SELİN
16. 10 .2012
00:20
Çanakkale yolculuğumuz başlayamamıştı hala bizim sınıftan bir kaç kişi eksikti tek yola çıkamayan biz olmuştuk. Tüm sınıf annelerimizin koyduğu börek ve kekleri daha şimdiden bitirmiştik muhabbet ederken. Bizi koyu muhabbetimizden ayıran sınıf öğretmenimizin yumuşacık sesi olmuştu. "Hadi Elif geldi. Gidiyoruz . Hızlı olun ama dikkatli de olun ezmeyin birbirinizi. " Hocanın dediğine tüm sınıf gülmüştü. Biz üç gün önceden otobüste oturma planımızı bile yapmıştık okadar hevesliydik bu gezi için. Sonuçta tüm sevdiklerin - bir kaç tane sevemediğim olabilir tabi - bir arada ve gece yolculuğu. Bayram'ın yanında oturuyordum. Nedenini bilmediğim halde sınıfın kararıyla aynı yere yazmışlardı ismimizi. İstemediğimden değil ama merak ettim neden yazdılar bizi aynı koltuğa. Çok büyük fedakarlık yapıp bana cam kenarını veren Bayram' a neden aşık olduğumu bir kez daha anladım. İlk başlarda eğlenceli başlasakta gece 03:00' e doğru teker teker uyumaya başladı saygı değer arkadaşlarım. Ben de kulaklığımı takıp müziğin ritmine bıraktım kendimi. Boynumun sızlamasıyla gözlerimi açtım. Uyumuştum sanırım. Yumuşak bir şeye yatmıştım ama başım çok yukarıda kalmıştı. Gözlerimi açmama rağmen pek fazla bir şey göremedim karanlıktı, üzerime birşey örtülmüş onu suratımdan kaldırarak nerede olduğuma baktım ve hemen tekrar suratımı kapattım. Utandım çok fazla utandım. "Tüm gece horladın, arabada kimse uyuyamadı senin yüzünden, ama korkma senin horladığını söylemedim hadi kalk herkes kahvaltı yapıyor maalesef bacaklarımı yastık olarak kullandığın için gidemedim. Hadi açıktım kalk güneş doğmadan çıkalım şu arabadan." Nasıl uyumuştum hemde onun bacaklarına kafamı koymuştum, utandım ama uykumu almıştım o ayrı bir konu tabi. Rezil olmuştum resmen ya. Ama horlamadığıma eminim o konuda içim rahat. Suratımdaki üzerime örtüğü hırkamı kaldırıp ona baktım. Bakışlarıma gülerek cevap verdiği için ona küfür ettim. Omuzlarımdan tutarak beni kaldırdı, oturur pozisyona getirdi. Bacakları uyuşmuş olmalı.
"Pislik misin nesin gülme işte."
"Hadi güneş doğacak , mola bitecek kahvaltı yapalım, bizimkiler dışarda sahilin ordalar bizde bir bakalım. Sayende tüm molayı arabada geçirdim. Of sarı of. "
"Çok konuşma sabah sabah, kalk hadi az laf çok iş." dedim, gülerek kalktı ve bana geçmem için yol verdi. Dışarıya çıktığımda havanın soğukluyla irkilmiştim. Boş boş etrafıma bakarken Bayram kolumdan tutup sınıftakilerin arabanın diğer tarafında olduğunu söyledi. O tarafa doğru ilerlerken Mustafa' nın "geliyorlar" demesiyle ne olduğunu anlayamamıştım. Arabanın ön tarafına geçtiğimde deniz kenarındaki kaldırıma tüm sınıftakiler sırayla oturmuş hepsi bana gülerek bakıyor bende onların hemen ayak ucuna mumlarla yazılmış olan "Ne olur evet de" yazısına sabitlenmiş durumdayım. Gördüğüm, duyduğum şeyleri anlamamaya başlamıştım. Tüm organlarım dış tepkilere kapanmıştı.
Bayram karşıma geçip "Benim civcivim olup kalbimde özel olarak yer alır mısın sarışın madam?" diyerek sustu. Onun susmasıyla sınıf arkadaşlarım hep bir ağızdan 'ne olur evet de' diye ritme ayak uydurarak bağırmaya başladı. Ben hala şoktaydım ve konuşabileceğime emin değilim. Galiba çok şanslıydım bunun farkındaydım ama. Yaklaşık iki dakika bekleyerek olan olayları anlamaya çalıştım. Gözlerim dolmaya başladı. Ama ağlamamalıydım. Nasıl cevap vermem gerektiğini düşünmeye başladığımda kalbimi dinlemeye karar verdim hissettiklerimi ilk defa hiç değiştirmeden söylemeye karar verdiğimde Bayram'ın bunu hak ettiğini düşünmeden edemedim.
"Bana mutsuzmuş gibi bakma. Sadece biraz şaşırdım. Nasıl söylesem bilmiyorum, içimden geçenleri toplayıp sana açıklayamıyorum. Ama şunu söyleyebilirim. Aşık olduğum özel adamın kokusu beni bayıltabilecek kadar güzel bundan dolayı bayılırsam beni tut olur mu ? Sana evet demeden önce benim sağlığım, ilişkimizin uzunluğu için heyecandan ölmemi sağlayacak şeyler yapma lütfen. Az kalsın unutuyordum, EVET. " dedim son kelimeyle gözlerinde ki kıvılcımı gördüm sanki, ilk defa ona bu kadar uzun bakıyordum. O dediğim artık benim sevgilimdi. İnanmam zor olacaktı. Sınıf arkadaşlarım bakışmamızı bölerek bizi tebrik ettiler. - Sınıf arkadaşlarım demişken hepsiyle İstanbul' a dönünce görüşeceğim insan biraz haber verir teklif edeceğini bu kadar da olmaz pislikler.- Molamız bitmeden sahili turlamak konusunda kararlaştırmıştık. Herkesin önünde Bayram' la ikimiz yürüyorduk. Arkadan gelen seslere aldırış etmemeye çalışsam da dayanamayıp bir kaç kez uyardım onları. En sonunda Öztürk' ün "Çok bekledin Bayro hadi öpsene." demesiyle gerçekten çok sinirlenmiştim. Sevemediğim nadir insanlardan birisidir Öztürk. Bayram' ın verdiği tepkiyle benimle beraber ilkokuldan bu yana ayrılmayan arkadaş gurubu üyeleri bile şaşırdı. "Öztürk gelsene." deyişini duydum sonra burnu kanayan Öztürk'ü gördüm. Benim için büyük olan onlar için çok normal olan kafa atma olayı sorunsuz kapandı. Birisi bana kafa atsa ben yakın arkadaşım da olsa on saniyelik ani refleksimi kullanıp yumruk atardım. O salaksa sadece "Al kırdın, kırdın." deyip gülmüştü. Aralarından su sızmadığını anladığım an korkmuştum, çok fazla rakibim vardı benden önde giden kişiler fazlaydı. Benim istediğimse bir derdi olduğunda ilk bana gelsin ama bu imkânsız gibi, arkadaşları çoktu. Ama bunun için onu suçlayamam, Bayrampaşa' da oturmaya devam etseydim Aleyna varken derdimi gidip Bayram' a anlatmazdım herhâlde. Konu ne ara Aleyna' ya geldi. Molamızın bitmesiyle otobüse geri döndük herkes yerleşince otobüs harekete geçti bir saatlik yolumuz kalmıştı. Bu bir saatte Bayram uyumalıydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BEN SANA TUTSAĞIM #Wattys2016
Teen FictionKalbimden çıkan hislerle hayal dünyamın ilginç buluşması.. ÖLÜMSÜZ SERİSİ 1 ANNA Türünün devamını getirmek için çabalayan yarı kurt yarı vampir olarak bilinen zalim bir kadın. BAYRAM ( BARNETT) Geninde kurt adam hormonu olan kızdan bebek yapıp ku...