Gül Mavi

Özür☁

Ali'nin ağzından

Işte bir kez daha o koca gözlerin derinliğine kendimi kaptırmıştım. Kendimi onun yanında çok huzurlu bir o kadar da korkak hissediyordum. Eğer kendimi kontrol edemezsem üzülebilirdi. Ilk kez yaşadığım bu duyguya karşı çok yabancıydım. Daha önce kimseye aşık olmamıştım. Acaba bu aşk mıydı? Hep onun yanında olma isteği, nefesini hissedene kadar yakınlaşma duygusu, kokusunu duyunca afallamak... Duygularıma karşı kaybetmiş ve onun elini tutmuştum. Ne diyecektim? Özür için felan mı? Düşüncelerimi bir kenara bırakmış ve teninin sıcaklığı eşliğinde yürümeye başlamıştık. 1 saat önceden kapattırdığım ve bizim için ayrılan restorantın en güzel köşesine vardığımızda elini nazikçe bıraktım ve oturması için sandalyesini çekmiştim. Kahretsin.! Çok güzeldi...

Selin'in ağzından

Yemekleri sipariş verene kadar hiç konuşmamıştık. Ne düşünüyordu inanın tahmin dahi edemiyordum. "Ihıhıhım. Sabahki olay için çok üzgünüm. Biliyorum çok klişe ama 'özür dilerim'" dedi sessiz bir şekilde. Sanırım hayatımda duyduğum en büyüleyici sesti. "Önemi yok. Zaten beni bu restoranta getirerek özrün kralını diledin. Rüşvet vermeyi de iyi biliyorsunuz Ali Bey." dedim gülümseyerek. "Evet eve babamın yeni karısının kızı olarak geldin başta iticiydin ama ben seni tanımak istiyorum." dedi masumca. "Istanbul'a yeni geldim yani henüz arkadaşım yok. Ben buna pek de alışkın değilim doğrusu. Küçüklüğümden beri konuşkanmışım. Bu yüzden annem beni hiç yanında götürmezmiş. Arkadaşlarına ağzımdan bir şeyler kaçırırım diye. Annem o aralar psikolağa gidiyormuş. Yani sorunları epey varmış. Tabii doğal olarak kimsenin de bilmesini istemiyormuş. Bende bu süre zarfında özgür olmayı başardım. Insanlarla hemen kaynaşmayı, ilk gördüğüm insanla bile dakikasında arkadaş olmayı ögrendim. Kendimi savunmayı, ezdirmemeyi öğrendim ben. Şu ana kadar kime güvendiysem, kime arkadaş eli uzattıysam hiç pişman olmadım. Ama bu sefer öyle olmadı Ali. Sen başkaydın. Bunu ne olduğunu bilmiyorum. Daha önce erkek çok arkadaşım da oldu. Hatta Izmir'de denemediğim çocuk kalmadı diyelim.!" dedim gülümseyerek. " Ama seninle olan ilişkimi hâlâ çözemedim. Sen diğerleri gibi değilsin. Hissediyorum. Sen de çok başka şeyler var." dedim gözlerimi kısarak. "Özür dilerim." dedi Ali.
"A evet! Özrün hâlâ kabul edilemedi Ali bey. Tamam beni bu restoranta getirdiniz ama bunu paranızla yaptınız yani kendiniz benim için henüz bir şeyker yapmadınız." dedim alaycı bir şekilde.

Yemekler gelmişti. Sıcak olan çorbamı yudumlamaya başlarken Ali söze girdi.

"Ne zaman Izmir'e gidiyorsunuz?"

"N'oldu ya sen sıkıldın mı benden?" dedim gülerek

"Yok hayır merak ettim o kadar."

"Imm. Baban anneme evlenme teklifi etmiş ama annem henüz kabul etmemiş. Naza çekiyor yani..." dedim gözlerimi devirerek.

