"Gerard!" O golden sonra beni kimse tutamazdı. Zaten en ön sıradaydım ve görevliler beni tanıdığı için tutmazdı. Tribünlerin demirinden çıktım ve kolarak Gerard'ın kucağına atladım. Hemen kalçalarımdan tutup dengede kalmamızı sağladı. Dudaklarına kocaman bir öpücük kondurdum ve kollarımı boynuna doladım. (Hikayede Gerard Pique'nin Shakira ile evlenmediğini ve çocuklarının henüz olmadığını düşünün). Kafamı geriye çekince sırıtan bir Pique ile karşılaşmak beni mutlu hissettirmişti.
"Tebrik ederim sevgilim." Kulağına fısıldadığımda güldü. Stadda o kadar çok ses vardı ki gülüşünü neredeyse duyamıyordum. Elleri fısıldamam üzerine kalçalarımı daha çok sıktı. Dostum bu taytlar bir harika! İstediğim gibi hareket edebiliyorum.
"Teşekkür ederim. Nita, güzelim beni zorluyorsun." Son cümleyi kurmasının sebebi, sanırım kulağına bir öpücük bırakmamdı. Ah evet sebebi buydu.
Sahada büyük bir sevinç vardı. Barcelona taraftarları sevinç içinde bağırıyor ve tezahürat yapıyordu, takımdaki oyuncuların yüzünden silinmeyen bir gülümseme vardı.
"Bence beni artık indirmelisin, kameralar bizi yeterince çekti." Kahkaha attığında ben de gülümsedim.
"Bence seni indirmeden direk eve götürmeliyim."
"Ah hayır daha kutlamaya gideceksiniz." Yavaş adımlarla soyunma odasına gitmeye başladık. Elimi ensesine attım ve saçlarıyla oynamaya başladım.
"Kutlamaya gitmeyebilirim." Ayağıyla soyunma odasının kapısını açtı.
"Gitmelisin."
"Gitmeyeceğim." Beni soyunma odasındaki koltuğa bıraktı ve tişörtünü çıkardı.
"O haklı Gerard, gitmelisin." Kaşlarımı çatıp içeri giren oyuncuya baktım. Gözüm bir yerden kestiriyordu ama.. Ah, çapkın Neymar.
"Sevgilimle vakit geçirmek daha cazip geliyor." Gerard dolabından bir havlu çıkarıp, yanıma bıraktı. Duş alacaktı.
"Bardaki kızlarla da aynı vakti geçirebilirsin, hadi ama Gerard." Gözlerimi kocaman açıp Neymar'a baktım.
"Siktir!"