Şarkıyı yıldızlı yerde açın
ARASIN AĞZINDANIlgınla beraber evden çıkmıştık. Yolda yürürken ılgının hala huzursuz olduğunu görünce onu kendime doğru çekip kolumu omuzuna attım. Onu böyle görmek bi yandan beni sinir ediyor diğer bir yandan ise benim için korktuğunu hatırladıkça ona daha da çok bağlanıyordum. Kulagına eğilip fısıldadım BANA HİÇBİRŞEY OLMAYACAK . Bana gülümsedi ve bizde yolumuza devam ettik aslında arabam vardı ama ılgın iyi olmadığını söylediği için yürümeyi tercih etmiştik. Zaten okulda yakındı. Okula girdiğimde o kızı göremedim demekki çabuk pes etmişti. Benim için daha iyiydi çünkü zaten dövmem gereken bir cocuk vardı. Sınıfa çıktım ılgın o çocuğu görmüş olmalıki bana sakin ol dercesine baktı. Çocuğa çevirdim bakışlarımı dünden kalma çok hasarı vardı. Yanına yaklaştım ilk önce gözlerime baktı sonraysa dudaklarının kenarı kıvrıldı ve konuşmaya başladı.
- : Dün bi kızdan dayak yiyen çocuktun sen değilmi.
ARAS : Dün benden dayak yiyen çocuktun sen değil miydin ?
Ona doğru yavaş adımlarla yaklaştım kendini ne kadar korkusuz göstermeye çalışsada gözlerinden belli oluyodu korktuğu. İlk önce hafif bir yumruk indirdim yüzüne ve sonra karnına daha sonrada kulağına eğilerek fısıldadım BİR DAHA SAKIN BENİM HAKKIMDA TEK KELİME BİLE ETME. Bana korkuyla bakıyordu gözleri, tam bir yumruk daha indirecekken kapı açıld. Ardından duyduğum o berbat seste beraberinde geldi
ECEL: Ah siz bu sınıfta olamazsınız değil mi?
ARAS : Ah sen bu sınıfta olamazsın değil mi ?
ECEL : Dün yediğin dayak hafif geldi sanırım istersen tekrar dövebilirim seni.
ARAS : Ah sen ona dayakmı diyorsun sana dayağın ne olduğunu göstermek isterim.
Ecel ağızını açmış tam cevap verecekken içeri giren hoca ile ikimizde birbirimize bakıp aynı anda arkamızı döndük. Sanırım bu kızı sevmememin sebebi bana benzemesiydi. Benim gibi hareketleri vardı. Benim gibi bakışları korkusuzdu ve benim gibi davranıyordu insanlara.
Tenefüs zili çaldığında herkez gibi bende rahatlamıştım. Dersleri kim severdiki zaten inekler bile ders çalışmalarının sebebinin ilerde iyi bi meslek sahibi olmak istediklerine yorarken ben ne yapacaktım. Benim zaten bir işim vardı babamdan kalan bir şirket. Geleceğimin ne olduğuyla ilgilenmezken sadece bu günle ilgilenirken bide oturup dersmi dinliycektim yok artık. Derste arada bana bakan Eceli farketmiştim ama ona dönüp bir kez bile bakmamıştım. Sanırım artık başlıyorduk.
Ecelin yavaş yavaş bana geldiğini görünce bende sıramdan kalkıp ona doğru ilerledim. Aramızda bir adımlık mesafe kala ikimizde durduk. Gözlerimizi birbirine kenetledik.Ecelden beklediğim gibi sabırsız davranıp bana yumruk atmaya çalışmıştı yumruğu yana eğilerek boşa savurmasını sağlamıştım bu onun dengesini kaybettirmiş olucakki sendeledi. Kendini çabucak toparlayıp bana tekme atmaya çalışınca geri çekilip tekmeyide engellemiştim. Ecel bana bakarak 'ne o yokasa bana vurmayamı korkuyosun fiyakan çizilir' diyince onu takmadım. Ne kadar piskopat olsamda bi kıza öyle kolay kolay vurmazdım. Ecel sınıra gelmek üzeriydi ona vurmam için beni tahrik ediyordu ama onu takmayacaktım. Eğer ona vurursam ılgında beni affetmezdi bunu biliyordum. Ilgının benim karanlık işlerimden pek haberi yoktu sadece bikaçını biliyordu. İnsanları öldürdüğümü duysa sanırım kabusları ailesiyle yaşadıkları trafik kazası değil benimle geçirdiği mutlu günler olurdu. Ecel bana vuramayacağını anlamıştı sanırım ki pes etti. Ona bakarak fısıldadım SENİNLE KÜÇÜK BİR OYUN OYNAYALIM MI ?
