Multimedyada Dila
Sabah gözümü açtığımda şiddetli bir baş ağrısı duyuyordum.Annem kapıyı tıklatarak "aç artık şu kapıyı kızım hadi herkes kahvaltıda seni bekliyoruz"dedi.Yataktan zorlukla kalkıp gardrobuma doğru ilerledim.Pembe pijamalarımı çıkardıktan sonra üstüme formalarımı geçirdim.Bugün pazartesiydi ve okul gitmem gerekiyordu.Baya devamsızlık yapmıştım.
Üzerimi giymeyi tamamladıktan sonra kahvaltıya gittim.Masanın karşısındaki Koray hemen beni fark etti ve "günaydın uykucu"diye söylendi."Sana da günaydın Koraycık"diyerek masaya oturdum.Koray'ın bakışları hala üzerindeyken ona bakıp "ne var"dercesine elimi salladım.Hafif sırıtarak "yok birşey sen hala liselisin değil mi?"diyince "evet ne olmuş yani"deyip gözlerimi kısarak bakmaya devam ettim."Beni yanlış anladın Dilam"dedi.Ben de hiç cevap vermeyerek "herkese afiyet olsun benim okula gitmem lazım"diyip kapıya doğru ilerledim.
Arkamdan gelen ayak sesleriyle peşinden Koray'ında geldiğini tahmin etmiştim ve tahminimde yanılmamışım.Omzumdan tutup beni kendine doğru çektiğinde "ne yapıyorsun Koray"dedim."Sadece beni yanlış anladın ve özür dilerim"diyip sarıldı.Kollarım boşlukta kalmıştı sarılmak istememiştim."Tamam hadi ama böyle yapma okuluna ben bırakıyım seni olmaz mı?"diyince ters ters yüzüne bakarak "tabi bir de elimi tut ne dersin Koray"diyerek arkama bile bakmadan kapıyı çarpıp çıkmıştım.
Nedense beni her zaman sinir etmeyi başarıyordu.Belki de bu yüzden bunca sene arayıp sormamıştım onu.Tam unuttum galiba derken ailesini de alıp yine başucuma gelmişti.Bütün bunları düşünmeyi bırakıp derse odaklanmalıydım ama olmuyordu.
Bütün ders ellerimi başıma koymuş bir şekilde Korayın niye buraya geldiğini neden bana böyle davrandığını düşünüp durmuştum.
Sonunda çıkmak için zil çalmıştı.Bir anda düşüncelerimden sıyrılarak etrafima baktım.Ebru kolumdan tutarak "kızım hadi kalksana ne bu leyla halin"diyince yüzüne bakarak "yok birşey Ebru biraz başım ağrıyor sadece"dedim ve çantamı toparlayıp okuldan çıktık.Tam bahçe kapısının önünde Koray'ı görmemle kelimenin tek anlamıyla şok geçirmiştim.
Bir eli cebinde öteki eliyle de sigarasını tutmuş içiyordu.Beni görünce hemen söndürüp yanındaki çöpe attı.Yüzünde kocamam bir gülümseme oluşmuştu.Yanından Ebruyla beraber geçerken Ebru beni sarsıp "kızım kim bu yakışıklıların efendisi?"diyince "tanımıyorum ben onu"dedim."Kızım saçmalama tanımıyorsun diye mi gözlerini sana dikmiş bakıyor?"diyince Koraya göz ucuyla bakıp hemen başımı çevirdim ama çok geçti."Dilam"diye seslenip bi koşu yanıma gelmişti.
Ebru ağzını kocaman açmış Koraya bakarken kolunu dürttüm."Ah şey ben de eve gidiyordum sonra görüşürüz Dila"diyip koşarak yanımızdan uzaklaştı.Ama hala geriye dönüp aptal aptal sırıtarak Koraya bakıyordu ve cidden sinir olmuştum bu duruma.
Koray yanağımı sıkarak "naber küçük kız"diyince "git başımdan Koray eve kendim tek gidebilirim.Sen niye geldin ki?Sabah ki tavrın yetmedi mi yoksa?"diye saydırıp kolunu ittirdim ve yürümeye başladım.O da hemen yanıma gelip beni durdurdu ve "saçmalama sabah ki mevzu tamamen senin yanlış anlamanla alakalı ben sadece yıllar öncesinde arkamda bıraktığım ve çok özlediğim İzmiti gezmek için yanına gelmiştim."dedi.
Ters ters bakıp "ee neden yanıma geliyorsun ki tek başına gezemiyormusun yoksa"diyince "of bak Dilam cidden çok özür dilerim tamam hatalıyım ama lütfen böyle yapma"dedi.
"Ne yapıyormuşum ki Koraycıkla beraber İzmiti gezmek istiyorum sadece"diyip gülümseyerek koluna girince şaşkınlıkla "ne yani affettin mi beni?"dedi."Ne yapmıştın ki affedeyim?"diyip olayı bilmemezlikten geldim ve konuyu burada kapattım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Küçük Kadınım
RomanceYıllar öncesinde 2 asker arkadaşının birbirine verdikleri söz Masum,üniversiteye hazırlanan bir genç kız Hayatı dolu dolu yaşayan üniversiteden mezun olmayı bekleyen bir genç adam Çocuklukları beraber geçmiş ve her dakika küçük kıza aşkla bakan genç...