Bölüm 1

288 9 0
                                    

Sonunda dört yıllık bir işkencenin sonuna geldim. Finallerim bitti ve resmen mezun oldum. Balıkesiri özlemeyeceğim dersem yalan olur. Ama buradan en kısa sürede uzaklaşsam iyi olacak. Balıkesir ne kadar güzel bir şehir olsa da bana yaşattıkları buradan soğumam için gerekli bir sebep olduğunu düşünüyorum. Tabii ki güzel anılarım da var. İnsan ilklerini yaşadığı şehri unutur mu hiç? Sizi bilmem ama ben kesinlikle unutmam.

Artık valizlerimi toplama vakti gelmişti. İki kapaklı ahşap elbise dolabımı boşaltırken duygulanmamak elde değil. Bir daha bu şehire, bu mahalleye, bu eve hatta bu odaya girmeyecek olmak yeterince acı bir durum zaten. Tüm bunları düşünürken aklımda "acaba unuttuğum bir şey var mı?" sorusu gidip geliyor. Önceki senelerde yaptığım gibi "aman ya önemli bir şeyse zaten unutmazdım" diyemiyorum. Çünkü bu yolun bir daha dönüşü olmayacak. Kesinlikle iyi düşünmeliyim ve tek bir eksik olmadan bu tek katlı müstakil evden çıkmalıyım. Sanırım her şey istediğim ve düşündüğüm gibi gidiyor. Hiç bir şeyi unutmadan evden çıkıyorum derken ceplerimi kontrol ediyorum fakat otobüs biletimi bulamıyorum. Hay aksi! Nereye kayboldu bu bilet? Otobüsün hareket saatine de çok az bir zaman kalmışken başıma gelen bu durum kelimelerle anlatılmayacak kadar zor bir durum. Biletim olmadan tabii ki binebilirim otobüse. Fakat insan o panikle bunu düşünemiyor.

Otobüs çoktan kalkmış ve Antalya yolunu tutmuştu. Tüm hayallerim suya düştü. Çünkü ilk defa ailem bana tatil izni vermişti. Yapacak hiç bir şey kalmadı artık. Mecburen ailemin yanına gidip tatili onlarla birlikte geçirecektim. Başka planlar yaparım düşüncesinden dolayı bu durumu aileme söylemedim. Ve iyiki de söylememişim. Babam arayıp "bir ihtiyacın var mı oğlum?" dedi. Bu bugün duyduğum en güzel cümlelerden biriydi. Ben de durumu idare edebilmek için "biraz var baba" dedim. Baba serttir ama bir o kadar da merttir, merhametlidir. Cevap gecikmedi "Bugün para yatırdım hesabına oğlum, dikkat et oralarda kendine. Tatili fazla uzatma." dedi ve kapattı telefonu. Çok mutlu olmuştum. Antalya tatili bir gün rötarlı olsa da gerçekleşecekti. Saat artık geç oldu, en iyisi uyuyayım diye düşünürken kapı çaldı. Biraz ürktüm tabi. Gecenin bu saatinde gelen kimdi acaba? Çekinerek kapıya yaklaştım. Zil tekrar çalmaya başladı ve arkadan "Orhaaaan!" diye bir ses duydum. Ezgi'nin sesiydi bu. Rahatladım ve kapıyı açtım.

-"Bu saatte ne arıyorsun burada Ezgi?" dedim.

-"Mert'le konuşuyordum ve otobüsü kaçırıp gidemediğini söyledi, ev arkadaşım memleketine gitti tek başıma korktuğum için yanına gelmek istedim." dedi.

Açıkca ben de korkuyordum ve bu benim işime gelmişti. Ezgi'ye hemen yer yatağı hazırladım ve yataklarımıza girip sohbet etmeye başladık. Antalya'ya tatile gideceğimi söyledim. Ezgi'nin Antalyalı olması benim için bir şanstı. Bunu ona çaktırmadan ondan faydalanmak istiyordum. Ama ne yapmam gerektiği hakkında hiç bir fikrim yoktu. Ezgi biraz uçuk bir kızdır ve her zaman çılgın fikirleriyle gurubumuzun en deli kızıdır. O çılgın fikirlerinden bir tanesi ne zaman gelecek diye düşünürken çok da beklemedim. Ezgi yine bir delilik yapıp

-Antalya'ya otostop ile gidelim Orhan, lütfeen." dedi ve...

KANLI OTOSTOPHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin