Filmin tam son sahnesinde gelin olan kızla damat öpüşmek üzereyken Koray kulağıma yaklaşıp fısıldadı "bu tabloyu o kadar çok görmek istiyorum ki".
Koray'dan
Söylediğim cümlenin farkına vardığımda herşey için çok geçti.Yanlış anlamıştı bir kere.Ya da tam olarak doğru da anlamış olabilirdi.Her neyse bunu şimdilik düşünmeyi erteledim ve yüzünü büyük ihtimalle kızardığı için elleri arasına almış Dila'ma baktım.Ellerini tutup çektim.
"Dilam öpüşme sahnesinden utandın mı yoksa?"diyip muzurca gülümsedim.Ellerini bir anda yüzünden çekti gerçekten de yüzü kıpkırmızı olmuştu tam da tahmin ettiğim gibi.
"Ne ne saçmalıyorsun sen?Tabiki de hayır sadece başımı ovuşturuyordum."dedi küçük yalancı.
Daha fazla onu utandırmayarak "peki peki hadi kalk ta çıkalım tek bi kaldık salonda"diyerek küçük yalancımın kolundan tuttum ve kaldırdım.Kol kola girip sinema salonundan çıktıktan sonra Dilam bir anda telaşlanarak elini cebine götürdü.
"Koraycık telefonumu bulamıyorum düşmüş olabilir mi salonda?"
"Dilam telaş yapma hemen sen filme dalmıştın herhalde düştüğünü fark edemedin telefonunun.Ama Koraycığın fark etti ve tatatam al bakalım telefonun."diyerek telefonu uzattım.Bir anda derin bir nefes aldı ve boynuma sımsıkı sarıldı.
"Koraycık iyi ki varsın çok teşekkür ederim."dedi.Ben de o anki şaşkınlıkla boşlukta kalan kollarımı Dilamın küçük bedenine sardım sıkıca.Bu an hiç bitmesin istiyordum ama her güzel anın bir sonu mutlaka vardı.Onun çiçek kokan kokusu ruhuma huzur veriyordu.Gözlerine her baktığımda dalmaktan korkuyordum derinliğine,çünkü eğer dalarsam yanlış anlayabilirdi.Daha doğrusu doğru anlardı ama benim ona olan hislerimi bilmesini istemiyordum.Yoksa onu tamamen kaybedebilirdim.Ve bunu asla göze alamazdım.
"Koraycık beni boğuyorsun çek artık şu kaslı uzun kollarını."diyene kadar dalıp gitmiştim.
"Dilam seni o kadar özlemişim ki şu geçen yıllarda,bir türlü hasretimi dindiremiyorum."
"Koray aslında ben de özlemişim biliyor musun."
"E madem özledin neden bunca sene sana gönderdiğim mektuplara da aramalarıma da cevap vermedin?"
"Ya bunun nedenini cidden sorma çünkü ben bile bilmiyorum.Biliyorum hatalıyım ama bundan sonra söz en yakın arkadaşım sen olacaksın ve her zaman yanında olacağım."
"Eh peki öyle olsun bakalım."diyerek sağ kolumu küçük kızın beline koydum ve dışarı çıktık.Durağa gelene kadar hiç konuşmamıştık.Otobüsün gelmesini beklerken Dilanın telefonu çalmaya başlamıştı.
"Evet anne çıktık biz çoktan şimdi otobüs bekliyoruz.Tamam anne dikkatli oluruz merak etme Koray zaten yanımda."
"Dilam saat daha 8 direk eve gitmesek şöyle seni güzel bi pizzacıya götürsem ha?Ne dersin?"
"Saçmalama Koray yemekler hazırmış bizi bekliyormuş herkes,hadi bak otobüste geldi."diyince konuşmama fırsat vermeden kolumdan tutup çekti.Otobüste en arkada boş olan 2 koltuğa oturmuştuk.Dilamın uykusu gelmiş olacak ki başını hafifçe omzuma yaslamıştı.Muhtemelen rahatsız olacağımı düşünerek tam koymamıştı başını.Oysa rahatsız olmayı bırak o kadar memnun kalırdım ki bu halimizden.Gözleri yavaşça kapanmaya başladığında başını dikkatlice tutup iyice omzuma koymasını sağladım.
Yaklaşık 20 dakika kadar sonra ineceğimiz durağa gelmiştik.Dilamı hafifçe dürttüm ama uyanmıyordu.Son kez daha dürttüğümde gözlerini zar zor aralayıp "ha, geldik mi?"dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Küçük Kadınım
RomantikYıllar öncesinde 2 asker arkadaşının birbirine verdikleri söz Masum,üniversiteye hazırlanan bir genç kız Hayatı dolu dolu yaşayan üniversiteden mezun olmayı bekleyen bir genç adam Çocuklukları beraber geçmiş ve her dakika küçük kıza aşkla bakan genç...