesem istikamet dudaklarımdı. Kulağıma doğru

"Bir gün dudaklarından fazlasında benim olacak bu kadar utanıp nazlanma güzelim."

Deyip boynuma bir öpücük kondurdu. Sinirle ayağa kalktım ve buz torbasını kasıklarına bastırarak ayağa kalkınca inledi. Bende ona bakarak eğildim ve kulağına

"Anlaşılan bacağından daha çok başka yerlerinin buza ihtiyacı var azgın domuz. Ve bunu unutsan iyi edersin sen önce adam ol sonra bakarız. Evlenmeden bana dokunamazsın ve ben senin gibi şerefsiz kız çocuklarıyla evlenmem götüne güvenen şerefi beş para etmez bir kocadansa ömür boyu dul ve eşsiz kalmayı yeğlerim."

Diyerek düzeldim. Alp'in gözleri ateş saçıyordu. Alperen ise huzursuz olmuştu. İki kardeşin hele ki bunlar ikiz ise aralarında kalmak berbat bir şeydi. Ne yapacaktım ben o çok beklediğim adam Alp'in ikizi çıktı. Bu durum tam bir oha çüş yok artık bu kadarda olur mu durumuydu. Sanki kitap yazıyoruz anasını satayım kitaplar bile böyle şeyler yazmıyordu. O beklediğim adam ben onun ikizine âşık olduktan sonra ortaya çıkıyordu ve skandal ikiz. Film çekiyormuşuz gibi gelmişti bir an. Kendimi kitap karakteri gibi hissetim şimdi. Keşke bu bir kitap olsaydı ve bunu yazan benle Alp'i hiç ayırmasaydı ama nerede. Ve şimdi en büyük umudum bu savaşı gerekten bizim kazanmamızdı eğer bizi birisi yazmıyorsa kendi kitabımın yazarı ben olacaktım ve Alp ile hiç ayrılmayacağım bir kitap olarak yaşayacaktım.

3


MeslektaşHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin