5

1.2K 45 8
                                    

Hafta sonu! Güzel bir Cumartesi sabahı, Gerard'ın yatağında, onun kollarında uyanmaktan başka güzel bir şey var mıdır acaba?

Gerard'ı dikizlemeyi bırakıp, çenesine bir öpücük kondurup, tuvalete girdim. İşlerimi hallettikten sonra çıktım ve koşarak aşağı inip, güzel bir kahvaltı hazırladım. Daha sonra tekrar yukarı Gerard'ı uyandırmak için çıktım. Ama o yatakta uyanmış beni bekliyordu.

"Günaydın!" Bağırarak odaya girdim ve dolaptan sarı şort ve siyah tişört çıkarıp giydim. Altına da beyaz Converse'lerimi geçirdim. (Multimedia) Saçlarımı açık bırakıp, Gerard'a döndüm.

"Hadi kahvaltıya inelim."

"O manzarayı gördükten sonra kahvaltı yapmam biraz zor olacak gibi." Utandığımı belli etmemek için arkamı döndüm ve saçlarımı düzeltiyormuş gibi yaptım.

"Hadi Gerard ben acıktım." Arkamı dönüp cırladığımda kıkırdadı ve yataktan kalktı. Üstünü değişeceğini anladığımda telefonumu alıp odadan çıktım ve aşağı indim. Yaklaşık üç dakika sonra o da indi.

#####
Kahvaltımızı yapıp, beraber masayı toplamıştık. Şimdi ise Gerard bir koltukta televizyon izliyor, ben de telefonumdan Neymar'ın fotoğraflarına bakıyordum.

Bir süre sonra sıkıldım ve telefonumu kenara bıraktım.

"Gerard hafta sonumu böyle mi öldüreceğiz?" Televizyonu kapattı.

"Bence de. Hadi bahçeye çıkıp senle futbol oynayalım." Kenardaki topu aldım. Zira bu evdeki her yer top kaynıyordu zaten, bulmam zor olmamıştı.

Elimi tuttu ve beraber arka bahçeye çıktık.

"Hadi bakalım, kim daha çok sektirecek?"

"İlk önce sen başla." Topu ona attım. Hemen tuttu ve ayakkabılarını çıkardı.

#####
"378-379-380-381-382-383 Ama ben sıkıldım!" Çimlerin üzerinde yuvarlanmayı bırakıp Gerard'a döndüm. Daha sektiriyordu.

"Anladık, çok iyi bir futbolcusun, Barcelona'da oynuyorsun tamam anladık!" Kahkaha attı ve topu havalı bir hareketle eline aldı.

"400'e tamamladım. Sıra sende." Ayakkabılarımı çıkarıp topu aldım.

"Hava çok sıcak." Bileğimdeki tokayla saçlarımı tutturdum ve tişörtümü çıkardım. Gerard hafif yutkundu.

"Hadi başla." Topu ayağıma aldım ve sektirmeye başladım.

#####
"Gerard çok yoruldum. 183 yaptım ve ölüyorum. Sevgilim bacaklarımı hissetmiyorum ah!"

"Dayan sevgilim! 207 oldu hadi!"

"Yapamayacağım. Yapamayacağım."

"Sen Gerard Pique'nin kızısın! Hani şu dünyaca ünlü futbolcu olan. Hadi sevgilim yapabilirsin!"

"Bacaklarım uyuştu!"

"135 oldu hadi hadi!"

"Sen beni videoya mı alıyorsun?"

"Evet tüm dünya görecek sevgilim hadi devam et 147!"

"Ahh. Canım çok acıyor."

"200'e tamamlarsan bacaklarına güzel bir seans düzenleyeceğim sevgilim. Hem de ellerimle! Hadi hadi!"

"197-198 Ahh bırakıyorum Gerard!"

"Son bir tane sakın düşürme topu! OLEEEYYYY!!!!"

#####
Gerard'ın attığı videoyu son kez izledim. Bizi destekleyenler de vardı, Gerard'ın beni hak etmediğini düşünüp benden nefret eden de. Aslında ilişkimiz uzun süredir sürüyordu, ben sadece bunu size şimdi söylemek istedim. Her neyse.

Kamerayı açtım ve bacaklarıma masaj yapan Gerard'ın birkaç fotoğrafını çektim. Sonra sessizce telefonumu kenara koydum.

Aniden gelen kusma isteğiyle Gerard'ın ellerini bacaklarımdan çektim ve koşarak lavaboya girdim. Kapıyı arkamdan kilitleyip, klozete içimdekileri çıkardım. Kendimi toparladıktan sonra sifonu çektim ve elimi yüzümü yıkayıp lavabodan çıktım. Çıkmamla birlikte Gerard'ın bana sarılması bir oldu.

#####
"Kızım bak bana bence sen kesin hamilesin." Kaşlarımı çatıp bağırdım. "Ne?!"

"Bak cidden." dedi ve dudağının kenarında kalan çikolata parçasını sildi.

"Victoria Tanrı aşkına ne saçmalıyorsun sen?"

"Kızım sen en son 2 ay önce birlikte olduk demedin mi?"

"Evet." diye mırıldandım. "E son birkaç gündür kusuyormuşsun zaten."

"Ya hayır." Olamazdı. Yani olmazdı herhalde.

"E bi test yaptıralım hastanede." Başımı iki yana salladım. "Hastaneye filan gerek yok ben hamile değilim."

"Peki sen bilirsin. Hadi kahveni iç de kalkalım." Eğer olur da minik bir ihtimal, içimde bebeğim varsa kahve zarardı.

"Boşver ya içmeyeceğim hadi gidelim." Bana gıcık bir şekilde sırıttı. Neden içmediğimi anlamıştı.

"Tamam." Hesabı ödeyip, kafede çıktık.

#####
Klozetin kapağını kapayıp, sifonu çektim.

"Nita, iyi misin?"

"Evet!" Elimi yüzümü soğuk suyla yıkayıp, lavabodan çıktım. Koca ellerini yanaklarıma yerleştirip yüzünü yüzüme yaklaştırdı.

"Doktora gidelim mi?"

"Doktorun kendisi burada!" Cırlayıp kendimi deri koltuğa bıraktım.

"Sevgilim bak iki gündür kusuyorsun ve bu beni endişelendiriyor." Masadaki minik kekler gözüme çok çekici gelince ağzıma bir tane attım.

"Endişelenme."

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Aug 11, 2017 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Doctor and NeymarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin