Thomas'ın ağzından:
Gerizekalı Selen yüzünden o uyuşturucu kullanabilirdi hatta onun yüzünden kendi okuluma geri bile dönebilirdim. Neyse ki Mme Rosalie var...
Okuldan sonra Selen'den intikam alabilirdim ama bugünlük bu kadarlık "sıradışılık" yeterdi. En azından biraz saygım vardı düşmanıma. Heey ben ne diyorum? Ben ve saygı? WHAT THE FUCK?
Her neyse Selen güzel bir kızdı aslında kızın geçmişi hakkında gereğinden fazla şey biliyordum. Thanks Emir!! Emir hala Selen'i seviyor, bunu görmemek için kör olmak lazım. Onların geçmişi çok farklı. Hani Facebook'un en büyük dalga konusu....
En iyi arkadaşlar birbirine aşık oluyor ahh pardon sadece biri birine. Yani anladığım kadarıyla. Selen'in yeni bir sevgilisi olmuş şu an. Paparazi Emir'imiz dakikasında öğrenmiş. Anlamadığım şey benimle "yalancık" tan çıkarken o çocukla çıkması, ben onu kurtarıyorum ama o beni ne duruma sokuyor, neyse ki Emir çok takılmadı bu konuya sanırım alışık onun bu hallerine. Ben burdan Selen'in hiç aşık olmadığını çıkartabiliriz diye düşünüyorum. Ama Ben onun kadar aşık olsam böyle davranmazdım. Böyle davranmasının iki nedeni olabilir: ya acı çekmeyi seviyor, ya da macera seven biri.
Yattıkları geceyi bana bir anlatışı vardı... Ona yazdığı şiirler... Biraz daha dinleseydim Selen'e ben bile aşık olabilirdim. Off ben yine konudan saptım. Cloé ( benim eski aşkım ) öldüğünden beri doğru düzgün düşünemiyordum. { yazardan açıklama: Thomas niye Selin'e aşık diye düşünebilirsiniz, bu kız ne saçmalıyor, Emir hani Selin'le çıkıyordu, ama inanın insan aşık olduğunu düşünebiliyor bazen Thomas da öyle sadece küçük bir ışık içindeki Selin'e karşı... hem onun başından geçenleri bilmiyorsunuz, ve bu olay gerçekten başımdan geçti yani gerçek ismi çocuğun Thomas değil ismini boşverin. Ama çocuk eskiden bir kızı çok seviyormuş ve her şeyi beraber yapıyorlarmış. Sonra kız trafik kazası geçirmiş ve ölmüş. Ve bu sanırım çocuğun psikopatlığını açıklıyordur. Sonra gerçekten ciddi tedaviler görmüş. Aslında hikayeyi başımdan geçenlerden saptırdım çünkü bana hayatımı yazsam çok sıkıcı olucakmış gibi geldi. Daha sıradışı olmalı. Yani zaten Selin devam edince olaylar iyice karıştı. Yapmayı hiç düşünmediğim şeyler yazdı ama şöyle düşünebilirsiniz insanın hayatta hep istediği şeyler olmuyor malesef:( ben de bunu boşverip daha farklı bir kurguya çevirdim. Ama kişilikler aynı yani bir değişiklik yok isim değişiklikleri ve merak ettiyseniz söyliyim oraya Selin ismini gerçekten Selin Baykal'ı düşünerek yazmadım. Arkadaşlarına ihanet eden bir insan değilim ve en iyi arkadaşımın aşık olduğu/sevdiği çocukla yatmam /öpüşmem off içine ettim bölümün neyse ben devam ediyorum:))))
Selen'in ağzından:
Thomas aslında benim hayalimdeki prens olabilirdi, keşke daha düzgün başlayabilseydik. Çoğu insan için bunu söylüyorum nedense... Ya da keşle bu kadar iyi başlamasaydık... Keşke insanların davranışlarının neden olduğunu anlayabilseydik. Keşke keşkelerimiz keşke olmasaydı... Neyse... Şu an birini mutlu rtmrk için onunla çıkıyorum yetmezmiş gibi bir "Fransız" sevgilim var. Ha-ha ne kadar havalı.... Bunları bırakıp deneme yazmam lazım. Eğer bir gün daha geciktirirsem Hi Mme Rosalie:((( çantamdan ödev kağıdımı çıkardım ve okumaya başladım.
Konu: aşk
Aghh bize böyle ödevler vererek dersi sevdirebileceklerini sanıyorlar oysane kadar da saflar elimde aşkla ilgili yazılmış olan milyonlarca deneme var ablanız çok deneyimli de:)) denemelerimi yazdığım defterimi açtım. Bazı yazılarıma bakıyorum da neler yaşamışım... Hıh ışte buldum. Bunu yazdığım zamanı hatırlıyorum da... Neyse, bunu ödev kağıdına geçirmeye başladım.
Aşk.... Onu gördüğünde heyecanlanmak mı yoksa onu başka biriyle gördüğünde üzülmek mi? Ne zaman adını koyarız onun? Ne zaman anlarız sırılsıklam aşık olduğumuzu? Ne zaman anlarız hiç bir şey kalmadığını içimizde? Kimseye güvenemeyiz aşık olduğumuzda, onun gözleri hep güveni sağlar bize... Onun kalbi bizi güvendirir hayata. Onunla beraberken hayat bir mucizedir oysa o yokken, onu başkasıyla gördüğümüzde ya da dalga geçtiklerinde kabusumuz oluverir birden, utandırır, bazen de mutlu olur insan ama genelde hüzündür aşk...
Sadece Paris'te güzeldir. Gece güzeldir, ağladığında yanında olduğunda güzeldir, yağmurda güzeldir, onu gördüğünde güzeldir, rüyalarda güzeldir... Müzik dinlerken güzeldir, hayal kurarken güzeldir. En önemlisi karşılıklı olduğunda güzeldir, bir şeyler paylaştığında hayata sulu gözlerle bakmamaya başladığında... İnsanlar genelde başkasını anlamaz onunla ilgili, her insan farklı aşık olur bence, her insan farklıdır düşünceleri de, bu yüzden her insan farklı aşık olur. Tek ortak noktası ölünceye kadar bir umudun olmasıdır, hayallerle yaşamaktır, bazen de imkansız olmaktır. Zaten çoğu insan imkansıza aşk demez mi?
Sevdikleri için yaşar insan, kendisi için yaşayanlar en küçük şeyde pes ederler, düşüncesizdir onlar, bencil ve cimri. Aşık olduğunda bile o'nun mutluluğu için yapar bazı şeyleri insan, yapmak zorunda hisseder, karşısındakine verir şansı. Bunu yaparken bile çok küçük bir umut vardır.
İnsan dışı bir varlık olduğumu düşünmüyor değilim, özellikle sen karşımdayken, pamuk şekerlerin içinde kaybolmak varken bile hep aşk vardı benim içimde. Mutlu olmak istedim hep ama olamadım, hep kaybettim, hep onlar kazandı, kendi kafalarındaki sahte resimlerle onlar kazandı.
Bana baktığını görüyorum bazen, ama inanasım gelmiyor, çünkü hep inandım başkalarına hep dolduruldum hep imkansızlara aşık oldum. Ben de imkansız oldum.
BUNU KİME YAZDIĞIMI SÖYLEYEBİLİRİM ZATEN TÜRKÇE BİLMÜYOR. MATTEO. KENDİSİ BİR İTALYAN OLUYOR. ASLINDA O KADAR ACITASYON YAPTIM DA ONU O KADAR DA SEVMİYORDUM. VE BURDAN BUNU YENİ ÖĞRENECEK ECE'YE SELAMLAR BANA KIZMA OLUR MU? BUNUN DIŞINDA BAYA BİR SÜRE YAZAMADIM SİZDEN ÇOOOK ÖZÜR DİLİYORUM AMA DİL OKULUNDAYDIM VE GERÇEKTEN HİÇ ZAMAN YOKTU. BU YAZIYI HİÇ BİR ZAMAN ANLAMAYACAK OLSAN DA BU BÖLÜMESKİ SEVGİLİM MATTEO'YA....
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İlk Aşkım
Teen FictionDün kadar yakın, yarın kadar uzaksın bana. Göz açıp kapayıncaya kadar kayan bir yıldız gibi, göz açıp kapayıncaya kadar akan zaman gibi... Aslında gerçeksin; ama sadece rüyalarda... Dediğim gibi aramızda sadece göz açıp kapama dışında engel yok. Ala...