***
YAZARIN AĞZINDANKorkuyordu küçük kız babasının yine içip geldiğini farkedecek kadar büyümüştü artık. Korkuyordu ama babasının ona vurmasından değil zaten buna alışmıştı. Yine annesinden bahsetmesinden korkuyordu küçük kız onun için öldüğünü anlatmasından korkuyordu. Babası içeri girdiğinde küçük kız hemen odasına girdi ve yatağının içine attı kendini. Biliyordu babası yine gelip bağırarak kaldıracaktı onu yatağından, sonra yine onu dövüp annesinden bahsedicekti ona. Babasıda beklediği gibi yaptı küçük kızın. İlk önce kızın odasına girdi ama bu sefer onu dövmeyecekti ona bi fırsat sunacaktı. Babası kızın yatağına yaklaşıp 'ECEL KALK KIZIM' dedi. İşte kız buna şaşırmıştı babası ona ilk defa kızım diyordu. Küçük kız yataktan kalktı ve babasının gözlerine sorarcasına baktı. Babası küçük kıza bakarak 'annene çok benziyorsun' dedi. Küçük kız yine kendinden nefret etmişti babası ona annesini her anlattığında olduğu gibi. Babası 'seni dövmemi istemiyorsun değilmi ecel' diye sorunca küçük kız hızlı bir şekilde başını salladı. Canını acıtmıyordu babasının ona söylediği sözler kadar belki ama yinede canı yanıyordu küçük kızın ve kendisi kadar küçük olan bedenide kaldırmıyordu bu acıları atık. Babası bu sefer daha güzel bir soruyla gelmişti küçük kıza. 'Sana annenden bahsetmemi istemiyorsun değilmi ecel' küçük kız yine hızlıca başını salladı. Babası bu sefer küçük kıza bakarak 'SENİNLE KÜÇÜK BİR OYUN OYNAYALIM MI ECEL' diye sordu. Küçük kız mutluydu çünkü babası ilk defa onunla ilgileniyordu. Kafasını hızlı hızlı salladı babası kızının bu halini görüp gülümsedi. 'Ben gidicem ecel saklanacağım senden , sende beni aramayacaksın seni bi okula bırakacağım orada sana çok güzel bakacaklar ve sende benden kurtulacaksın tamam mı?' Küçük kız babasına dolu gözlerle baktı 'annem gibi sende bırakacaksın yane beni.' Adam gülümseyerek baktı kıza 'annen sen yaşa diye bıraktı seni bende benden kurtul diye bırakıyorum seni SENİN İYİLİĞİN İÇİN ECEL SADECE KÜÇÜK BİR OYUN OYNAYACAGIZ'.
Küçük adam korkarak sığındı duvara anlıyordu gelen seslerden geliyorlardı. İçeri giren annesine baktı küçük adam korkarak. Annesi küçük adama yaklaşıp 'bak ARAS bu senin iyiliğin için tamam mı' diyince küçük adam başını hayır anlamında salladı 'beni burda bırakma anne ne olur.' Kadın ilk önce oğluna baktı daha sonraysa oğlunun yanına diz çöküp onu kucağına aldı 'SENİNLE KÜÇÜK BİR OYUN OYNAYALIM MI ARAS' dedi oğlunu sakinleştirmek amaçlı. Küçük adam başıyla onayladı bu teklifi. Annesi oğluma dahada sıkı sarılıp mırıldandı 'şimdi biz babanla gideceğiz, sende burda kalacaksın bizi aramayacaksın ve burada ne olursa olsun asla kaçmayacaksın bu oyunun sonuna kadar gelebilirsen seni kocaman bir hediye bekliyor olacak tamam mı?' Küçük adam çaresizce salladı başını ve onu almaya gelen yetimhane görevlerine zorluk çıkarmadan ilerledi.Son birkez baktı annesine ve koştu tekrar kollarına. 'Anne neden beni istemiyorsunuz.' Annesi alnından öptü oğlunu daha sonrada gözlerine bakıp 'bizimle kalıp babandan hergün dayak yiyip benimde sürekli seni geceyarıları dışarı atmamı istemiyorsun değilmi aras.' Küçük adam hızlı hızlı salladı başını 'işte bu yüzden seni burda bırakıyoruz SENİN İYİLİĞİN İÇİN ARAS SADECE KÜÇÜK BİR OYUN OYNAYACAĞIZ.'
Kitabı okuyan herkeze teşekkür ederiz yorum ve oylarınızı bekliyoruz.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PİSKOPATLAR
Actionİki karanlık insan. Yada karanlık olmaya zorlanmış iki beden . Karanlık daha ne kadar karanlığa batabilir? Siyahın başka bir tonu varmıdır? Peki ya iki karanlık birleşip nasıl aydınlığa çıkabilir? Karanlık bedenlerine hükmediyorken onlar nasıl aydın...