Medyada Ecel
----Ecel----
Okulda belalıydım. Ama daha çok inatçı diye bilinirim. Bir şeyi kafama koyduğumda asla peşini bırakmam. Tuttuğumu koparan cinstenim. Bugün yine bana inat olduğunu iddia eden bir kızla tartışıyorum.
-Sen kimsin ki benimle uğraşıyorsun? Ben bu okulu yakarım sen de içinde yanarsın! Diye kükredim kız resmen.
-Yakamazsın.-Yakarsam benden uzak dur yoksa seni daha beter bir ölüm bekler! Yanmaktan daha beter!
Sonrasını kıza bir öfke bakışı alıp geçtim yanından.Zaten okulu sevmiyorum bu yüzden yakabilirim. 17 yaşında bir gencin en çok yapmak istediği şeydir okulu yakmak. Ben inat ettim yakacağım. Arkamdan gelen biri seslendi demek isterdim ama ben yalnız çalışırım. Kimse bana yaklaşamaz. Yaklaşmayı bırak uzaktan gözüme bile bakamaz. Başını önüne eğer ve geçer gider. Eğer benim gözüme bakarsa onu yanıma çağırırım bir yumrukta burnu kırılır ve bir daha yapmaması gerektiğinin anlar.
Benim adım babam vermiş. Doğarken annem öldüğünden babam bana Ecel adını vermiş. Sonra da beni henüz 7 yaşımda okula yeni başlamış iken yatılı okula bıraktı ve bir daha görmedim. Fakat peşini bırakmadım. Anladım ki başka bir kadınla evlenip beni bırakmış.Buna üzüldüm mü peki? Tabiki hayır. Sadece biraz piskopat biraz şizofren belkide biraz sadistim. Ama ben halimden memnunum.
Bana sesleniyorlardı. Kim lan bana çağıramya cürret eden bu kimse cezasını çekecek. ''Ecel bir bak lütfen'' arkamı döndüğümde karşımda canımdan çok severek koruduğum Uraz'dı. 'Ne var' dercesine bir bakış attığımda ''Beni yanından ayırmayacağına söz ver. Sana vurup bağıramadıklarından sinirlerini benden çıkarıyorlar'' ''KİM LAN SANA ZARAR VERENLER'' Eliyle işaret etti ve bende onların yanına gidip ''LAN GÜCÜNÜZ VARSA BANA KARŞI ÇIKIN'' Diye kükredim. Başlarını önlerine eğip sustular. Bu sefer biraz daha sakin fakat sesimden ve yüzümden belli olan bir öfke dolu ifadeyle ''Yüzüme bakın'' dedim. Dediğimi yapmadılar. Yapmadıkları için bir cezayı hak etmişlerdi. Daima pantolonumun cebinde olan çakıyı çıkartırken ''Elleriniz!'' diye bağırdım. Yapmadılar. Artık fazla oldular. Yalnız çalışırım dedim ama ufak işler için bana yardım eden bir çetem de vardı yani. ''Bu üçünü alın ve benim evimin bodrumuna bağlayın. Bayıltıp ağızlarını bağlayın. Sesleri çıkmasın ben okuldan sonra bakıcam onların çaresine.'' Gittiler bende Uraz'a dönüp ''Gel lan yanıma'' diyerek kolumu omzuna atıp saçlarını karıştırdım.
Uraz'ın ailesi yoktu aynı Yatılı okulda tanışmıştık sonra da bir daha bırakmadım zaten. Evime aldım. Şimdi diyceksiniz bu ev bu çete nerden geldi? Haklısınız. Ben büyük oynadım ve çok zengin dolandırdım villa gibi bir evim kendime ait özel araba sergim bile var. Sadece zenginler mi dersiniz ? Tabiki hayır. Şehrin azılı mafyasını alt üst ettim ve beni bu yüzden başlarında istediler. Ben bir süre sonra geleceğimi söyledim ve emrimde olmalarını ayrıyetten de dediklerime uymalarını söyledim.Uraz'ın kendini koruması için ona ders verilmesini sağladım. Şuan çok güçlü fakat yinede bana sığınıyor. Sığınıyor değil de benden güç alıyor ve bana güveniyor. Bana sormadan da hiçbirşey yapmıyor.
***************************************Ertesi gün******************************************
Okulu yakacaktım ve tek Uraz'ın yardımı olacak. Nasıl yapacağımı biliyorum çünkü birçok ev yaktım. Bodrum katta olan kalorifer dairesine indim. Kaloriferi iyice körükledim baya yanmaya başladı. Çabuk yanacak fakat bitmeyecek birçok şey buldum. Sırayla dizdim. Sıralar, montlar, etrafta yanacak birçok şey vardı. bunlar tutuşmaya başladı. Bu sırada Uraz yukarıdaki sınıflardan birini boşaltıp kalorifer borusunu patlattı ve bir sıranın üstüne birçok yanacak şeyi birleştirip yaktı. Bunu bütün sınıflara yaptık. Duvarlarda yanık izleri vardı.Dolaplar ve bütün sıralar üstlerindeki kitaplarla beraber yanmışlardı. Kalorifer de patlamıştı. Sonra tabi okulu yıkıp tekrar yapmaları gerektiğini söylediler bizleri de ayrı okullara dağıttılar. Uraz'ı benimle aynı sınıfa gelmesini sağladım ki zaten derslerle alakamız yoktu ; ikimizinde.
Okul yeniydi bugün kaydımı yaptırmam gerekliydi. Tabi Uraz'ın da. Onu kardeşim olarak göstererek kaydımızı yaptırdım. Okulda küçük bir gezintiye çıktık bir çocuk kavgaya girişmişti. Sanırım döven okulun belalısıydı. ''Artık benden korkun ondan değil!'' diye bağırdım. Evet bunu yaptım ve kendimden çok eminim. Herkesin gözü beni buldu. Sesim bir erkek gibi kalın olduğundan karşılarında bir kız görmeleri onları şaşırtmıştı. Belalı çocuk karşısındakini dövmeyi bıraktı ve benim yanıma doğru gelmeye başladı. Kimse gözüne bakamıyordu. Kesinlikle okulun belalısı bu çocuktu.
''SEN KİMSİN LAN BANA KAFA TUTACAK!?'' diye kükredi. Belli ki bir şeye çok kızmış ama bunu belli etmemesi gerek. ''Ben mi?'' diye sordum alaycı bir bakışla. Ardından da dudağımı hafif kaldırmayı ihmal etmemiştim. Bu çocuk kendini kontrol edemiyor. Hemen bir yumruk atmaya çalıştı. Ne yani ben bu yumruğu kendime vurduracak mıydım ? Yana doğru eğildim ve karnına bir yumruk geçirdim. Sonra sırtına dirseğimi geçirdim ve yere düştü. ''Ah bu kadar basit miydi?'' Diye sordum yine alaycı bir bakışla. ''KORKUN LAN BENDEN.''diye bağırdım sonra normal sesle'' Yada kendine güvenen ve bu küçükten daha iyi olduğunu iddia eden varsa gelsin de görelim.'' dedim arkamı döndüm ve Uraz'a ''Artık burda da bizden korkuyorlar. Burası daha ünümüzü duymamış sanırım.'' Yine alaycı bir bakışla etrafa bakarken. Ardından ekledim '' Artık gidelim.'' dedim.
Okuldan çıkıp evin yolunu tuttuk tabiki son model Lamborghini Gallardo arabamla. Araba siyah ortasından ve yanlarından geçen kırmızılarla süper gözüküyordu. Üzerinden kayarak geçtim. Şoför koltuğuna oturdum Uraz yanıma oturduğunda sanki araba yarışındaymış gibi hızlı bir çıkış yapıp arkada duman bıraktım. Eve geldiğimde bir şeyler atıştırdım. Sonra bodruma indim ve işkence keyfim başlıyor. Bunlara biraz hafif bir şeyler yapmak lazım. ''Uraz bana bıçak getir. İyi kesenlerden olsun.'' diye istekte bulundum. O da zaten benim çağırmamı bekliyormuş gibi kapıdan damladı hemen. ''Tamam sen çık burada iyi şeyler olmayacak.'' dedim ama istese kalabileceğini biliyordu. Kapıyı kapattı ve içeride kalmayı tercih etti.
Ağızlarını açtım. Sonra üzerlerindeki kıyafetleri çıkardım. Yada kestim diyelim. Çünkü her birinin üzerinde gömlek vardı ve kesmek daha kolaydı. Kolları ve vücutları açıkta kaldı. Elimde bıçağı döndürmeye başladım. ''Acaba hanginizden başlasam?'' diye sordum düşünür gibi yapıp. İki erkek bir kız vardı. Kıza ayrı şeyler yapacaktım bu yüzden erkeklerin birinden başladım. Kollarını ve göğsünü çizmeye başladım. Sonra daha derin çizikler. Diğer erkeye geçtim ve aynı şeyi ona yaptım. Kıza gelince karnı ve kolları açık kıyafetler giydiğineden karnında ve kollarında derin yaralar açtım. Uraz'a ''Bana tuzlu su getir.'' dedim. Hemen çıktı ve büyük bir bakırda tuzlu su getirdi. sandalyelerde geriye ittim onları. Sırt üstü düştüler. Önce ilk kestiğimden başlayıp sırayla üstlerine tuzlu su döktüm ve bağırmalarını izledim. Sonra odadan çıktım ve evdeki korumalara''Şunların üstlerine bir şeyler giydirip yollayın.'' dedim. Artık anlamışlardır yapabileceklerimin daha hiç olduğunu.
Yatağıma yattığımda içimden bu ses tekrarlanıyordu. 'Benden daima korkacaklar. Benden daima korkacaklar.' Artık kimse bana kafa tutamaz zaten tutamıyorlardı da bu okulu bir düzene sokmak lazım...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PİSKOPATLAR
Actionİki karanlık insan. Yada karanlık olmaya zorlanmış iki beden . Karanlık daha ne kadar karanlığa batabilir? Siyahın başka bir tonu varmıdır? Peki ya iki karanlık birleşip nasıl aydınlığa çıkabilir? Karanlık bedenlerine hükmediyorken onlar nasıl aydın...