Multi:Uraz
Ecel
Onları serbest bırakmıştım. Neden? Acıdığımdan mı ? Tabiki hayır ben asla acımam. Bu bi pirensip meselesi. Böyle yaptıkça daha çok adamım oluyor. Bende onları kullanıyorum yoksa hayatta kalmayacakları çok büyük bir gerçek. Aklıma gelen ilk işkenceleri onlarda deniycem. Hatta Aras'a yapacağım işkenceleri ilk onlar tadacaklar.
Dün gece uraz iyi mi diye onun yanına gitmiştim. Ruh gibi yatıyordu. Fakat uyumuyordu. Ellerini ve ayaklarını iki yana açmış tavana bakıyordu. Karşısında yumuşak davrandığım tek kişi Uraz'dı.
Yanına uzandım kolunu kendime doladım ve bende kollarımı onun bedenini sardım. Yanağına kondursuğum öpücükler irkildi. Daha yeni fark etmişti beni. Hemen sarıldı. "Ne oldu Uraz?"
"Biliyorsun bazen gelecekte olacaklara dair şeyler görüyorum. Ve bu seferki iyi değil. Senin hakkında. Sana bişey olacak. Birisi sana işkence yapacak. Ama sen buna izin vermezsin değil mi bebeğim?" Ah bu çocuk benim için çok endişeleniyor. "Ya Uraz'ım biliyorsun kimse bana bişey yapamaz. " "Yinede her ihtimale karşı hep yanında olmak istiyorum. Biliyorum kendini koruyabilirsin ama bende yanında olmalıyım."
"Uraz'ımmmmmmm" dedim uzatarak. Sonrasında ona ufak bi öpücük vahşettim. Oda beni alnımdan öptü. Bu çocuk herşeyimdi. Ona hiçbirşey olmasına izin vermeyip onun yerine kendimi feda ederim. O gece onun yanında uyudum. Ona sarılıp güvende olduğumu bilmesi için. Ikimizin de ailesi aynıydı sonuçta. Gelçi onun ailesi biraz farklıydı. Ben doğarken annem öldü sorasında babam terk etti. Onun ise babası annesini hastaneye yetiştirmeye çalışırken öldü. Annesi ise onu doğurmak pahasına canını feda etmişti. Onun daha açıldı hiç tanıyamaması.Uyandığımda yanımda kıvranıyordu. "Uyan bebeğim sadece kötü bir rüyaydı." Uyanmadı. Ne oluyo bu çocuğa. Üstüne çıktım ve omuzlarına ellerimi koyup sarsmaya başladım. "Uraz uyan bak bu gerçek değil hadi bebeğim lütfen uyan." Uraz'a bişey mi olmuştu. Hayatında tek sahip olduğum kişiye yani. Artık hiçbişey yapmıyordum. Uraz ise sadece yatıyordu dün olduğu gibi. Yani sanki ölmüş gibi yatıyordu. Bende pes etmiş derecede ruhsuzca yatıyorum üstünde. "URAZ" diye bağırdım ve kalbinin üstüne bir yumruk geçirdim. Pes edemezdim. O da pes edemez. Bunu yapmak zorunda olmak istemiyordun fakat uyurken bile yanımda olan çakıyı alıp çizik atmaya başladım o da benim gibi acıya alışkın ve kendine gelmek için hep bunu yapıyordu. Birden zıpladı. "Iyi misin ? Beni deli ettin ? Ne oldu yine bişey mi gördün ?" Sorularımı ardı ardına sıralardan bir yandan onu yakasından tutmuş sallandırıyordum. Beni yanına yatırdı ve sarıldı. Bu çocuk fazla duygusal olmaya başladı şimdi ağlarsa şaşmam. Düşüncelerimi yanıltmadı. "Uraz sen ağlıyor musun? Böyle mızmız birine kendimi emanet edemem ya kendine gel yada... Hâlâ ne konuşuyorum lan ben!?" Yüzüne yumruğu geçirdim "Ağlama lan. Bak Uraz ağlamaya devam edersen yemin ettim döverim seni!" Hemen yaşlarını sildi ve gözlerinin içine baktı "Sen beden başka bir erkeğin yanındaydın. Onu seviyor muydun işkence mi ediyordun bilmiyorum ama bensiz yapma. Ve son olarak o çocuğun yüzünü gördüm." Sevmek mi bu duygu sadece Uraz'a karşı bi duyguydu. Bir anda kafama dank etti "Kim o çocuk ?"diye fazla heyecan ve boş bi anıma gelen sevinç ile sordum. " Şey o çocuk Aras" direk olarak odadan çıktım. Bu Aras okuldaki çocuktu bunu bana Emir bulmuştu. "EMIR!" Diye bağırdım. Tabiki Emir sesini duyar duymaz yanında bitmişti asker gibi duruyordu. Bu bana tuhaf gelmiyordu çünkü alışmıştım saçma hareketlerine. "Git bana Aras hakkında ne kadar bilgi bulabiliyorsan bul ailesi yaptıkları sicili bu çocuğun her haltını bilmem lazım. "
Tekrar Uraz'ın yanına girdim ve "Bana Dokunamaz Uraz bunu biliyorsun."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PİSKOPATLAR
Actionİki karanlık insan. Yada karanlık olmaya zorlanmış iki beden . Karanlık daha ne kadar karanlığa batabilir? Siyahın başka bir tonu varmıdır? Peki ya iki karanlık birleşip nasıl aydınlığa çıkabilir? Karanlık bedenlerine hükmediyorken onlar nasıl aydın...