"Merhaba, size nasıl yardımcı olabilirim?" Gülümseyerek karşımdaki çiftle konuştum ve elimle onlara masamın önündeki sandalyeleri gösterdim. Oturdular.
"Merhaba, ben Neymar da Silva Santos Júnior." Dünyaca ünlü Brezilyalı çapkın futbolcu Neymar, gözlüğünü çıkarıp bana havalı bir bakış yolladı. Yanındaki sarışın kadın Neymar'ın aksine tatlı bakıyordu.
"Merhaba, ben de Carolin." Sarışın tatlı kadının uzattığı elini sıktım.
"Ben de Nita, memnun oldum. Anladığım kadarıyla çocuğunuz hastalanmış." Ayağa kalktım ve etrafı incelemekle meşgul olan bıdığın yanına gidip, çömeldim.
"Merhaba, ben Nita, senin adın ne?" Sevecen bir tavırla elimi uzattım. O da gülümsedi. Çok tatlı bu çocuk!
"Meu pai perguntou o que isso significa? (Baba, ne demek istedi?)"
"Anlaşılan İspanyolca bilmiyoruz. Meu nome é Nate, como esperto seu tubby? (Benim adım Nata, seninki ne akıllı bıdık?)"
"Davi Lucca." Elimi sıktı, anne ve babası ne yaptığımı anlamaya çalışıyordu, sanırım direk hastalığına bakmamı bekliyorlardı ama ilk önce Davi'yi kendime alıştırmam lazımdı.
"Estou feliz em conhecê Dave. Agora, desculpe-me encontrar onde está a dor, eu te curará. (Tanıştığıma memnun oldum Davi. Şimdi izin verirsen nerenin ağrıdığını bulup, seni iyileştireceğim.)" Başıyla onayladığında beyaz rahat sedyeye yattı.
"Evet Bay ve Bayan Júnior, beni ziyaret etmenizdeki sebep, sanırım bu kış aylarındaki salgın grip ve öksürük hastalığı." Carolin tam söze girişecekken öksüren Davi, tahminimi kanıtlamış oldu.
"Evet Bayan Nita, daha düne kadar birşeyi yoktu, birden ortaya çıktı. Gece çok ateşlendi, ben de hemen Neymar'a haber verip, size başvurduk." Başımla onaylayıp ellerimi yıkadım ve eldivenleri taktım. Boynumdaki steteskobu kulaklarıma yerleştirdim ve Davi'nin sırtını yavaşça açtım.
"Dave, agora tomar uma respiração profunda e eu queria dar-lhe. (Davi, şimdi senden derin nefesler alıp vermeni istiyorum.)"
"OK Nita. (Tamam Nita.)" Kısa süre sonra Davi'nin nefes alış-verişlerini duymaya başladım. Sırtında steteskobun ucunu biraz daha gezdirdim ten sonra Davi'nin önüne eteğime dikkat ederek oturdum. Önünü de dinledikten sonra steteskobu tekrar boynuma doladım.
Kenardaki kutudan desenli tahta çubuğu alıp, kağıdını açtım ve kağıtları çöp kutusuna attım.
"Dave, eu quero abrir uma boca grande você. (Davi, senden ağzını koccaman açmanı istiyorum.)"
"Aaaaa." Boğazları acayip doluydu.
"Boğazlarımız dolmuş."
Tahta çubuğu çöpe attım. Kenardaki ateş ölçeri alnına tuttum ve ateşini ölçtüm. 37.5. Çok yüksek değildi.
"Ateşi 37.5 derece, fazla yüksek değil."
Birkaç kontrol daha yaptıktan sonra eldivenleri elimden çıkardım ve çöpe attım, ardından yine Ellerimi yıkayıp, sandalyeme oturdum. Annesi Davi Lucca'yı kucağına oturttu.
"Davi tahmin ettiğim gibi grip olmuş. Abartılacak bir şey yok ama ben yine de birkaç tane şurup yazacağım, Davi Lucca da bunları içip iyi olacak. İlaçların nasıl kullanılacağını eczanede kutunun üzerine yazarlar. Beni sabah akşam birşey olursa çekinmeden rahatsız edebilirsiniz. " Önümden bir kağıt aldım ve kağıda şurupların adını yazdım. Arkasına da numaramı yazıp, Davi'nin annesine kağıdı uzattım.
"Başka sormak istediğiniz?"
"Çok teşekkür ederiz Nita Hanım. Eğer geçmezse sizi yine rahatsız ederiz." Carolin, Neymar'ın aksine daha sıcakkanlıydı. Neymar'ın tek yaptığı şeyse geldiğinden beri bana yiyecekmiş gibi bakmasıydı.
"Sizin sormak istediğiniz bir şey var mı Neymar da Silva Santos Júnior?" Parmaklarımı masanın üzerinde birbirine kenetledim ve yapmacık bir şekilde gülümsedim. O da bana çarpık bir biçimde sırıttı. Hadi ama, kendini yakışıklı mı sanıyordu?
"Sadece, numaranızı rica edeceğim. Sizi rahatsız edebileceğimizi söylemiştiniz."
"Karınıza verdim."
"O benim karım değil."
"Pekala, o zaman sevgiliniz--"
"Sevgilim de değil. Bana numaranı ver." Kaşlarımı alay edercesine kaldırdım.
"Numaramı 'herkes'e vermiyorum."
"Az önce Carolin'e verdin. O da senin için bir 'herkes', değil mi?" Derin bir nefes verdim. Bir hastamla kavga etmemem gerekirdi, değil mi?
Önümdeki kağıda sinirli bir biçimde rakamları sıraladım ve ona uzattım.
"Biz çıkıyoruz." Carolin, Davi'yi giydirmişti bile.
"Siz gidin ben geliyorum." Carolin başıyla onayladı.
"Herşey için teşekkürler Nita Hanim."
"Rica ederim, ne demek?" Ayağa kalktım. Davi bana el sallayınca ben de hafif eğilerek ona el salladım. Onlar çıktı. Benim elimde kağıt kalmıştı.
Sandalyeme sakince oturdum ve kağıdı uzattım. Aldı ve okudu.
"Okunmuyor." Bana kağıdı tekrar bir çocuk gibi uzattı. Ofladım.
"Davi senden daha olgun bir çocuk." Başka bir kağıda tekrar numarayı yazdım. Parmaklarını parmaklarıma bir tüy gibi hafifçe sürerek aldı ve kağıda baktı. Daha sonra bir kağıt aldı ve bir şeyler yazıp, kafama fırlattı. Oflayıp kağıdı açtım ve okudum. Numarası?
"Seni rahatsız edeceğim." Ayağa kalktı ve kapının önüne gitti. Sonra tekrar arkasını dönüp bana baktı.
"Genç ve seksi bir doktorsun, ben bunak bir karı bekliyordum."
"Siktir!"