O mavi gözler geldiğimizdan beri hiç gözlerimle buluşmamıştı. Ama ben onu oturduğumuzdan beri süzüyordum. Mavişi süzmeyi nihayet bırakıp dışarı baktığımda aniden bir sıcaklık hissettim. Olamaaz!!!! Yeni elbiseme yemek dökülmüştü. Sakar garson. "Aliiii yanıyoruuum Alii" dedim canım yanarak. "Seliiiin Seliin iyi misin?. Bekle bir yerin yandı mı hemen üstündekileri çıkartalım." dedi beni lavaboya doğru götürürken. Restorantta biz ve garsonlardan başka kimse bulunmadığı için Ali kızlar tuvaletine girmekte bir mahsur bulmamış olacaktı ki benimle birlikte içeri girmişti. Sabah rezil ediyor, şimdi de benim rezil olmamam için yardım ediyordu.?

"Hadi gir şuraya ve çıkart şu üstündekileri bende arabanın arkasından yedek kıyafetlerimi sana getireyim. Soyun ve bekle burda."dedi ve gitmişti. Gitmesinin ardından tüm düşüncelerimi kenara attım ve tuvalate girip o çok beğenerek aldığım siyah gece elbisemi çıkarttım. Yaz ayında olsak da üşümüştüm.

Kapının gıcırtısından anladığım kadarıyla Ali gelmişti. "Çıkarttıysan elbiseni kapıyı aç ben sana giysilerimi veriyim sende bana elbiseni ver hadi."dedi. "Tamam çıkarttım. Veriyorum." dedim ve kapıyı açtım kolumu dışarı çıkarttım ve Ali'nin giysilerini aldım. Bende ona yere düşen elbisemi vermek için eğildiğimde kapıyı tutan elimi, yerden elbisemi almak için çektiğimde kapı açılmış ve Ali her şeyi görmüştü... Utanmıştım. Tamam , sabah mağazada da soyunma odasına girmişti ama bu kadar çıplak değildim.

"Çook özür dilerim. Ooo. Hadi giy üstünü. Ben dışarda seni bekliyor olacağım. " dedi hafif utanarak. Elbisemi hızla verdim ve giysileri giymeye başladım. Siyah bir t-shirt ve bol bir kot pantolon vardı. Pantolonun bana olmayacağına emindim. Kemerde yoktu. Bu yüzden sadece uzun olan siyah t-shirti giymeye karar verdim. Dışarı çıktım ve pantolonu Ali 'ye geri verdim. Beni süzüyordu. "Hadi babam aradı ve artık eve gidebileceğimizi söyledi. Nazlı sakinleşmiş." dedi beni süzmeyi bırakarak.

Saate baktığımda gece 12.45 'i gösteriyordu. Restorantın ışıklarını yansıtan kırmızı arabaya bindik ve evin yolunu tuttuk. Mavi gözlere bakmaya karar verdiğimde onun bana baktığını fark ettim. Utanmış olacaktı ki yüzünü hemen yola çevirmişti.

"Ya n'oldu çok mu kötü duruyorum?" diye sordum üstümdeki Ali'nin t-shirtüne bakarak. "Yok yok hayır, aksine gayet güzel duruyorsun. Oldukça doğal... Tabii makyajını saymazsak. " dedi gülerek. Yine o mavi gözleri parıldıyordu." Aaa ne olmuş. Istemesem yapmam ki. Hem ben erkekleri tavlamak için yapmıyorum ki makyajı. Kendimi tatmin etmek için yapıyorum. Bi' nevi makyaj yapınca rahat hissediyorum diyelim. Yani makyajsız halimden rahatsızlık duymuyorum. Öyle de gayet güzelim." dedim gözümü yola çevirerek. "Hmm... Bir gün dene ve görelim. Güzel olup olmadığına da bırak biz karar verelim." dedi gülümsemesini büyüterek. Işte tam o anda zamanı durdurmak istemiştim...

Vote ve yorumlarınızı lütfen eksik etmeyin. Kitabı arkadaşlarınıza da önerirseniz çok mutlu olurum. Yeni bölümü votelar 30'u geçince yayımlayacağım. Yorumlarınızı ve önerilerinizi yazmayı unutmayıın!
Iyi okumalaaar!! Umarım beğenirsiiniiz. ^_^ ♡

Bu arada GK 'de AlSel'in arası bozuldu. Açıkçası ben birlikte oldukları sahneleri daha çok beğeniyorum. Ama inanıyorum ki yazarımız Dargı düzeltecektir.

Bissürü kaaaalps ♡♡♡
Sizi ve AlSel'i deli gibi seven amatör yazarınız ^_^