İKİLİ HAYAT

72 8 4
                                    

Giriş
Gizem ehliyetini aldığı için doğal olarak çok heyecanlıydı. Tabi 2 hafta önce değilde 2 yıl önce almış gibi davranıyordu(!) ve boş bir arazide hız yaparak sürmek istiyordu hayır yani kendisi tek başına sürse neyse ama yanında benide sürüklüyordu.
İkizlerin birbirlerine benzemeleri gerekmiyor muydu? Bizim dış görünüşümüz dışında herşey farklıydı.
Ben herşeye hakim olan, işleri kontrol altında tutan, sorumluluğunu bilen bir kızdım. Gizem; Gizem ise.. O aklı bir karış havada, sadece -ânı- yaşayan, herşeyi son dakikaya bırakan bir kızdı. Eminim ki sorumluluğun sadece kelime anlamının bile ne anlama geldiğini bilmiyordu.
"Ya Sare hadi ama ikizini yalnız mı bırakacaksın?"
Evet şunuda kabul etmem lazım ki mimikleri benden daha iyiydi. Gerçibenden her konudan daha iyidi ama konumuz bu değil.
Özellikle alt dudağını çıkarınca Gizem'e hayır diyen birisini görmedim. Henüz. Umarım yakında biri ona şöyle güzelce bir hayırı yapıştırır.
Gizemle bu aralar birbirimizden uzaklaştığımızın farkındaydım. Ve yeni değişiklikler olmuştu artık onunda bilmesini istiyordum. Görkem'den hoşlandığımı daha fazla içimde tutabileceğimi sanmıyordum. Fırsat bu fırsattır diyip kabul ettim aksi takdirde benimle konuşmaz ve beni dinlemezdi. Teklifini kabul ettim ve aşağıya inip arabaya bindik. Gizem zengin olduğumuzu kullanan bir kızdı, bu yüzden babama ehliyetini aldığı gün araba aldırmıştı
"Gizem biraz daha hız yaparsan aya arabayla giden ilk insanlar olucaz!"
Arabanın lastiklerinin yolda çıkardığı seslerden bağırarak konuşmak zorunda kalıyordum.
"Kızım ne sıkıcısın gerçekten! Okulda neden "ezik" olduğuna şaşırmamalı."
Evet Gizem bulduğu her konuda beni ezerdi. O herkes tarafından sevilen, tanılan, herkesin onunla arkadaş olma istediği, sürekli bir yerlere davet edilen kızdı.
Bense sadece 3 kişiyle takılan sıradan bir son sınıf öğrencisiydim. Gizem'in benden çoğu konuda üstün olduğunu ben zaten kendim biliyordum ondan iyi olduğum tek nokta derslerimdi ama bunu yüzüme vurmaları özellikle de Gizem'in yüzüme vurması fazlasıyla kırıcı oluyordu.
"Arabayı yarış değilde normal bir arabaya sürüyormuş gibi kullansan çünkü çığlık atmak yerine seninle konuşmak istediğim bazı şeyler var!"
Kaşlarını "ne?" Dermişcesine kaldırdı ve kafasıyla devam et gibi salladı.
"Tanır mısın bilmiyorum ama kendisi de benim gibi ezik."
"Sare biliyor musun artık şunu desem Sare kırılırmı değil de ağlamaya başlar mı? Diye düşünüyorum."
Sesi alaycıydı. Her zamanki Gizem işte.
"Görkem. Ondan hoşlanıyorum Gizem! Onu gördüğümde elim ayağım titrityor, kalbim ağzımdaymış gibi oluyorum. Göz göze geldiğimizde en fazla 5 saniye bakabiliyorum sonra ordan hemen uzaklaşıyorum."
"Bir de saydın mı?"
"Bir kere Gizem! Bir kere ciddi olur musun? Benim için!"
Gizem bir kaç saniye gözlerimin içine baktı ve sonra arabayı kenara çekti.
"Demek benim ezik ikizim aşık oldu ha?"
Sorudan çok alay ediyordu sanki.
"Aşık değilim. Hoşlanıyorum."
"Evet zaten hep öyle oluyor neyse hadi bunu kutlamak için uçalıııım."
Daha ben ne olduğunu anlamayadan Gizem o kadar hızlandı ki korkudan gözlerimi açamıyordum.
Arabanın tekerleğinin fırladığını ve takla attığımızı hissettim çünkü hâlâ gözlerimi açamamıştım.
Gizem'e döndüğümde kandan ibaretti sadece. Kendime bakabilme cesaretini bulamıyordum. Koltuktan kaymıştım arabanın kapısı ve koltuk arasyındaydım. Gizemin bilinci kapalıydı sadece bayılmıştır diyip kendimi sakinleştirmekle geçindim.
Bacaklarımı kendimi ittirip dışarı çıkmak için kullanıcaktım fakat bacaklarımı hissedemiyordum! Korktuğum ve paniğe kapıldığım için psikolojimin bana bir oyun oynadığını düşündüm.
Yaklaşık 20 dakikadır çabalıyordum ama sonuç hep aynıydı. Bacaklarım olmadan yaşayamazdım ki ben. Birden herşey çok fazla gelmeye başladı ve sadece bende tıpkı Gizem gibi o anlık düşünceyle hareket ettim.
Arabanın içi cam kırıklarıyla doluydu büyük bir cam parçasını aldım ve annemle babamı düşündüm onlara sarılışımı, ve kafamı zar zor yana çevirip kardeşime baktım. Ona tebessüm ettim. O aileme benden kalan bir izdi artık.
"Seni seviyorum benim şımarık ikizim. Umarım bugünden sonra artık hız yapmazsın. Seni yanlız bıraktığım için özür dilerim, zaten çevrende benim yerimi doldurabilecek insanlar var."
Ve hiç tereddüt etmeden cam parasını hızlı, sert bir şekilde karnıma sapladım. Arabanın içi benim çığlığımla doldu. Ağzımdan siyah renkte kanlar çıkmaya başladı, acıyla savaşmadım, gözlerimi kapadım ve kemdimi ölümün kollarına bıraktım. Çünkü daha fazla canımın yanmasını istemiyordum. Bilincim kapanmaya başlıyordu. Son hatırladığım ise kafamın düştüğünü hissettiğimdi.
Kendimi bıraktım ve karanlığa teslim oldum...

İkili HayatHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin