Memleketinden uzaklaşalı tamı tamına on sekiz yıl olmuştu Sadık'ın. Sevdiği kızın başka birinin karısı olmasını hazmedememiş, çok sevdiği İzmir'i arkasında bırakarak asker olmuş, ülkenin dört bir yanında büyüyen isyanları bastırmak için on iki yıl gezmişti. Sonra da iki savaş patlak vermişti işte. Ülkesi için savaşmak ona mutluluk verse de, bu kadar gencin ölümü ne içindi?
Çanakkale, Sadık'ın gördüğü savaşların en korkunçlarından biriydi. O kurşun yağmuru, gençlerin gözlerini bile kırpmadan ölüme gözleri kapalı gidişleri, sabahları birbirini öldüren fakat akşamları yiyecek alışverişi yapan, futbol oynayan askerler.
Bütün bunların arasında az da olsa Evgenia ile gizli gizli mektuplaşmışlardı. Genç kadın kocasını sevmese de, ilk yıl bir çocuk doğurmuştu. Adını Heracles koyduğunu, onu hayatta tutan iki şeyin minik bebeği ve Sadık'ın mektupları olduğunu yazmıştı. On iki yıl boyunca iki ayda bir mutlaka bir mektup gelmişti, fakat bu sürenin sonunda ondan kısacık da olsa bir mektup bile almamıştı. Dört yılını acaba kocasına mı yakalandı, yoksa beni unuttu mu gibi düşüncelerle geçirdikten sonra ise unutmayı seçmişti. Şimdi ise onu ilk ve son kez gördüğü topraklardaydı.
Zavallı Sadık, İzmir'e geleli bir hafta olmadan Evgenia'nın altı yıl önce öldüğünü öğrenmişti. Kocası da ondan önce ölmüştü, haince Türklere karşı çatışırken vurularak hem de. Evgenia ise veremden. Çocukları ise kaybolmuştu.
Sadık hayal meyal hatırlıyordu, Evgenia son mektubundan birkaç mektup önce eğer kendisine bir şey olursa oğlunu Sadık'a emanet edip edemeyeceğini sormuştu. Demek o sırada kocası ölmüş, kendisi de verem olduğunu anlamıştı. Sadık, acısı ruhunu ele geçirirken, bu çocuğu ne olursa olsun bulup, hayatı pahasına koruyacağına yemin etti.
İzmir'e geleli aylar olmuştu fakat Evgenia'nın oğlundan tek bir iz bile yoktu. Umudunu kesmek üzereyken bir gün dondurucu soğukta, binalardan birinin köşesine sığınmış evsiz birini gördü. Gittiği savaşlarda bazen kendisi de donmanın eşiğine geldiğinden, bu tür insanları anlayabiliyordu. Hemen yanına gitti. Kısa, zayıf bir çocuk. Kucağına aldığı gibi hemen evin yolunu tuttu. Eve girdiğine sobayı yaktı, çocuğu sobanın yanına yatırdı ve hemen yiyecek bir şeyler getirmeye gitti.
Geldiğinde çocuk ayılmamıştı, büyük ihtimalle ölüp cennete gittiğini falan sanıyordu. Başını, yüzünü örten paçavraları sıyırdığında çocuğun 17-18 yaşlarında bir delikanlı olduğunu gördü.
Ve yüzü aynı Evgenia'ya benziyordu.
Sadık hayal görüp görmediğini birkaç kez kontrol etti, ama hayır. Bu çocuk mutlaka korumaya yemin ettiği çocuk olmalıydı. Yaşı bile tutuyordu. Bir an, çocuğun annesinin zeytin yeşili gözleriyle mi kutsandığını, yoksa babası olacak herifin zehirli mavi gözleriyle mi lanetlendiğini çok merak etti.
Ertesi gün Sadık uyandığında, çocuk hala uyuyordu. Adam kendine engel olamadı ama yer yatağının başında oturup çocuğu uyurken izlemeye başladı. Çok geçmeden çocuk, annesininkilerin kopyası gözlerini açtığında, karşısında Sadık'ı görünce paniğe kapıldı. Bağıracağı sırada Sadık çocuğu sakinleştirmeye çalışıyordu.
"Dur, bağırma! Dün sokakta donmak üzereydin! Sakin ol! Seni donmayasın diye evime aldım, beni öldür diye değil!"
Bu sözleri duyan çocuk biraz sakinleşti.
"Peki neden? Her önüne gelen evsiz insanı evine mi alırsın?"
"Donmak üzerelerse, evet. Gerçi sen ilksin, İzmir'de pek dondurucu soğuk olmaz da."
"Sen kimsin?"
"Aa, doğru, tanışmayı unuttuk. Adım Sadık Adnan, askerim. Yani eskiden askerdim"
"Ee, şey, benim adım da Heracles."
"Af buyur?"
"Heracles işte, pek yaygın bir isim değil ama..." Heracles alınmış görünüyordu.
"Kusura bakma, bir şey soracağım. Annen baban nerede? Kimin nesisin sen? Sokaklarda ne arıyorsun?"
Heracles suskunlaştı.
"Babam Alex ve annem Evgenia, bir yıl arayla öldüler. Ben on bir-on iki yaşlarımdayken."
Bu kesinlikle o.
Sadık şaşkınlığını ve sevincini gizlemeye çalışıyordu.
"Madem kimsen yok, benimle burada kal. Ben de yalnız yaşıyorum. Bana arkadaşlık edecek biri lazım."
Heracles'in gözleri parladı.
"Gerçekten burada kalabilir miyim yani? Teşekkür ederim!"
![](https://img.wattpad.com/cover/59683925-288-k488896.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yangın (TurGre)
FanfictionSadık Adnan Bey, aile dostları olan Rum ailenin kızı Evgenia'ya aşık olmuştur, fakat o dönemin şartlarında evlenmelerine imkan yoktur. Aradan geçen yıllarda Sadık hiç evlenmez, fakat Evgenia zorla evlendirilmiştir. Genç kadın Heracles adını verdiği...